"Şşşt rahat dur çocuk!"

Yuta tek eliyle çocuğu tutmaya devam ederken diğeriyle yerdeki feneri alıp uzak mesafeden yüzüne tuttu. Çocuk bir süre duraksayıp sonra asıl kaçtığının o olduğunu hatırlayıp daha çok çırpınmaya başladı adamın tek elinden kurtulduğu gibi yerinden fırlayıp kaçmaya başladı adam hiç beklemeden çocuğun peşinden gidip çok geçmeden çocuğu gömleğinin arkasından yakaladı tırnağı gömleğe geçmişti ve yırtılma sesi geldi.
Çocuk bunu umursamadan kaçmaya çalışırken adam çocuğu yırtık gömleğinden yakalayıp kendine çekerek belini kavradı. Çocuk çırpınmaya devam ediyordu.

"Bırak beni!"

Yuta sabrının sınırlarını aşan çocuğun belinden çıkardığı silahı başına dayadı. Çocuk şakağına değen  soğuk metalin ne olduğunu karanlıktan göremiyordu adamın sürgüyü çekmesiyle bunun bir silah olduğunu anladı. Kalbi göğsünü delecek gibiydi ve hızla kalkıp inen göğsü adamın onu saran koluna değiyordu. Koca ormanda tek duyulan ikisinin hızlı nefes alışverişleriydi. Hava soğuk değildi ve Yuta'nın ona değen bedeni oldukça sıcaktı ama çocuk tir tir titriyordu.

"Bunun ne olduğunu jaehyun öğretti mi sana?"

Si cheng sessiz kaldı konuşamayacak kadar korkuyordu ve sanki konuşmaya kalksa sesi çıkmayacak gibiydi.

"Sözümü bozmam gerekecek gibi değil mi?"

Nefesleri kesilmeye başlamıştı hayır yine mi? Şu an bayılamazdı. Yeri değildi ama kendine engel olamayacak konumdaydı. Ruh hastasının teki kafasına silah dayamış nefesini boynuna dayamışken nasıl bayılabilirdi? Sakin olmalıydı derin nefesler almaya başladı. Kendisini saran kolun gömleğini sıktı.

"Sana sabrımı zorlama demiştim çocuk"

Göz kapakları ağırlaşmaya başlamıştı. Nefesleri istemsizce sıklaştı ve gözleri yavaşça kapandı.

Adam kafası öne düşen çocuğu tuttu. Yavşça yere oturdu. Kafası bacağında olan çocuğun yüzüne silah doğrultup nabzını kontrol etti.

"Numara yapmıyorsun değil mi?"

Çocuğun yüzüne hafif bir tokat attı ve yere düşen feneri yüzüne doğrulttı. Gerçekten bayılmış olmalıydı. Silahı tekrar beline soktu feneri kapatıp onu da ceketinin cebine koydu. Toparlanıp çocuğu kucakladı ve ağaç gövdeleri arasında far ışığı görünen arabasına doğru yürüdü.

"Ne zahmetlisin sen de"

İç çekip çocuğu arka koltuğa uzandırdı. Kendisi de öne binip arabayı tekrar eve sürdü.

🥂

Çocuğu yatağa bırakıp yanı başına oturdu.

Zavallı çocuk rüyasında ağlamaya başlamıştı. Adam çocuğun başını okşayıp iç çekti.

Hırsları yüzünden bu çocuğun hayatını mahvetmiş bunu artık kabullenmişti. Ona ne kadar kötü davranmak istemese de kendine engel olamıyordu. En başlarda onu kurtardığını düşünüyordu aslında hala bu ikilemdeydi. O gece barda o adamın yanında mutlu olmadığını öğrendiğinde bunun onun için iyi olacağını düşünmüştü. Şimdi istese de o adama dönemezdi çünkü jaehyun uyanmamıştı. Bunu çocuğa nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Her ne kadar aşık olmasa da çocuğun tek tutunduğu kişiydi bu. Yuta bunu umursamadan mahvetmişti herşeyi. Ama hiç birşey eski haline dönemezdi. Şimdi yapacak hiç birşey yoktu.

BET ON BEAUTY +18 | Yuwin Where stories live. Discover now