Günler geçiyor, işlerin yoğunluğu da aynı hızla devam ediyordu.
"Ne oldu Changbin?" Chan sinirliydi çünkü çok önemli bir işini bırakıp acil dendiği için buraya gelmiş ve Changbin'in rahat tavırları ile karşılaşmıştı.
"Fransa'ya gidiyorsun." dedi Changbin. Chan bu cümlenin şaka mı yoksa gerçek mi olduğunu anlayamadı "Ne?" Changbin masasının üzerindeki dosyayı arkadaşına uzattı "Bu davaya sen atandın ve mecburen sen gidiyorsun."
"Böyle bir şey şimdi mi söylenir? Duruşma altı gün sonra." Changbin arkadaşına gülümsedi "İşte tam olarak bu yüzden sen atandın. Altı gün içinde tam donanımlı olarak hazırlanabilecek tek kişi sensin."
"Yolu da hesaba katarsak yalnızca dört günüm var." dedi Chan. "O kadar da zor bir dava değil, yalnızca basit bir boşanma davası." Chan elindeki dosyayı salladı "Bu dosya iki süperstarı boşamak hakkında." Changbin sahte bir gülümseme sundu "Endişelenme, dosyanın içinde her şey var. Birkaç kez okuman yeterli olacaktır."
"Peki benim takvimim ne olacak?" Changbin başını sorun yok anlamında salladı "Sekreterlerimiz o konuyu çözecek." Chan ofladı, atandığı bir duruşmaya gitmemezlik yapamazdı "Ne zaman yola çıkmam gerekiyor?"
"Bu gece." Changbin arkadaşına masumca gülümsedi. Chan ortalığı yıkmamak için kendisini zor tutuyordu.
...
Chan Fransa'ya gideli tam bir hafta oldu. Atandığı duruşma ise net bir sonuç vermeyip, bir hafta sonraya ertelendi.
Hem Felix hem de Chan bu duruma sinirlenmişti. Chan'ın en çok sinirlendiği kişi kendisiydi. "Daha iyi bir savunma hazırlayabilseydim şu anda evimde olabilirdim." diye düşünüyordu. Felix'in kızgınlığı ise bu planlamaları yapan herkeseydi. Şirket reklamı için sevgilisinin kullanılması hoşuna gitmiyordu.
Felix yorucu bir günü daha gerisinde bırakıp evine geldi ve her zamanki gibi ilk önce duşa girdi. Duş sonrası bakımları için aynanın önüne geçtiğinde de kendisini inceledi. Vücudundaki morlukların sayısı artmıştı. Sırtında, kollarında, bacaklarında ve hatta eklemlerinde bile morluklar vardı.
"Aptal Hyunjin bana çok sert davranıyorsun." arkadaşı duyamasa da sızlandı. Kendisini bir kez daha inceledi. Zayıflamış, ağzında ve saç diplerinde yaralar meydana gelmiş, diş eti ve burun kanamaları da artmıştı "Ve doğrusu bende kendime iyi bakmıyorum."
Yemeklerini bitirmiyor, bazen de hiçbir şey yemiyordu. Uyku düzeni iyice bozuldu, çekimler sırasında ince giyindiği için de üşüyordu. Kendisinin de söylediği gibi kendisine hiç iyi bakmıyordu, bunlara ek olarak Chan'ın uzakta olmasından dolayı üzüntü duyuyordu.
...
"Çok iyiydiniz çocuklar. Özellikle de sen Hyunjin, doğaçlama yaptığın kısma bayıldım." yönetmenin övgüleriyle iki arkadaşı da motive ediyordu "Ve sen Felix, her ne yapıyorsan lütfen onu yapmaya devam et. Dizinin başlarında seni yıpranık göstermek çok işimize gelir." Felix bu söze sevinmeli miydi bilemedi, yalnızca gülümsedi ve teşekkür etti.
Eve döndüğünde günlük rutinini uyguladı. Yatağına geçtiğinde bugün eve erken dönmüş olmasına sevinemedi. Chan yoktu, ev çok ıssızdı. Her gün telefonda konuşuyor olsalar da bu ikisine de yetmiyordu. Neyse ki Chan üç gün sonra eve dönecekti.
Bilgisayarını aldı ve yatağına geçti. Uzun süredir izlemek istediği komedi filmini açıp seyre daldı. Henüz filmin yirminci dakikasına yeni gelmişti ki midesinde şiddetli bir bulantı hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scandal | Chanlix
FanfictionNefret çok güçlü bir duygudur, lütfen onu beslemeyin. ~angst değil~
