İnci abla yanımdan ayrılırken ben yemek odasına geçiyordum ki birden Kıvanç yanımda fasulye gibi bitiverdi.

Göz ucuyla bana bakıyordu, ben onu görmüyorum sanıyordu herhalde ama çok havuç yediğim için gözlerim onu güzel görüyordu.

Bu aralar kendimi çok övüyorum galiba.

Beraber yemek odasına girince herkesin orada olduğunu gördüm. Kendimi hiç beklenmedik bir anda sözlüye çıkan öğrenci gibi hissettim bir an.

"Ooo sonunda iki uykucu da uyanmış." dedi babam gülerek.

İki uykucu? Ha, ben ve Kıvanç'tan bahsediyor herhalde.

Espri hiç komik değildi ama ben gülümseyip Arda'nın yanına oturdum. Karşı tarafta Kürşat, bana bakıyordu.

Kürşat belli etmiyordu ama son zamanlarda Alp abimden uzak duruyordu. Konuşmuyordu, artık bazı toplantılara tek başına giriyordu.

Alp abime abi dediğim için kıskanıyordu, evet zeki ben bunu anlamıştım.

Neyse, bana ne kim ne yaparsa yapsın. Benim yemek yemem lazım.

"Bugün alışveriş yapmaya gideceğim Afra, sende gelmek ister misin?" diye sordu annem.

Az kalsın içtiğim çayı püskürtüyordum. Başımı sağa sola sallayarak,

"Ben bugün biraz ders çalışacağım, siz gidin." dedim.

Ama bunu o kadar garip bir ifadeyle söylemiştim ki, Kürşat bir şeyler olduğunu anlamıştı.

Bana bakan gözleri, şimdi şüpheci bir şekilde bakıyordu. Çaktırmamam lazım.

"Tamam, istediğin bir şey var mı? Ben getireyim istersen sana." dedi annem. Gülümseyerek,

"Gerek yok, teşekkür ederim." diyerek bana masanın köşesinde göz kırpan çiğ köfteyi aldım. Bunu Buket ablaya gizlice yaptırmıştım!

Resmen evde ajan gibi geziyordum ya. Çok zekiyim, çok.

Ay bir dakika. Limon! Limon lazımdı bana, o kadar. Çiğ köfte limonsuz yenmez.

"Çiğ köfte mi yiyiyorsun sen abla?" diye soran Arda'ya baktım. "Evet, sizin için bir sakıncası var mı?" diye sordum alayla.

"Sabah sabah çiğ köfte mi yenir?" dedi bu sefer. Başımı salladım.

"Senin abin her gün çiğ çiğ insan yiyorsa, sabah sabah çiğ köfte hayli hayli yenir." dedim ona göz kırparak.

Sonra Kürşat'a baktım. Sinirle eli masanın örtüsünü sıkıyordu. Harika, yine onu sinirlendirmiştim

Sofradaki yarım limonu alıp çiğ köftemin üzerine sıktım. Az kalmıştı, ziyan olmasın diye de gerisini ağzıma sıktım.

"Limon mu yiyiyorsun sen?" diye sordu Kıvanç.

Whattt? Lan ben ne yiyeceğimi de bunlara mı soracağım?

"Evet, sende ister misin?" diye sordum limonu uzatarak.

"Az kalmış onda. Ben daha fazlasını yerim." Dedi imayla. Bak sen şuna.

"Var mısın lan benimle iddiaya?" diye sordum gülerek. Bu konuda kimse beni geçemezdi, Kıvanç'ı geçmek çok eğlenceli olacaktı.

"Ne iddiası?" diye sordu kaşlarını çatarak.

"Limon yeme yarışması yapalım." dedim. Kıvanç bir süre sessiz kaldı. Eee, dalga geçme sırası artık bendeydi.

"Ne oldu korktun mu?" diye sordum. Kıvanç hemen kendine geldi ve başını salladı.

Abi TerörüWhere stories live. Discover now