"Hassiktir bir bu eksikti daha şifreyi bile kırmadım ki" Ayda nın telaşlı sözleri ile daha da hızlandık Ayda kasaya tableti ve kablolar sayesinde bağlandı.

"Son 3 dakika" Ozan kendimizi ayarlayabilelim diye bize süreyi bilgi olarak veriyordu.

Ayda tabletiyle bişeyler yaptıktan sonra yüzünde bir sırıtış oldu ve 3 saniye sonra kasa açıldı. Kasada ki çekleri ve bazı takıları elimde ki çantaya attım.

"son 1.5 dakika hızlı olun."

Koşar adım geldiğimiz yönden hızlıca çıkmaya başladık. Ayda koşarken elinde ki tableti yere düşürünce zeminden çıkan sesle ikimiz de dönüp birbirimize baktık. Gizem;

"Doruk aşağıdan bir ses geldi evde biri mi var!" diye bağırınca Ayda bir küfür mırıldanarak tableti yerden aldı ve koşmaya devam ettik.

"Kızlar son 20 saniye hızlı olun kameralar sizi görmeden çıkın evden"

Ozan'ın söyledikleri ile girdiğimiz kapıya gelmiştik ve son hız koşmaya başladık. Evden çıkıp bir kaç adım atmıştık ki evin ışıkları yandı. Ayda ile yere çöküp soluklanmaya başladık.

"Harikasınız kızlar arabaya doğru yürümeye başlayın" Ozan dan gelen talimat ile arabaya yürümeye başladık. Başka bir aksilik çıkmazsa görev başarılı görünüyordu.

" Lan ben de şu serserileri geri gönderteyim mi artık iş bittiyse yazık korumaların vıccığı çıktı" Batu ciddi ciddi bu soruyu sorarken dayanamayıp gülmeye başladım ve Ayda da bana eşlik etti.

"Göndert Batu sonra da arabaya gel."

10 dakika sonra Doruk hariç hepimiz arabanın içindeydik.

"Doruk bir bahane uydurup evden çık ve arabaya gel seni bekliyoruz" Ozan'ın söylediklerinden sonra Doruktan cevap yerine kulaklarımızda Gizem'in Doruk'a bugün burada kalmasını söylemesi duyuldu. Ardından Doruk tuvaleti sorup oradan ayrıldı ve fısıldayarak;

"Gençler ufak bir problemimiz var kadın beni salmıyor, sevişmek için an kolluyor ,4 kere üstüme atladı ,iffetimi zor koruyorum burada. Sanarım bana sahip olmadan göndermeyecek beni"

Doruk iki saniye ciddi olamıyordu ve bulunduğumuz şu ciddi durumda bile bizi çıldırtmayı beceriyordu.

"Lan it kaç yaşında ki kadınla fingirdeşme bahane üret gel işte seni bekliyoruz burada" Batu'nun haklı sözleri üzerine cihazımı açıp Doruk'a;

"Kız kardeşim aradı annem rahatsızlanmış hastaneye gitmişler eve gitmeliyim diyip telaşlanmış gibi yap ve onun söylediklerini duymuyormuş gibi davranarak kadına seni seviyorum diyip sarıl sonrada koşarak çık evden" Söylediklerim üzerine Batu bana dönüp garip garip bakarken ne var dercesine başımı salladım.

"Bakıyorum da bu aralar fazla türk dizisi izliyor gibisin ne biçim senaryo bu?" Batu'nun dediklerine sadece göz devirip önüme döndüm ve Ayda'nın gülmemek için dudaklarını ısıran yüzüne baktım. Simsiyah göğüslerine uzanan saçları yüzünün büyük bir kısmını kapatırken gerçekten çok güzel görünüyordu.

"Aden'cim teşekkür ederim en sevdiğim kardeşim sayende kaç yaşındaki kadının elinden tertemiz bir şekilde kurtuldum. Arabaya doğru yürüyorum şuan." Doruk' un söylediklerinden sonra Batu'ya dönüp "gördün mü" der gibi basımı salladım. Batu sabır dilenir gibi bir hareket yaparak;

"Sus lan hıyar bıraksak kaç yaşında ki karıyı şey yapıcan iffetimi korudum kurtuldum ayakarı yapıyon, yemezler aslanım"

4 dakika sonra Doruk da gelip arabaya bindi ve Ozan arabayı çalıştırıp eve sürmeye başladı. Doruk hepimize şaşkın şaşkın bakarak;

" Eee bir kutlama yok mu? en azından bir şarkı falan açsaydık." diyince Batu bıkkın bir nefes verip radyoyu açtı. Ne komik bir şanstır ki çalan şarkı Hadise'nin Doruk'un bize söylemeyi teklif ettiği ne zaferinden bahsediyorsun sen şarkısıydı. Doruk gülerek şarkıya eşlik etmeye başladı. Ayda ile birbirimize bakıp gülerek biz de şarkıyı söylemeye başladık. Batu bize anlamıyormuş gibi bakışlar atarken Ozan ise sanki biz yokmuşuz gibi araba kullanmaya devam ediyordu.

Doruk "Oturmaya mı geldik ayol " diyerek arabanın üst camını açıp kafasını dışarı çıkararak kıvırtmaya başladı.

"Oğlum özel bir geri zekalı mısın sen hadi arabanın içinde kıvırttın, oynadın, bağırdın ses etmedik de şu soğukta arabanın üst camını niye açıp çıkıyon yüzün felç olacak"

Doruk kafasını içeri uzatarak Batu' ya dil çıkarıp;

"Olacaksa benim yüzüm felç olacak. Mutluluğumu çekemeyenler anten taksın ayol"

Ayda ve ben Doruk'un dediklerine kahkahalarla gülerken Ozan ise alttan alttan sırıtıyordu. En sonunda Doruk'a söz geçiremeyeceğini anlayan Batu da bize katılıp şarkıya eşlik etmeye başladı.

Eve varıp arabadan hep beraber indik. İçeri girip salona geçtik. Ben elimde ki çantayı açıp çekleri ve bir kaç takıyı masaya koydum. Ayda yanıma gelip masanın başına geçti ve oturmamız için sandalyeleri işaret etti. Herkes kendi yerine oturunca konuşmaya başladı;

"Her zaman olduğu gibi bu işi de hallettik. şimdi çıkan malın beşte birini alıp gerisini bizim de geldiğimiz yer olan yetimhanelere bağışlama vakti."

Ayda'nın sözleri üzerine hepimiz başımızı salladık ve vurgundan kazandıklarımızı beşe bölüp birini salonda ki üçlü yeşil koltuğun minderinin altındaki kasaya koyduk. Kalanı ise bağışlamak üzere alt katta ki boş odada olan kasaya götürdük.

Gün yeteri kadar yorucu geçtiği için hepimiz yataklarımıza çekilme kararı alıp odalarımıza çıktık. Yatakta uyumak için dönüp dururken en son hatırladığım şey yıllar önce annemin evimizde ki mutfak masasına okuldan gelince yemem için bıraktığı kahvaltılık gevrek kasesine damlamış olan koyu kırmızı kanlardı...


VURGUNCULARWhere stories live. Discover now