GİRİŞ •ALAŞAĞI•

207 87 162
                                    

Duy ve düş 1

Hayal
İnce ama sağlam ipin üzerinde yürümek gibi. O kadar uzun süre kalırsın ki üzerinde, en sonunda ip kopar ve düşersin. Gerçeklere düşersin. Çok acıtır bu. O ipi eline alır ve bağlayıp tekrar çıkarsın. Çürür hayallerin. Kalbini de çürütür. Vazgeçmezsin. Müzik dinlersin. Sarhoş olursun notalarda ki hayali duygularla. Hiç acıtmaz bu. Gece duygularını öğürürken karnına çektiğin bacaklarında hayali hisseder ve bi iki diş izi bırakırsın.

Gerçek
Kalın ama sağlam olmayan ipin üzerinde yürümek gibi. O kadar kısa süre kalırsın ki üzerinde, ip kopar ve düşersin. Hayallere düşersin. Hiç acıtmaz bu. O ipi alır eline istemeye istemeye bağlarsın. Çürür gerçeklerin. Kalbini de çürütür ama bi o kadar da onarır. Vazgeçmek istersin. Müzik dinleyemezsin. Sarhoş olamaz ve gerçekçi notalarda ki gerçekçi duygularla kalakalırsın. Çok acıtır bu. Gündüz duygularını yutarken karnına çekip ısıramadığın bacaklarınla gerçekçi bir ağrı hissedersin.

18 kasım 2019
Üzerime ince salaş ceketimi geçirdikten sonra terliklerimi giydim ve salona doğru ilerledim.

Ev hiç de hoş olmayan bi kokuyla doluydu ve midem de garip sancılar oluşturuyordu. Belki de ruhumun sancılarıydı bunlar. İçtiğim onca hayali kadehe rağmen uyuşmayan ruhum beynimi istila ederken kendimi yalpalayarak tuvalete atarken ve kusarken buldum.

İçimde kanayan yara midemi ağrıtıyordu. Her düşünüp acıtan kelimelerim, duygularımla yara açıyordu içimde.

Yavaşça mermere tutunup ayağa kalktım. Aynanın karşısına geçince uzun süredir onunla göz göze gelmediğimi anladım. Uzun süredir yüzüme bakmamıştım. Yüzümü incelemeye başladığımda gözaltları tamamen morarmış ve yüzü tanınmayan aynadaki katilime: yani kendime baktım.

Gözlerimi sadece bi kaç defa kırptım ve biraz rahatlamak için göz kapaklarımın tamamen kapanmasına izin verdim. Beynim bi kitaplıktı adeta. Her gözlerimi kapatışımda boş satırlar ve yırtılmış kırmızı lekeli kitaplar görüyordum. Her bir kitaba koşup birleştirmeye ve tamamlamaya çalışıyordum. Ve her adımımda ağrı yaratıyordu zihnim. Yetişemiyorum.

Kitaplardan akan kanları durduramıyordum. Sanki her kan damlası benim bedenimden damlıyormuş gibiydi. Acının arttığını fark ettiğimde daha fazla bu ağrı ve dağınıklığa dayanamayıp huzursuz oldum ve içeriden gelen seslerle gözlerimi araladım.

Tam o sırada boğazımda bi çığlık belirdi. Ve bi çift el ağzımı kapattı. Nefes alış-verişlerim gitgide hızlanırken başımın döndüğünü hissettim. Sakinleşmeliydim ama beynime bu komutu veremiyordum. Kalbim sıkıştı ve nefes almakta daha da zorluk çektim. Gözlerim bana ihanet edermiş gibi kapandı. Beynimin içindeki kitaplar devrilirken yer ayaklarımın altında kaymaya başladı.

Vücudum savunmasızlığa yakalanıp boşluğa doğru yuvarlanırken bi çift amber göz beni alaşağı etti.

GÜZEŞTEWhere stories live. Discover now