1. "İşte Başlıyoruz..."

En başından başla
                                    

"Günaydın."

Yanımdaki boş koltuğa oturdu ve sinirlendiğimi bildiği halde yanağımı iki parmağının arasında sıkıştırdı.

"Yekta! Kes şunu..." Yanağımı parmaklarından kurtarırken, "Berika nerede?" diye sordum.

"Direk ödül alanına geleceğini söyledi. Sanırım Atıf Amca bırakacakmış."

Atıf Amca, Berika'nın polis babasıydı. Anladığımı belirtmek için başımı salladım. "Şu ödül törenine katılmak zorunda mıyız?"

Cevabı biliyordum. Yine de umut umuttu işte...

"Yarışmacı olduğumuz için maalesef. Umarım kısa sürer."

"Umarım..."

Geçen ay liseler arası gerçekleşen basketbol müsabakasında finale kalmıştık. Şanssızdık ki, rakibimiz yakınlardaki bir kolejin iyi eğitimli öğrencileriydi. Müsabakanın akıbetinde beklenen olmuştu. Kaybetmiştik. Ancak asıl sorun bu değildi. Sorun, içinde Yekta'nın da bulunduğu takımımızı yenen o havalı çocukların küçümseyici tavırlarıydı. Tezahürat tribünündeki kız arkadaşları müsabakanın öncesinde ve sonrasında bizimle alay edip durmuşlardı. Berika bir ara kendini kaybedip bir tanesinin saçlarını eline vermeye kalkışsa da onu durdurmayı başarmıştım.

Biraz sonra o kendini bilmez takımın ve destekçilerinin kupa kaldırışlarını izlemeye gidecektik.

Servisten indiğimiz an bir köşede tırnaklarını kemiren Berika'yı gördüm. Yekta ona bakarken, kulağıma doğru fısıldadı.

"Berika'ya araba çarptı, desek hocaya?"

"Ne saçmalıyorsun Yekta?"

"Daha iyi bir fikrin var mı? Sanmıyorum bu kez birine saldırmadan dursun."

Ona abartma, der gibi baktım ve Berika'nın yanına yürüdüm.

"Günaydın."

Tırnaklarını ağzından ayırmadan "Günaydın." dedi.

"Kahvaltı yaptın mı? Eğer yapma-"

"İlk ders gidiyormuşuz." diye böldü. "Gebersek ders yapmaktan geri durmayacak hocalar o kolejli aptallara şakşakçı olmamız için iki dersimizi yiyor resmen!"

Öğretmenimizin okuldan çıktığını gördüm. Yekta'ya başımla işaret verip Berika'nın kollarına girdik ve ödül töreninin yapılacağı alana doğru yola çıkmak üzere başka bir servise bindik. Çok istememe rağmen Berika'nın kafasını dağıtamayacağımı biliyordum. Bir elli olan boyundan dolayı dışarıdan bakıldığında minyon ve kibar kız olarak görünmesine rağmen bir şeye taktığında gözü o şeyden başkasını görmeyen tiplerdendi.

"Bahar müsabakasını unutuyorsun. Erkeklerimiz onları yenemedi ama kızları voleybolda duman edeceğiz."

İlgisini çekmeyi başarmıştım. İri gözlerini üzerime çevirdi. "Okul daha iki ay önce açıldı. Koskoca bir kış nasıl bekleyeceğim?"

Saçını hafifçe çekip bıraktım. "Kinci olmayı bırak ve zamanını bekle. Bu arada... Şu karşı takımdaki kumral çocuğu kestiğini fark etmediğimi sanma?"

GERİYE KALANLAR "Oyna Ya Da Öl" 🎭 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin