6.Bölüm

43 1 0
                                    

Crystal

—Asla,dünyanın sonu gelse bile istemeyeceğim bir şey...
dedi Edward. Dediğiyle yanaklarımın ısısı arttı, başımı eğdim.Ellerimi ellerinden çektim. Edward konuyu dağıtmak için
—Hadi gel yavru kedicik.
diyerek beni arabaya yönlendirdiğinde şokla arabaya baktım. Bu araba biraz fazla mı lüks ne? Edward halimi görmüş olmalı ki gülüp
—At arabasıyla gitmeyi düşünmüyordun herhalde.
dedi alayla.Ona dönüp
—At arabasını tercih ederdim açıkçası, ya da ata binmeyi.
dediğimde melodik bir kahkaha atıp şoför koltuğuna geçti, ben de yanındaki koltuğa yerleştim. Edward arabayı çalıştırırken
— Ah, sen ve senin o çılgın hayallerin.
dedi.Eve sürmeye başladı.

      Eve geldiğimizde Edward kapıyı çaldı. Annem kapıyı açtığın da bize gülümseyip.
—Gezersiniz diye düşünmüştüm geçin içeri. dediğinde gülümseyip girmemiz için çekildi. Eve girdiğimizde içeriden gelen güzel kokularla gülümsedim. Patates püresi vardi. Annem
—Patates püresi yaptım, ister misiniz?
dediğinde heyecanla kafamı olumlu anlamda salladım. Edward gülerek mutfağa gitti ve bir tepsiyle üst kata çıkmaya başladı. Kendi evimde yabancı gibi gezerken Edward odamı sanki kendi odasıymış gibi buldu. Odamı incelemeye başladım, geniş, camlarla ferahlatılmış, uzun kitaplıkta hem test kitapları, hem okuma kitapları vardı. Beyaz çarşaflı geniş tek kişilik bir yatak, geniş bir çalışma masası, bir tane de asılı bir koltuk vardı. Odam gerçekten güzeldi. Kendi kendime mırıldandım,
Çok güzel.
—Evet, çok güzel.
dedi Edward. Ona döndüğümde bana baktığını gördüğümde yanaklarım kızardı. Başımı öne eğdim ve asılı koltuğa oturdum. Edward
—Bir şeyler izlemek ister misin yavru kedicik? diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım. Edward bilgisayarı açıp karşıma koydu, ama kaşları çatıktı. Sonra
—Yatağa geçer misin? Rahatça yatmalısın.
dediğinde gülümseyip
—Merak etme, rahatım ben.
dedim,beni kucağına alıp yatağa yatırdı, sonra kendisi yanıma yerleşti. Patates pürelerimizi alıp film izlerken yemeye başladık.

       —Yeter artık helak ettin kendini
—Ama o ölüyor!
diyip daha da ağladım. Edward kıkırdayıp ayağa kalktı. Sonra
—Hazırlanmaya başla yavru kedicik. Benim de hazırlanmam lazım.
dedi. Ben de ayaklandım ama ayaklarım uyuştuğundan yere kapaklandım. Edward
—Crystal!
diye telaşla yanıma çöktü, yüzümü avuçlarına alıp
—İyi misin? Ne oldu? Niye yürüyemedin? Ayakların mi ağrıyor? Doktora gidelim mi?
diye telaşla soruları ardı ardına sıralarken kıkırdayıp
—Sakin ol, ben iyiyim. Sadece ayaklarım uyuşmuş.
dedim son kısımda yüzümü buruşturarak. Edward beni kucağına alıp yatağa bırakırken ayağının altındaki halının kaymasıyla beraber yatağa düştük.Edward ile dudaklarımızın değmesine ramak kalmışken gözlerimi sıkıca yummuştum. Sonra yavaş yavaş gözlerimi açtım. Edward benim dudaklarıma bakıyordu. Nefeslerimiz birbirine karışırken Edward gözlerini gözlerime dikti.Gözlerimde bir şey arıyormuşçasına derinlere bakıyordu. Gözleri iki dipsiz kuyu gibiydi, kapkaraydı ama beni bir ayna gibi yansıtıyordu.

Buz Çocuk ve Yavru KedicikWhere stories live. Discover now