-II-

242 36 5
                                    

"Nicholas! Siyah daireyi gördüm."

Nicholas'ın gözleri neredeyse yuvalarından fırlayacak gibi kocaman olmuştu.

"Bugünün geleceğini ikimizde biliyorduk.Tıpkı olması gerektiği gibi."

dedi Nicholas,sesinde ki istemsiz titremeyle.

Amcasının dediğine katılmıyordu Jane.'Tıpkı olması gerektiği gibi' olmamıştı hiçte.Onun bu kadar korkmasına da hiç şaşırmamıştı aslında.Nicholas daha önceden de görmüştü siyah daireyi. Jane,barut ve küf kokulu sandalyenin üstünde duran Colt marka tabancayı aldı ve amcasına uzattı."Tıpkı olması gerektiği gibi olmadı ,Nicholas." dedi sesinde ki endişeyi gizlemeye çalışarak.


Nicholas, Colt'u aldı ve kemerinin altına sıkıştırdı.Olanları anlatmasını istermiş gibi gözlerine baktı.Jane,o anı tekrar yaşıyormuş gibi bir titremeyle olanları anlattı."Bu ölümün gözlerine bakmak gibiydi.Çok tuhaftı.Sağ elimde kara bir delik oluşmuştu beni bulduğunda.Kendimi kontrol edemiyordum.Annem ve babam öldüğü gece sen de oradaydın.Bu sanada oldu mu?"


Nicholas,o korkunç güne gitmişti bir anlığına.Jane'in anlattıklarını o da yaşamıştı ama anlam veremediği bir şey vardı.

Siyah daire neden Jane'e bir şey yapmamıştı?

Sonra parayı hatırladı.


"Jane! Parayı mı kullandın? Lanet olsun,bana bir cevap ver!Parayı kullanmadığını söyle.Eğer kullandıysan ömür boyu seni tüketecek bir sorumluluk yüklendin demektir.Ne kadar tehlikeli olduğunu sana daha öncede anlatmıştım.O para lanetli bir nesne..."


Jane oturduğu küf kokulu sandalyeden kalktı ve Nicholas'a yaklaşıp gözlerinin içine baktı.Konuşmak istedi ve kendine engel olamadı."Babam ne yapmam gerektiğini biliyordu.Ben de bana yapmamı söylediği şeyi yaptım.Bu kadar korkak olmak zorunda mısın? Lanet para umrumda değil ve yıllar sonra bir işe yaradı."


Nicholas başını ellerinin arasına alıp yerde ki ayı postunun üstünde dizleri üzerine çöktü."Ne yaptığını sanıyordun ki?! Artık iki büyük sorunumuz var evlat.Bu harika!"


Jane,onun bu kadar korumacı olmasından nefret ediyordu."Sen babam değilsin.Bana evlat deme! Siyah daire onların gözlerinin içine baktığında hiçbir şey yapmadın.Onlar acılı bir şekilde can verirken senin yaptığın sadece beni oradan uzaklaştırmak oldu.Bu yüzden nefret ediyorum senden."

Nicholas hiçbir cevap veremedi.Jane'e karşı bu kadar kormacı olmasının sebebi belki de duyduğu suçluluktu.Ona göre Jane sonuna kadar haklıydı.

Jane az önce söylediklerinden pişmanlık duyuyordu.Nicholas,yüzünde ki bitkin ifadeyle Jane'in sağ eline baktı.Para,Jane'in eline mühürlenmişti ve artık İgoras'ın kanı Jane'in damarlarında akıyordu.Nicholas ,bu laneti kaldırmanın bir yolu olduğundan bile emin değildi.Dünyada ki ilk uygarlıkların zamanından kalan bu büyü,Mısır'da yapılmıştı.En güçlü büyücülerin ellerinde şekillenmişti bakır para.


Nicholas,av kulübesinden gerekenleri alıp Jane'e de gerekli eşyalarını almasını söyledi.Amcasının bu hallerini daha önceden de hatırlıyordu Jane.Tekrar şehir değiştireceklerini düşündü.Jane artık kaçmak istemiyordu ama Nicholas bunun kaçmak değil gizlenmek olduğunu söylüyordu her tartışmalarında.

Çantalarını alıp kulübeden çıktılar.Nicholas,pikabının kasasından mazot bidonunu aldı ve kulübeyi mazota buladı.Cebinden çıkardığı zippoyu ateşledi ve kulübeye fırlattı.Kulübe büyük bir hızla alev alırken Jane de göğe yükselen dumanı izliyordu.Jane, bazen amcasıyla değil de yalnız olsa her şeyin daha iyi olacağını düşünüyordu.Nicholas'da Jane'in bu düşüncesini gözlerinden anlayabiliyordu.Bu düşünce beyninin bir köşesini kemirirken amcasının sesiyle irkildi.

"Hadi Jane! Atla şu lanet pikaba da birileri ya da bir şeyler bizi bulamadan bu lanet yerden uzaklaşalım.Tanrım! Bu ateşe verdiğim beşinci kulübemdi." dedi Nicholas,sanki o eski kulübeleri önemsiyormuş gibi.Ana yola varmadan pikabı sağa çekti ve durdu.Jane'in aralarında meşhur o yüz ifadesi yine yüzünün ortasında ben burdayım diye bağırıyordu resmen.Jane'in 'hayattan bezmiş o meşhur yüz ifadesi ' Nicholas'ı çıldırtıyordu.Bu sefer nereye gittiklerini Jane'in bilmesi gerektiğini düşündü.

"Bak Jane,şu lanet büyücü İgoras'ın sikik parasını vücudundan çıkarmamız lazım.Mısır'a gidiyoruz ve önümüz de uzun bir yol var.O yüzden biraz dinlenmeye çalış tamam mı..."


Hava kararmaya başlamıştı ve Jane'in gözlerine uyku çökmüştü.Göz kapaklarını kapattı ve "biraz dinlenmek hiçte fena olmaz" diye düşündü.Gün boyunca Nicholas'a hak verdiği tek konuydu ,dinlenmesi gerektiği.






Jane LangdonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin