Hint dizilerine taş çıkartacak bakışmamız kapının aniden açılmasıyla bölündü. İki kişi girmişti. Kız
—Aaaa! Yürü Brain yalnız bırakalım bunları. Evlenmeden yapmayın Sakın!
diyip giderken hızla Edward's ittirdim. Edward.
—Saçmalama Ella! Halı kaydı üstüne düştüm! dedi. Ben domatese dönerken kızın yanındaki çocuk
—Crystal, iyi misin? Hafızanı kaybettiğini öğrendik. Çok geçmiş olsun.
dediğinde gülümseyip teşekkür ettim. Yanındaki kız boynuma atlayıp
—Crystal, iyi misin? Ben demiştim bizimle gel diye! Neyse ben kendimi tanıtayım. Ella, ortaokuldan beri çok yakın arkadaşız. Daha fazla bilgiyi Şu an veremeyeceğim, seni kötü etkileyebilir. Şimdi baylar, siz yürüyün gidin, biz de hazırlanalım.
dedi ve elindeki iki poşeti, bir tane de el çantasını yatağa koydu. Edward
—İyi biz gidelim, geldiğim zaman sana mesaj atarım. dedi, sonra gittiler. Ella arkama gelip
—Otur bakalım, makyajını yapalım.
dedi,hazırlanmaya başladık.

     Hazırlandıktan sonra Ella gitmişti. Üzerimdeki elbiseye baktım.Mor ve mavinin karşımıydı, üzerinde gümüş simler vardı. Uzaydan dikilmiş bir elbise gibiydi. Asıl kısm, kadife, üstünde fazla kabarık olma bir tül vardı. Saçlarıma bukleler yapmıştım. Dudağıma fazla bordo olmayan kırmızı bir ruj sürdüm, fazla abartı olmayan göz farıyla makyajı tamamlamıştım Parfümü mü de sıktıktan sonra hazırdım. Annem aşağıdan
—Crystal!Edward geldi!
dediğinde hızla parfümümü sıktım ve el çantamla aşağı inmeye başladım.Merdivenlerin başına geldiğinde onu gördüm. Siyah bir takım giyinmişti. Takım onunla uyum sağlamıştı. Simsiyah saçları dağınıktı,üzerindekileriyle aynı renk gözleri baştan aşağı beni süzüyordu.Annem
—Crystal, çok güzel olmuşsun pırlantam!
dediğinde utançla başımı öne eğdim. Aşağıya tam olarak indiğimde annem
—Ben bugün çok yoruldum. Edward, Crystal sana emanet.
dediğinde Edward gülümseyerek onayladı annemmi. Annem yukarıya çıkarken elindeki bir dal kırmızı gülü bana uzattı. Şaşkınlıkla bir güle, bir de Edward'a bakarkenEdward başını öne eğip
—Senin için, umarım beğenmişsindir.
dediğinde gülümseyip gülü elinden aldım ve kokladım. Ona
Çok güzel kokuyor, çok teşekkür ederim. dedim. Şimdi utanma sırası bende. Başımı öne eğdim. Edward gülerken başımı kaldırıp bende güldüm. Edward bana hülyalı hülyalı bakarken
—Gülünce çok güzelsin.
dediğinde durdum, Edward' in gözlerinin içine baktım. Sonra Edward gözlerini kaçırıp
—Hadi okula gidelim kedicik.
dedi.Başımla onu onaylayıp evden çıktık.

      Okula geldiğimizde Edward kapımı açıp çıkmama yardım etti.Arabadan indiğimde koluna girmem is in kolunu uzattı,gülümseyip koluna girdim ve okula girdik. Kapının önünde gülümseyerek öğrencileri karşılayan adam beni gördüğünde hızla geldi. Edward telaşlandığımı anladığında
—Sakin ol, okul müdürü.
dediğinde az da olsa rahatlamıştım ama telaşım tam olarak geçmedi. Edward bunu fark etmiş olmalı ki kolunu belime sandı. Bu hareketi neden beni mutlu ediyordu? Sonra müdür gelip
—Crystal, favori öğrencim! Çok güzel olmuşsun, kendini nasıl hissediyorsun?
dediğinde sessizce
—İyi.
diyebildim sadece.Müdür sonra Edward'a dönüp
—Tebrik ederim, sevgilisiniz sanırım.
dediğinde kıpkırmızı oldum. Edward telaşlanıp —Yok hocam, sevgili değiliz. Crystal'ın güvenliği için.
dediğinde üzüldüm biraz. Neden üzülüyorum? Müdür
Çok özür dilerim, neyse ben sizi tutmayayım, iyi eğlenceler!
dedi ve biz de salona geçtik. Herkes çılgınlar gibi dans ederken biz tenha bir köşeye geçip dans edenleri izledik. Bir süre sonra Brain ve Ella'nın yanımıza gelmesiyle Brain
—Merhabalar efendim, bakıyorum da siz baya kaynaşşsınız.
dediğinde Ella
—Örtülü anlamlar çok sıkıcı, bugün üst üsteyken yanlış şeyler yapmayacaktınız değil mi?
diye sorduğunda Edward.
—Seni fesat sey seni! Dedim ya ayağımın altındaki halı kaydı diye.
dedi. Brain bize kokteyl ya da herhangi bir sey isteyip istemediğimizi sordu. Ella da Brain ile gitti. Edward'a
—Bizi bilerek yalnız bıraktıklarına dair yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
dediğimde kahkahalarla gülmeye başladı.

Buz Çocuk ve Yavru KedicikWhere stories live. Discover now