Alien // 3Racha

~5~

Bbama etrafta dolanıp yemek yemeye devam ederken Jisung, çeşitli bitkilerden numuneler alıyordu. Onların ne olduğunu öğrenmeliydi.

"Bbama ben gemime gidiyorum tatlış. Gelecek misin benimle?"

Bbama kısa ve kediye benzeyen kulaklarını dikip gözlerini kırpıştırdı. Gözle takip edilemeyen bir hızda yanına gelip ayağının üstüne oturdu.

Nerede olduğunu takip edemeyen Jisung başını eğip bacağına baskı yapan canlıyı kucağına aldı.

"Sanırım geliyorsun. Hadi gidelim."

Bbama'nın tüylerini okşayıp gemiye doğru yürümeye başladı. Etrafına bakmaya devam ediyordu.

"Vay canına gerçekten Dünya'ya çok benziyor."

Bbama'ya bakıp tüylerini okşamaya devam etti.

"Evet tatlışım gemiye dönünce önce makineye önce numuneleri makineye verelim sonra da Dünya'yla iletişim kurmaya çalışalım.

Umarım sıçrayışta geminin iletişim merkezine zarar gelmemiştir."

Jisung gemiye girip Bbama'yı yere bıraktı. Ayrıştırıcıya sıvı ve bitkilerin numunelerini verip kokpitin başına oturdu.

Merkezi sistemi gözden geçirip arıza var mı diye baktı. Olmadığını fark ettiğinde kocaman gülümseyerek Dünya'yla iletişim kurmaya çalıştı.

"Lütfen, lütfen, lütfen çalış."

Minho'nun ve Felix'in görüntüsünü gördüğünde sevinçle bağırdı.

"Beni duyabiliyor musunuz!?"

"Evet Jisung duyuyoruz! Aman Tanrım! Nerdesin?"

"Kepler 22b'deyim Minho. Tanrım burası o kadar güzel ki!"

Jisung taşınabilir kamerasını alıp dışarı koştu.

"Bakın! Ağaçları görüyor musunuz? İleride suya benzer bir sıvıyla dolu bir göl var. Ordan bir numune aldım ve bilgisayara verdim. Henüz tamamlanmadı ama muhtemelen su. Umarım içilebilirdir. Atmosfer o kadar temiz ki! Derin bir nefes aldığımda oksijen ciğerlerimi yakıyor resmen!"

"Jisung oksijen zehirlenmesi yaşayabilirsin dikkat et."

"Hayır sorun yok. %22 oksijen oranı. Kontrol ettim. Tanrım ağaçlara bakın! Çimler aynı Dünya'dakine benziyor!"

Tekrar gemisine koşup Bbama'yı gösterdi.

"Ve bakın minik dostuma. Çok tatlı değil mi?"

"Vahşi olmadığına emin misin Jisung?"

"Henüz bana bir zarar vermedi. Sürekli kendini bana sevdiriyor."

Bbama'nın tüylerini okşarken gülümseyerek konuştu.

"Bu minik dostum hepçil. Ama sadece solucan yediğini gördüm."

Yerinden kalkıp tüylerini okşadığında elinde kalan tüylerden birini makineye okuması için verdi.

"Eğer zehirli bir salgısı yoksa bu benim için mükemmel olur. Ona çoktan bağladım. Bu ıssız uzayda arkadaşım olur belki."

Jisung tekrar dışarı çıktı.

"Dünya'nın insanlar gelmeden önceki haline benziyor."

"Tanrım gerçekten muhteşem. Keşke ben de gelebilseydim."

"Bu aşama başarızlık olabilirdi Felix. Öleceğimi göze alarak geldim. Biraz korkunçtu. Ama başardığıma inanamıyorum. Her şeyi rapor edeceğ-"

Jisung fil sesine benzer bir ses duyduğunda sıçrayıp cümlesini yarıda kesti.

"O da neydi?"

Minho'nun sorusu üzerine koşarak geminin diğer tarafına geçti.

Gerçekten dev gibi bir mamut benzeri canlıyı gördüğünde gözleri kocaman oldu.

"Gördüğümü siz de görüyor musunuz?"

"Daha önce hiç bu kadar büyük bir fil görmemiştim. Ve daha önce hortumu olmayan bir fil de görmemiştim."

"Kuyruğuna baksana Felix atın kuyruğunu andırıyor. Gözleri de sinek gözleri gibi pul pul."

"Daha önce hiç bu kadar çirkin gözlü bir mamut de görmemiştim."

Jisung sanki mamutun onu duymasından korkup sessice fısıldamıştı. Mamut gemisinin olduğu tepenin yanından geçiyordu. Ona rağmen vücudu o kadar büyüktü ki kafası tepeyi bir ağaç boyu kadar aşıyordu.

"Tanrım..."

Diye fısıldadı Jisung.

"Acaba dinazor devrinde miyim? Zeki canlı türleri var mıdır?"

Koca mamut kuyruğunu sallayıp kocaman bir tüyü geminin önüne doğru düşürdü.

Jisung, kelimenin tam anlamıyla kendinden üç tane uzunluğundaki tüyü alıp ortasından bir örnek için biraz kesti.

Gemisine dönüp mamutun numunesini makineye verdi. Bbama ayaklarına sürününce Jisung gülümseyerek onu kucağına aldı.

"Kendini bana bu kadar alıştırma lütfen. Ben buradan giderken senden naısl ayrılacağım yoksa?"

..............

Ay bitti sonunda

Bbama'yı çok tatlı hayal ettim ben uwu 🥺

Bbama tamamen zararsız diyenler 👉🏻

Bbama'nın altından bokluk çıkacak diyenler 👉🏻