7. bölüm

24 4 1
                                    


Herkes aniden içeri girip kitapları kurcalamaya başladı. Berna peri klavuzu hakkında kitap buldu.

"bu kitabı alacağım peri olduğum için güçlerimin kapasitesini nasıl artıracağımı anlatıyor."

"çalıyor musun yani" dedi Basat.

""e herhalde bir daha buraya nasıl gireceğiz."

"Bora taşın parlıyor" dedi Barkın.

Elimle taşları tuttum. İçimdeki ses sağ üst tarafa bakmam gerektiğini söylüyor. Gözlerimi açtım, kocaman harflerle 'KAHİN' yazılı oldukça eski basım bir kitap duruyordu.

"aradığımız kitap bu!" dedim sevinçle.

"huhu evet başardık"

"kim var orada?" dedi dışardan gelen gizemli bir ses.

"eyvah!" dedi Bukre

"ben haklarım şimdi onu" dedi Barkın.

"sen dur! Sanki benim yapmam daha doğru olur" dedi Berna.

"bence de" dedik hep bir ağızdan.

Berna adama 'bizi hiç görmedin, şimdi buradan uzaklaş' dedi. Görevli berna'nın dediklerini harfi harfine tekrarlayıp gitti.

Kitabı çantalarımıza koyduk kalkanın öteki tarafına geçtik.

"kalkan neden geri gelmiyor Bora?" dedi Bukre

"bilmiyorum" dedim

Barkın kırmızı butona basarak demir parmaklıkları tekrar aşağı indirdi.

"daha fazla vaktimiz yok. O işi sonra hallederiz yataklarımızda olmadığımızı anlarlarsa hepimiz için kötü olur." Dedi Bukre.

Ertesi gün Berke ceza sonrası kütüphanedeki kalkanın tekrar yerinde olduğunu söyledi. Gidip kontrol ettik. Sahiden de kalkan yerinde duruyordu.

Berna kolyemin bir şekilde kalkanı geri yerine getirdiğini düşündü. Bunun üzerine çok düşünmedik. Kütüphaneden aldığımız kitaplar, benim ve Berna'nın güçlerini nasıl geliştireceğini açıklıyordu. Ben günden güne kitabın iliğini kemiğini sömürüyordum, derslerde bile.

Barkınla kantinde oturuyorduk ben bir ay önce aldığımız kahin kitabını kurcalıyordum. Barkın da limonata içiyordu.

"sıkılmadın mı, o senden bin kat yaşlı kitabı okumaya?"

"öyle deme, bana çok yararı dokunuyor. Artık öngörümü çok iyi kullanıyorum ve gördüklerimin doğru çıkma olasılığı kesin arttı. Hem basat'a da yararı dokundu biliyorsun artık temas etmeden gücünü kullanabiliyor."

"evet evet o puşta hala alışamadım"

"barkın sence burada ne demek istemiş günlerdir düşünüyorum. Acı veriyorsa geçmiş, geçmemiş demektir." Barkın yanıma yaklaşıp kitaba baktı.

"hım, bence sen bir kahin olduğun için gördüğün şey acı veriyorsa, gördüğün şey olmaya, olma olasılığı devam ediyor demek olabilir."

"hiç böyle düşünmemiştim. teşekkürler"

"her zaman"

"biliyor musun? Basat'tan neden hoşlanmadığını anladım"

"nedenmiş?"

"çünkü Bukre'den hoşlanıyorsun ve o onun kız arkadaşı"

Gözlerini satırdan çekip gözlerime baktı.

"böyle mi düşünüyorsun?"

"evet inkar mı edeceksin yoksa?" dedim gülerek

"evet çünkü Bukre'den hoşlanmıyorum."

"ama birinden hoşlanıyorsun bu bariz açık. Son zamanlarda depresif takılıyorsun"

"öyleyse neden kahinlik yapıp benim kimden hoşlandığımı görmüyorsun?"

Gözlerimi kapatıp odaklandım. Kendimi geliştirdiğim için kısa sürede öngörümü kullanabilmeye başlamıştım ama Barkın'ın kimden hoşlandığını göremedim.

"göremedim"

"Barkın parmağımı tutup kitaptaki cümleye getirip bıraktı. 'kahinler sadece kendi geleceklerini göremez ve hissedemez'

"bu da ne demek oluyor?" dedim

"acının tatlı tebessümü" diyerek yanımdan kalkarak uzaklaştı.

Ben de arkasından bakakaldım.

Sabah kıyamet kopuyormuşçasına çıkan bağırışlara uyandım. Dün gece Barkın'ın söylediği sözleri düşünerek uyuyakalmıştım. Kapım yumruklanıyordu.

"bora çabuk kapıyı aç!" bu Berna'nın sesiydi.

Durumun ciddiyetini kavramaya başlamıştım. Hemen tişörtümü üzerime geçirdim ve kapıyı açtım

"neler oluyor Berna? Bu sesler de neyin nesi?"

Dışarıdan öğürme sesi geldi. Berna hemen içeri girip kapıyı arkamdan kilitledi.

"neler olduğunu ben de sana sormaya geldim"

"kapıya iki pençe gibi bir şey vuruldu ve kapıda delik açıldı.

"bu da ne?"

"evet sanırım bir sorunumuz var!"

Berna sırtını kapıya yaslayarak bedenini bariyer olarak kullanıyordu. Ben de ona yardım etmeye kalkıyordum ki -

"hayır, senin neler olup bittiğini öğrenmek gerek, gücünü kullan hemen!"

SİMÜLASYONWhere stories live. Discover now