✨Kısa Bir Kesit✨

186 91 17
                                    

Sessiz Cümlelerim Vardı Benim. Bir Kitabın Sayfalarında Heba, Bir Satırdan Sonra İse Veba Oldu...

#############################

Çok Yıllar Önce Dedelerinizin Dedelerinin bile emeklediği zamanlarda, Ölümsüzlük taşı ile ilgili efsaneler dönüp dolaşırdı. Rivayete göre o taşa sahip olan kişinin ölmeyeceği ve daha nice güçlere sahip olacağı söylenirdi. Tabi ki uydurulan güçler yanlıştı ama evet böyle bir taş vardı. Bu taşı bilge bir adam buldu ve kötü ellere geçmemesi için yıllarca sakladı. Ancak yaşlanmadığını ve sürekli aynı kaldığını gören halk ve akrabalar şüphe etmeye başladılar. Ve bu şüphe kulaktan kulağa duyuldu. Taşın akıbeti konusunda şüphe eden Bilge taşı 2 değerli nesneye dönüştürdü İki adet nişan yüzüğü. Bunları ise kimsenin göremeyeceği bir yere gömdü. Kısa bir süre sonra Bilge Artık taşa sahip olmadığı için Öldü.

Üzerinden Yine Yıllar geçti. Bilge Öleli ve Ölümsüzlük taşı Unutulalı bir asır olmuştu. Derken yüzükler bir han yapımı kazısı sonucunda gariban bir hamal tarafından bulundu. Kimse yüzüklerin kıymetini anlayamıyor altın değilse çöp gibidir olarak bakıyordu. Ama hakikat çok başkaydı. Elden ele gezen yüzükler en sonunda genç bir yazar tarafından bulundu. Bu yazar kelimelerle ve insanların beyinleri ile oynamayı çok severdi. Kelimeleri ters yazar yada farklı alfabe kurar ve insanların çözmesini beklerdi. İnsanlar tarafından sevilen ve saygı duyulan yazar halkın göz bebeğiydi. Yüzükleri kitaplarını yazdığı masanın üstüne koyan yazar gün geçtikçe tuhaf şeyler olduğunu farketti. Dün tamamını doldurduğu mürekkep tüpü hiç eline almadığı halde ertesi gün boş oluyordu. Yada dün bir sayfa yazı yazıyor ertesi gün o sayfa tertemiz olarak buluyordu. Akli dengesini kaybettiğini zanneden yazar divaneye döndü kendini dağlara vurdu ve en sonunda intihar etmiş olarak kayalıklarda bulundu.

Herşey çok ters ilerliyordu. Ölümsüzlük taşı artık ölüm çağırıyordu. 'Çünkü taş bile olsan eksilmeye ve ayrılmaya dayanamazsın.'

Artık insan soyundan nefret eden taşın laneti sadece sildiği sayfaları tekrardan yazabilen insanlar tarafından kaldırılacaktı. Ve o güne kadar Ölümsüzlük taşı ölüm dağıtacaktı...

###############################

Olay günü.

'Ceylin'in Anlatımıyla'

Oldum olası her zaman hayal gücüm kuvvetli olmuştur. Kitap okumayı çok severim belki yazmaya çalışsam bu konuda daha da başarılı olurdum. Kuramadığım cümleler o kadar fazla ki bir dolu edebiyat yapacağıma eminim.

Ömer Abinin ortaya attığı oyun sebebiyle şuan girdiğin mağaranın odacığında olağan dışı birşeyler arıyorum. Daha doğrusu aramam gerekiyor ama ben duvardaki çizikleri oyukları bişeyleri benzetmeye ve bir arkeolog edasıyla incelmeye dalmış durumdayım. Ve evet turistlerden birisi buraya farklı bir dilde bir şey yazmış. Her zaman abim fazla merak başa bela olduğunu söyler ama bende asla merakımdan vazgeçmem. Hem evin en küçük çocuğuysanız herşeyi bilir ve hiç birşey bilmiyomuş gibi yapmalarda birincisinizdir.

Dikkatimi tekrar duvara verdiğimde. Yazan şeyin büyüsü gerçekten beni içine çekiyordu. Evet oldum olası herşeyi merak ederim ama bu çok çok başka bir istekti. Sanki bu yazıyı bulmaya mecbur gibiydim. İki kısma ayrılmış gibiydi kelimeler yada ayrı değil öyle gözüküyorlardı. Aralarından bir şerit geçiyo gibiydi.

Düşün Ceyo düşün.

Bu şekiller ne ifade edebilir.

Aralarından şerit geçmediğini düşünürsek... Farklı bişey oluyor amaa...

-E...vet.. evet buldum.

Yazıyı yazan kişi harflerin tam ortasından bölmüş. Bölünmüş harflerin üst ve alt parçalarını 180 derecelik açıyla ters çevrilirse yazı tamamayile kendini belli ediyor. Yani bu bi bulmaca gibi bişey.

-O.. zaman burda yazan şey....

-La...

-net...

-Baş....la......sın

-Lanet Başlasın......

Sonrası yok. Sonrası Gökyüzü Yeryüzü ve Araf...

#############################

✯𝕆 𝕂𝕚𝕥𝕒𝕓ı𝕟 İç𝕚𝕟𝕕𝕖✯ Where stories live. Discover now