"Biz neden böyleyiz?" dedi gözleri babasının mezarındayken. "Neden paramparça?"

Mihriban başını oğluna çevirdi. "O nasıl söz?" dedi hayretle. "Babam gitti belki ama biz hep bir aradayız oğl-"

"Oğlum.." diyerek lafını kesti Batuhan annesinin. "Öz mü? Değil mi?"

Mihriban donup kalırken yutkundu. Başındaki şalını bir kısmını elinde tutup gözlerini sildi.

"O ne demek?" dedi kaşları çatılırken. "Öz oğlumsun sen benim."

"Değilim." dedi Batuhan ısrarla. "Yalan söyleme."

Konuşmadı Mihriban. Ölümün eşiğinde ettiği laflar geldi hatırına. Hatırlıyordu Batuhan. Unutmamıştı.

"Yetimhaneden falan mı aldınız beni?" dedi Batuhan sakin ama bir o kadar da sert sesiyle. "Kimim kimsem yok mu?"

"Var. Ben, abin, eşin ve baban bak bu toprağın altındaki adam.. Kimin de kimsen de biziz."

"Değilsiniz." diyerek kırmızı gözleriyle annesine baktı Batuhan. Geri adım atmak istemiyordu.

"Abimle paylaştım ben bu konuyu. Ben öz değilim. Kan bağımız yok. Üstelik abim de bu konudan haberdar. Ben halledeceğim dedi çıt çıkmadı. Konuşmadınız mı?"

"Abin önceden de biliyordu. Şüpheleri olmuş, konuşmuştuk."

Alaycı şekilde güldü Batuhan. "Ne güzel. Ne kadar ayakta uyuttunuz beni?"

"Oğlum.." diyerek Batuhan'a yaklaştı Mihriban. "Gel bunları evimizde konuşalım. Babanın mezarı başında olmaz."

"Sen demiyor muydun; ne olursa olsun ölüler sizi duyar, hisseder diye. Bırak duysun babam sesimizi, benim ne denli kırgın olduğumu, üzgün olduğumu hissetsin."

Üstelemedi Mihriban.

"Bana her şeyi anlatır mısın anne?" dedi Batuhan. Cümlenin sonundaki kelimeye vurgu yapmıştı özellikle. Karşısındaki kadının gözlerine bakıyordu açlıkla.

Mihriban yemin etmişti kendi içinde. Asla gerçekleri anlatıp, gece gündüz etmeden, yemeyip yedirdiği, giymeyip giydirdiği pırlanta gibi evladını kaybetmek istemiyordu. En yakın dostuna başvurdu yine; Yalan.

"Seni doğuran kadın öldü." dedi bir çırpıda. Batuhan'ın duruşu değişti. "Biz de seni alıp büyüttük. Bu kadar."

Batuhan duyduğu cümlenin basitliği ile güldü. Hatta uzunca gülüp eliyle saçlarını çekiştirdi.

"Yalana bak" dedi gülerken. "Kameralar nerede Mihriban Sultan?"

"Doğru bu." dedi Mihriban üstelemeden.

"Peki babam kim?" dedi Batuhan alayla. "Dur tahmin edeyim. Alkoliğin tekiydi.. ya da dur dur bu daha iyi olur, anneme çok aşıktı, ben doğunca annem öldü diye sevmedi attı beni bir kenara. Nasıl? Güzel hikaye değil mi?"

"Batuhan." dedi Mihriban uyarır şekilde.

"Doğruları istiyorum." dedi Batuhan sert şekilde. "Yoksa ben doğrulara kendim ulaşırım."

Mihriban korkuyla yutkundu. Elini güç almak ister gibi kocasının mezar taşına doydu. Tek kelime etmedi.

Batuhan annesinden duymak istediği hiçbir şeyi duyamayınca başını salladı. Ceketinin cebinden telefonunu çıkarttı ve şoför istedi. Ardından annesine baktı.

"İsterdim ki bana sen söyle, senden öğreneyim. Ama bana çare bırakmadın. Eğer olurda işin sonu gerçekten kötü biterse. Sana sütünü helal etmekten başka hiçbir hak düşmez. Haberin olsun."

BADE +18Where stories live. Discover now