Ama uzun siyah saçlar yerine kısa kırmızı saçları görünce rahatladı. Anın şokuyla sesi ayırt edememiş olmalıydı.

Hızlı adımlarla taeyonga yürüyüp vücudunun yanında öylece duran elini tuttu.

"Bana yardım et"

🥂

"Seni buradan çıkaramam küçüğüm biliyorsun"

Sichengin yüzü düşer gibi oldu kafasını hafifçe öne eğip yatağın desenlerini incelemeye başladı  Yanında oturan kırmızı saçlı adamın elini bırakmaya niyetli değildi. Onun tek umuduydu ve ısrar etmeliydi. Dudaklarını aralayıp konuşmaya yeltendiğinde adamın sesiyle hava yuttu.

"Ama şu bahsettiğin arkadaşın"

Küçük bir çocuk gibi heyecanla kafasını kaldırdı.

"Seni onunla görüştürebilirim belki"

Sicheng gülümseyerek adamın kolunu salladı. Taeyong küçük bir çocuk gibi sevinen oğlana gülümseyerek konuşmaya başladı. Fazlasıyla sevimli olması yanaklarını sıkmamak için kendisiyle mücadele vermesine sebep oluyordu.

"Ama seni dışarı çıkarırsam yuta beni bacaklarımdan japonyanın nüfus tabelasına asar."

Çocuk istemsizce kıkırdarken konuşmasına devam etti.

"Onu buraya getirebilirim bu gece. Yuta hayatta erken çıkamaz çok ciddi bir görüşmede."

"Teşekkür ederimm!!"

Sicheng​ kendini adamın boynuna atarken taeyong neye uğradığını şaşırdığından dengesini zor toparlayarak tek kolunu oğlanın beline sardı.

"Ne demek kuzum benim."

Sicheng adamın boynundan ayrılıp onu dinlemeye devam etti.

"Doktor demiştin değil mi?"

"Hıhım doktor dong young, Kim dong young. Soonchunhyang hastanesinde."

Taeyong kafasıyla onaylayıp yavaşça yerinden kalkarken çocuk da doğruldu.

"Beni burada bekle onu alıp geleceğim."

Sicheng başıyla onaylayıp kapıdan çıkan adamı takip etti. Ağır ağır merdivenlerden inen adımları sabırsızlıkla izliyordu. Yüzündeki gülümseme git gide büyüyor sabırsızlığı artıyordu. Tek arkadaşını görebilecekti! Kapıya doğru yürüyen adamın arkasına dönmesiyle duraksadı.

"Arkadaşın gelmeyi reddederse zor kullanma hakkım var mı?"

Çocuk adamın ciddi ifadesiyle yönlendirdiği soruyu duyunca gülümsemesini yüzünden sildi. Haklıydı.
Neden gelmek istesin ki?

İlk defa bir arkadaşı olduğu için heyecanlanmıştı. Lisede gördüğü zorbalıklardan hiç arkadaşı olmamıştı ve şimdi bir arkadaşı olduğunu düşünmüştü ama onu tehlikeye atmaya hakkı yoktu. Kimseyi zorla hayatına sokmaya hakkı yoktu.

Gözlerinin önünde sallanan eli görünce düşünce bulutları dağıldı.
Taeyong gözlerini ondan ayırmadan kafasını hafifçe kaldırıp elini indirdi.

"Nereye daldın öyle?"

Çocuk kafasını kaldırmadan "Hiç" diye mırıldanınca taeyong derin bir iç çekip arkasını döndü. Adamın ayak seslerini duyan çocuk kafasını kaldırıp gidişini izledi. Adam arkasını dönmeden konuşmaya başladı.

BET ON BEAUTY +18 | Yuwin Where stories live. Discover now