Bu süre önemli detayları sabırla anlattı. Dikkatle onu dinledim.

"bu kusmalar peki çok erken değil mi. Sürekli kusucak mıyım"

"aslında 3 haftalıkta çok rastlamayız. Seni korkutmak istemem ama bazı annelerde ilk günden son güne kadar olur. Yani bunun hakkında bünyeden bünyeyen değiştiği için tam bir şey söyleyemem. Ama sadece bugün hissetmişsin.."diyip onaylamam için tek kaşını kaldırdı. Hızla başımı salladım. "...bu bana biraz o küçük yaramazın kendini sana belli etme çabası gibi geldi " demesiyle gülerek karnımı okşadım.

Cidden yeni yeni idrak etmeye başladığım gerçeklikle aklımı kaybedecektim.

"yürüyüşlerini aksatma. seks hayatınıza da 2. Aydan sonra dikkatli bir şekilde devam edebilirsiniz. Bu hem bebeğin çıkış yolu için sana faydalı da olacaktır ama sakın sert ve ani hareketle bunu yapmayın" diye beni bilgilendirirken yüzüm pancar gibi kızardı. Hadi ama neye kızarıyorsam. Sanki aynı bardaktan su içince olmuştu bu bebek.

Bir süre daha konuşulması gerekenleri konuştuk ve kendimi en sonunda klinikten dışarı atmayı başarıp arabama bindim.

Bir süre ne yapacağım hakkında bir bilgi edinemedim. Beynim düşünmeyi bırakmış gibiydi. Demirin yanına gidip deli gibi bunu söylemekle evlilik teklifi ettiği anda söylemek arasında kalmıştım ve bir süre düşündükten sonra evlilik teklifi esnasında söylemeye karar vermiştim.

Her ne kadar ne yapacağını az çok bildiğim için bana pek sürpriz olmasa da ona dehşet bir sürpriz olacaktı.

Çalan telefonumla dalgın gözlerimi ekrana çevirdim. Demirdi. Kalbim gördüğüm isimle deli gibi çarpmaya başladı o an. Ne ara elimi karnıma koyduğumu anlamamıştım bile.

Babamız arıyordu.

Biranda gözlerim dolarken iki üç kez yutkunmak zorunda kaldım sesimi bulabilmek için. Babalık ona dehşet güzel yakışacaktı..

"sevgilim" diyerek açtım telefonu ve o bitiğim güzel sesiyle karşılık vermesini bekledim.

"yavrum neredesin sen. Neden şu telefonlarım son ana kadar bekletiliyor anlamıyorum ki. Korumalar hastahaneye gittiğini söyledi. Hemen yanına geliyorum. Öğlen ki bulantın yüzünden mi gittin. Nasılsın şimdi İyisin dimi" diye ilk bana kızıp sonra da endişeyle sorularını sıralaması üstüne kalbimin ritmi hızla artmaya başladı.

"iyiyim iyim hayatım lütfen gelme hiç gerek yok" çünkü şuan onu görürsem olayın bu sıcaklığıyla dayanamaz anında yumurtlardım baba olacağını. "evde canım sıkıldı dedim incinin yanına gidip cazgırı bir göriyim. Giderken de karnım hafif ağırınca hazır dışarı çıktım bir hastahaneye uğriyim dedim. Zaten hastahaneye gelmemle ağrım bile geçti gitti. Şuan bomba gibiyim valla" diye hızlıca salladım.

"olsun ben yine de geliyim . Hem işim de çok yok. Evimize gideriz seni sarıp sarmalarım sıcacık olur karnın bir de karnını ovuştururum he olmaz mı? Ben harika karın ovuştururum" diyip ikimizi de güldürdü.

"çok isterdim bebeğim ama cidden şuan iyiyim ve tommylerin evine geçiyorum. İstersen sen de oraya gel. Hem tommyle de aranızdaki buzlar daha çok erir" dememle huysuzca homurdandı. Hala tommye karşı mesafeliydi kinci herif.

"yok yavrum sen geç. Hala o adamı görünce sinirlerim tepeme çıkıyor gelip de şimdi huzur bozmiyim. Sen güzelce vakit geçir. Akşam da evimize gel" diye son cümleyi aşırı bir davetkarlıkla söyledi. Kanım o an anında kaynamaya başlarken bu adamla ne yapacağımı hızlıca bir düşündüm. Bir şey yapamazdım çünkü baş edilmesi zor bir adamdı benim sevgilim..

ASYA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now