Etrafı inceledim duvarların rengi artık nefesimi kesmeye başlamıştı.
Ayağa kalkıp bir umut kapıyı yumrukladım "Çıkar beni Ömer yeter artık.  Önceden seni aldattığımı sanıp yaptın bir çok şeyi peki şimdi niye yapıyorsun bunları.  Sen beni sevmiyorsun yalan söyleme seven insan sevdiğinin canını bu kadar acıtmaz " dedim ağlayarak ama cevap gelmedi.
Büyük bir sessizlik vardı sadece .

Çaresizce geri dönüp yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.  Canım yanıyordu neden bana bunları yaşatıyordu neden artık bırakmıyordu beni .
Kendime asla cevap bulamayacağım  sorular sorarak uykuya daldım.


Ömerin anlatımından;

Faruk ile bahçede otururken Duru gülerek yanımıza geldi ve babasının kucağına oturdu .
Faruk konuşmaya dalmışken Duru gizlice masadaki telefonu almaya çalıştı.  Onun bu hâline gülüp gideceği sırada yakalayıp kucağıma aldım.
" Hayırdır küçük hanım şimdi de gizli hırsızlığa mı başladık?" deyince Faruk önce masaya sonra Durunun elindeki telefona şaşkınlıkla baktı.
Onun bu hâline kahkaha attım "Oğlum sen bittin ben sana diyeyim. Duru seni susuz götürür susuz getirir" deyince suratıma baktı "Valla abi ne diyeyim ne ben ne annesi bu kadar fenaydık kesin kaynanama çekti " deyince ikinci kez güldüm.

Duru babasına mahçupca bakıp "Kızma baba ben ve Halime abla oyun oynuyorduk.  Eğer gizliden götürürsem bana çikolatalı pasta yapacaktı.  Şimdi pasta yiyemiyecem" deyince öfkelenmeye başladım .
Artık eskisi gibi olalım dedikçe sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu.
Faruk duyduğu şeyle yüzüme baktı ve kafasını sağa sola salladı "Kötü bir şey yapma abi " deyince susması için sert bir şekilde baktım yüzüne.

Duruya döndüm tekrar "Tamam o zaman prenses sen götür telefonu Halime ablana . Sana pasta yapsın madem o kadar çok yemek istiyorsun ama bizim haberimiz olduğunu söyleme yoksa oyunu kaybetmiş olursun" deyince Duru başını sallayıp salona gitti.
Arkasından gidip bahçenin kapısında bekledim . Halime telefonu alıp yukarı çıkmaya başlayınca Faruk'a döndüm "Sen Duruyu al bahçede bekle" dedim.
Faruk kolumu tuttu "Yapma abi haklı oda burada onu zorla tutuyoruz" deyince hırsla kolunu ittim"Sana dediğimi yap Faruk beni sorgulama " deyip merdivenlerden çıktım.

Kapıyı açtığımda  Halime birini aramaya çalışıyordu.  Kapıyı açınca korkuyla yüzüme baktı .  Telefonu elime alınca Yağızın numarasını gördüm .
Bu daha fazla sinirlenmeme neden olmuştu.  Sinirle birkaç şey söyleyip bileğinden tuttum ve aşağı inmeye başladım.
Halime yalvarıyordu ağlıyordu ama kulağımı onun sesine kapatmayı seçmiştim bu sefer .

Merdivenden aşağı indikçe ortamın ışığı azalıyordu ve bu Halimeyi daha çok korkutuyordu.
Bunu bileğini tuttuğum elini çekiştirmesinden anlıyordum ama korkusunun bir faydası yoktu.
Onu buraya getirmeden önce ona bir oda hazırlatmıştım.  Böyle oyunlara başvuracağını biliyordum .
Kapının önüne gelince bir adım geri attı Ama ben bileğini bırakmamıştım.
Dönüp yüzüne baktım gözyaşları yanaklarını ıslatmıştı  şu an çok savunmasız görünüyordu.  Ona sarılıp ilk günlerdeki gibi  kendimden korumak istiyordum.

Ona hesap sordum bağırarak sesim yükseldikçe daha fazla ağlıyordu ama içim bir türlü soğumuyordu.
Özür dilemeye başladı bir daha yapmayacağını söyledi ama dinlemedim . Bütün yalvarışlarına kulaklarımı kapattım ve onu odanın içine fırlattım.

Odanın bütün duvarlarını siyaha boyamıştım . Halime böyle yerlerde kalamazdı biliyordum . Siyahtan nefret ederdi hele bide böyle küçük odalarda kilitli kalmak nefesini daraltırdı biliyorum . O yüzden ona en iyi ceza buydu .
Odayı görünce korkuyla baktı gözlerime şu an burada kalmamak için her şeyi yapabilecek haldeydi .

SAYE(İNTİKAM)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें