8. Bölüm ঞ

Zacznij od początku
                                    

Prenses, solgun yüzü ile tekrar bana baktı ve "Sence bu mümkün müdür, Ruth?" dedi ve işaret parmağıyla ayna çiziminin olduğu sayfayı gösterdi."

"Ruth bir saniye ! Böldüm ama... O sayfada ne yazıyordu?" dedim Ruth'un sözlerini keserek.

Ruth, gülümseyen yüzü ile sorun değil dermiş gibi elini aşağı yukarı salladı. Sonra "Prenses'in bana gösterdiği sayfada, Ayna çizimi vardı. Ayna çiziminin yanında da 'Parazit Hislere Sahip Aynalar' başlığı ve altında da 'Farklı boyut ve diyarlarda, insanoğlunun diğer kişiliği hayat sürer. Eğer, mutsuz ve iyi hissetmediğin anda, bu iki aynı kişi derin hislere kapılırsa, o iki diyarda ki tüm aynaların, parazitleri açılır. Hangi ayna olursa olsun, hepsinden geçilebilir...' yazıyordu."

"O zaman bu da demek oluyor ki biz aynı anda derin düşüncelere daldık. Hislerimiz yoğunlaştı, yoğunlaştıkça da kötü hissetmeye başladık . Ve şimdi, işte... Buradayız."

"Haklısın, bu doğru, bir ara tekrar Saray arşivine inelim de, belki faydalı bilgiler buluruz!"

"Evet, doğru. Ama ben bir şeyi anlayamıyorum."

Ruth yüzünde ki kaşlarını çattı ve "Neyi?" dedi.

"Önceki boyutta yani, benim asıl yaşadığım yerde, ben sadece aynadan bakıyordum. Karşımda ki öteki Minu beni kendine çektiğinde, ben nasıl koşuyor vaziyette idim?"

"Anlatmama izin vermedin ki"

"Ah, özür.. Pardon! Devam et sen."

"Arşivde, Prenses kitabı elinden indirerek, kafasını bana çevirdi ve tebessüm etti. Sonra elimi tuttu ve "Bir gün bakarsın, gerçeğe dönüşür. Ne dersin, Ruth?" dedi bana. Ben de dalgaya vurdum ve Prenses'e " Belki, o gün bugündür." dedim.

Prenses yaptığım, ufak esprime güldükten sonra ikinci şatoya, Prenses'in odasına gittik ve her zaman giydiğimiz köylü kıyafetlerini giydik. Gizli ve sessiz bir şekilde, saraydan çıkmayı başardık. Mühür Akademisi'ne tekrar koşarken, Prenses birden durdu ve nefessiz kalmaya başladı. Hemen yanına koştum ve belini, ellerimle olmaya başladım.

Prenses sol elini kalbine doğru götürerek "Ruth, içimde garip şeyler oluyor..." dedi. Ben belini ovarken, diğer yandan da değil elini tutuyordum. Sonra Prenses sözlerine devam etti. "Kalbimde hissettiğim, ama anlam veremediğim hisler dolaşıyor." diyerek nefes alıp vermeye başladı.

Ben elimle ovduğum, Prenses'in belinden elimi birden çektim. Bir anda yerimde durdum ve gözlerim açılarak "Yoksa... Bu mümkün olabilir mi?" dedi.

Prenses önce, aldığı zor nefeslerle bana baktı. Sonra, birden dikilerek "Ruth, haklı olabilme ihtimalin olabilir" dedi ve gözleri birden açıldı. "Belki de bu hissettiğim şeyi - hangi diyarda yaşıyorsa artık - karşı kişiliğim de hissediyordur? Şuan etrafta ki tüm aynalar..."

"Saçmalamayın, bu imkansız! Biz sadece dalga geçip , alay ediyorduk."

"Ruth, anlamıyorsun. Bu his, çok yoğun... Hissediyorum."

"Bu gerçek mi?"

"Ruth, beni dinle. Şövalyeler her zaman ki gibi tekrar peşimizdeler zaten... Ben koşacağım, etrafa bakınıp ayna arayacağım."

"Tanrım! Hanımım, delirdiniz mi?"

"Anlamıyorsun! Sadece deneyeceğim. Önüme çıkan hangi ayna olursa olsun, sadece deneyeceğim. Eğer bu saçmalıklar yalansa, zaten çoktan yakalanacağım. Ama eğer, doğruysa..."

Parazit HislerOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz