"Tamamdır hocam, anladık biz."

"Şimdiden elenenler var."

Herkes Yunho'nun dediğine gülerken onların kimler olduklarını biliyorlardı. San ve Jongho'dan başkası değildi bunlar. Asla aynı düşünceye sahip olamazlardı ve sürekli tartışırlardı. 

Gülüşmeleri bölen şey elinde bir çok çanta ile gelen yardımcı hocaydı. Büyük olan sevgilisinin elindekileri alarak tek tek çiftlere dağıttı.

woosang-turuncu, minhee-sarı, chaeho-yeşil, sanho-pembe ceketleri giydiler. Her birine harita verildikten sonra herkesi kendi parkurlarına götürmüşlerdi.

_________

Turuncu takım kendisine verilen işaretle beraber başlamıştı parkurlarına. Yeosang haritayı küçük bel çantasına koydu ve harita bilgisi olan sevgilisinin yanına geçti. Wooyoung kendi işinin yanı sıra da yayıncılık yaparak eğleniyordu. Yayınlarında sürekli oyun oynadığı için harita bilgisi çok fazlaydı ve kendisine çokça güveniyordu. Yeosang ise tekstil şirketinde moda tasarımcı olarak çalışıyordu. Wooyoung elindeki haritayı yönlerine göre ayarladıktan sonra ilk hedefe doğru giden patikaya ilerledi. Yeosang'da onunla beraber ilerlemişti.

"Hedeflerimiz kendi ceketimizin rengindeymiş, bay Lee söyledi."

"Yani sarı bir poşet arayacağız etrafta."

"Kartonmuş, doğaya zarar verecek şeyler hazırlamamışlar."

(Bu konu için de bir kamu spotu yaziyim hemmmen. Uzun zamandır kamu spotu yazmıyordum. Pikniğe, atışa ve saire gibi ormanda yapılan etkinliklerde sadece doğada çözülmeyen değil, tüm çöplerinizi yanınızda getirdiğiniz çöp poşetine koyarak çöplere atın. Bir de eğer ateş yakarsanız da ateşin tam olarak söndüğünden her zaman emin olun. Unutmayın ağaçlar bizim oksijen kaynağımızın &30'unu karşılıyor. Doğamıza ve ormanlarımıza lütfen sahip çıkalım.)

"Anladım, güzelim."

"Offf Mingi de soğuk havada getirdi bizi."

"Üşüdün mü bebeğim?"

Sarışın olan kafasını salladığında, mor saçlı genç eldiveninin birini sevgilisine giydirdikten sonra atkısını da boynuna sardı. Eldiven olmayan ellerini ise kendi mantosunun cebine koydu. Hem el ele tutuşuyorlar hem de elleri üşümüyordu. Aralarında her zaman olduğu gibi tatlı bir romantizm oluşmuştu yine. Çiftler arasında en romantik çift onlar dersek abartmış olmazdık galiba. Wooyoung harita ile ilgilenirken Yeosang hoş manzaranın tadını çıkarıyordu. Hayır hayır, orman değildi onun manzarası. Gözlerini haritada gezdiren ve kaşları çatık, odaklanmış sevgilisiydi onun manzarası. 

"Soldaki yoldan gideceğiz bebeğim, sonrasında ise küçük bir akarsudan geçeceğiz. En son ise biraz büyük bir oyuğun içinden geçeceğiz ve hemen karşımızda da ilk hedefimiz olacak."

Sarışın olan mırıldanarak sevgilisine anladığını söyledi. 

Tıpkı Wooyoung'un da dediği gibi ilerleyerek gittiklerinde bir piknik masasının üstünde sarı karton poşetle karşılaşmışlardı. Yeosang koşarak kutuya ilerledi ve içine baktı. Tüm hedefleri aldığını kanıtlamak için içine kağıt koyuyorlardı ve sen de o kağıdı alıyor, en sonunda da akıl hocasına veriliyordu. İçindeki kağıdı aldı ve tekrar Wooyoung'un yanına döndü.

"İlk hedef alındı komutanım."

Wooyoung sevgilisinin dediklerine gülerek ikinci hedef için haritaya baktı. 

"İkinci hedefimiz bize çok yakın asker."

"O zaman yola devam komutanım."

İkisi de gülerek ikinci hedef için tekrar yola koyuldular. Bir süre sonra Wooyoung yürümeyi bıraktığında arkasındaki Yeosang'da otomatik olarak durmuştu. 

Gökkuşağı kreş》AteezWhere stories live. Discover now