Balıkçı Kulübesi

351 8 11
                                    

Ergun , Nazlı'nın kardeşi ve ailesi ona zarar vermesin diye yüreğinde bir korla koşup Nazlı'dan uzaklaştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ergun , Nazlı'nın kardeşi ve ailesi ona zarar vermesin diye yüreğinde bir korla koşup Nazlı'dan uzaklaştı. Yıkılacaksa bir şey ben yıkan değil yıkılan olayım, Nazlı benim yüzümden ailesinden kopmasın,onlarla küs kalmasın,yanında mutsuz huzursuz aklı hep başka bir yerde,yarım kalmasın istiyordu..Onun kendi yüzünden yaşayacağı bir acıya tahammülü yoktu... Onun gitme diye yalvaran,hesap soran bakışlarına rağmen onları mecbur ettikleri bu ayrılıkta Nazlı daha az hasar alsın daha az acı çeksin ve en sonunda mutlu olsun diye şimdi ikisini de ateşe atışlarına teslim olmak zorundaydı.. Belki bir gün Nazlı eğer içini dökmezse patlayacağı o satırları okurdu...Bu izbe kulübede tek başına loş ışıkta otururken sevgilisinin ''neden gidiyorsun ?'' serzenişine , bu sonsuz aşkı, o verilmiş sözleri o gelecek planlarını nasıl bırakıyorsun iç hesaplaşmalarına yanıt vermezse , bu içini yakan acıyı dostuna bile anlatamazken içine atmaya devam ederse ölecek gibi hissediyordu. Bu yaşananlar bir şekilde bilinecekti,söylenecekti belki sözcüklerle değil bir gün konuşamasa da ulaşabilecek satırlarla.. Hiç ulaşmasa da şimdi onu dinleyen yol gösteren kasetleri de yanında olmadığından,kokusunda huzur bulduğu sevdiğinin kokusunu duyamadığından annesine bile sarılıp ağlamak sevdiğinin annes, kardeşleri tarafından elinden alındığından içini dökmezse dayanamazdı. Zaten bu defter uzun bir süre Nazlı'nın eline geçemezdi yoksa ne anlamı vardı ki kalkıp gitmenin o hayatına bakmayacak kendini hatırlatacaksa ? Ama belki bir gün..belki yıllar sonra ona verecek bir hesabı bir hak alacağı zaman...Ondan saklarken kıvrandığı gerçekleri sonunda söyleyip rahatlamak istediği zaman,bu yükü artık taşıyamadığı zaman...Acaba Nazlı şu an ne yapıyordu ? Onu suçlayıp kaçmakla,ihanetle,yarı yolda bırakmakla mı suşçluyordu onun için nelerden vazgeçtiğini bilemden ..belki de haklıydı bu ihtimalleri bu hayalleri bırakmayıp ne pahasına olursa olsun sımsıkı sarılmalıydı..Ama anlayamazdı...Nazlı 'ya zarar vermek demekse bu gelecek bu hayallerden bu cennetten bile vazgeçmeye hazırdı..Her şey Nazlı içindi ..Onun iyiliği için bırak geleceği,geçmişi ,emeklerini,hayatını...canını bile vermeye hazırdı..O gülsün de... 

Nazlı ise divanlı odalarında oturmuş Ergun'la piknikte çekildikleri resme bakıp ağlıyordu. Çok özlüyordu Ergun'u .Çok... Ve kızıyordu kendine hala onu özlediği hala beklediği için...O onu bırakıp 2. kere gitmişti...2. kere ! kendini aptal gibi hissediyorduYine aşka kapılıp yine aynı hayal kırıklığıyla kalmıştı..Ohayallerin gerçekleşeceğine inanmıştı.Ona daha da kızgındı..O hayalleri gerçekleştirecek cesareti yoksa kendi korkarken o niye aşarız demişti ve onu ikna etmişti ? Olmayacağını ilişkilerinin en güzel zamanında mı anlamıştı ? Tamam ..Anladı ve gitti saygı duyardı buna...Üzülürdü kahrolurdu belki ama geç de olsa bu masalın korktuğu ieylere yenileceğini görüp Nazlı'yı anlayabilirdi pekala...Ama neden geri döndü ki.. O umudu neden tekrar ateşledi..Dön diye yalvarmak istediği mektupta bu sefer gideceksen hiç dönme yazmıştı ...Bir acıya daha dayanamazdı..ama Ergununun şimdi dönmesini şu köşeden dönüp onu kollarıyla sımsıkı sarıp ona o aşkı yeniden vermesini öyle istiyordu ki..Bir yanı kızgın olup onu unutup hayatına bakmasını söylerken bir yanı onsuz bir hayatın olmadığını, bunun sadece ona ve kendine biçeceği bir müebbet ceza olacağını söylüyordu..O yanı çok haklıydı.Ergundu bu..Onu canından çok seven ona kıyamayarak seven,onu her şeyin önüne koyan ergun..her şeyi herkesi karşısına almayı göze alan ergun...''Seni üzecekler sana yüklenecekler'' demişti Ergun giderken.. O öyle çekip gitmezdi daha önce ne oldu da gittiyse sorduğunda verdiği geçiştirdiği cevaplarda bu gidişinin de nedenleri saklıydı..Bir günden bir güne insan değişmezdi ya 2 sene sonra evlilik planları yapıyorlardı,en son Çamlıcada muhşteşem bir gün geçirmişlerdi,ileride çocuklarıyla gelmekten bahsedip saçlarını kokluyordu ergun,Nazlı ise onun dizine yatmış o hayallerini ve aşk dolu iltifatlarını dinleyip sevda sözleriyle karşılık veriyordu ve hayallerine ortak oluyordu..Ertesi gün kaşında bir yara yüzünde bir kaygı ve ona felakete hazır ol diyen bir adam verdı karşısında..Ve daha sonra da ben dükkanı kapıyırum deyip gitti..Kesin biri öğrenmiş olmalıydı,öğrenmiş ve onun iyiliği mutluluğuyla tehdit etmişti..Ailenle arana girmem diyordu..Acaba kim ? Annesi hep biliyor gibi imalarda bulunuyordu ,o olması çok olasıydı ama çağatay da erguna da kendine de çok sert ve sinirli davranıyordu,Ergun'un gitmesine adeta sevinmiş ve rahatlamıştı. Ayrıca ne hikmetse Çağatay'ın kavga edip elini yardığı gün Ergun'un kaşının yarılmasıyla aynı gündü. Nazlı düşün düşün bu işin içinden çıkamadı...Tek bildiği içinde bir ateş vardı ve o yara sızladıkça o nefes bile alamıyordu..Gidip Ergun'u bulup onunla yüzleşmeliydi..Hatta açıklama bile istemeyecekti çünkü doğruyu söylemeyecekti..Eğer..eğer hala onu isterse Nazlı ona gidecekti.

Hadi Başka Bir Yerde Yaşayalım !Where stories live. Discover now