*****
Sabah erkenden, iş için uyanan Felix, yarı uykulu bir şekilde aşağı inmişti.
Etrafın hem temiz hemde sofranın hazır olduğunu görmesi başta onu şok etsede pek aldırışa vermedi, "nede olsa Chan hyung'lar gelip yapmıştır" die düşünüyordu
Evde bir süre "Hyung? Sizmi geldiniz?" die seslenerek gezsede bir ses çıkmamıştı. Son karar onu aramak olucaktı.
Telefonunu açmış ve numarasını çevirmişti.
-Alo? Hyung?!
-Efendim Lix, günaydın bu arada
-sanada sanada. Şey sorucaktım
-dinliyorum
-bana sabah kahvaltısını senmi hazırladın?
-yiiio? Sabah kahvaltısı?
-hıhı. Hem etraf temizlenmiş hemde birisi kahvaltı hazırlamış
-kesin Hyunjin manyağı yapmıştır. Orospu peşini bıraksa.
.-ya ne saçmalıyorsun? Dün onu kovdum gitti. Kalbini biraz kırmış ola bilirim. Buraya bir daha geleceğini sanmıyorum. Hem nie böyle bir şey yapsınki?
-seni se- her neyse, bilemiyorum, bir fikrim yok. Han'lara sor
-onun ne kadar tembel olduğunu ikimizde iyi biliyoruz
-e o zaman cinler, şeytanlar yapmıştır amk ben ne bileyim
-sana soranda kabaat
Telefonu yüzüne kapatan Felix, gergince etrafı kontrol etmeye başlamıştı
Aklına dün gece evden gelen sesler gelmişti.
"Acaba gerçektende Hyunjin'mi?" die düşünerek dışarı çıkmıştı
Etrafta nerdeyse 10-15 dakkadır Hyunjin'i arayan Felix, onu bir türlü bulamamıştı.
"Ah! Tanrı aşkına, evi olmayan bir çocuk nereye kayb olmuş ola bilirki?"
Hyunjin bu konuştuklarını hasar'ın diğer tarafından duyuyordu...
***Felix'in çıktığını gören Hyunjin, koşarak bahçeden çıkmış ve sokakta, gözükmeyecek şekilde saklanmıştı. Her içinden "Çıksammı?" die geçirsede, kalbine karşı gelmişti, çıkmamıştı.
"Hyunjin! Beni duyuyorsan çık ortaya lütfen! Duyuyormusun?"
Bu sefer kendisiyle bile baş edemeyen Hyunjin, onun karşısına çıkacaktı. Oturduğu asvaltdan kalkarak, bahçe kapısına yönelmiş ve açarak içeri girmişti.
"Ah sonunda, nerdesin sen?"
"Hatırlarsan dün gece evinden ve bahçenden kovdun beni"
"Ah, özür dilerim"
"Vampir olduğum, kalbimin olmadığı anlamına gelmiyor Felix"
"Cidden çok özür dilerim, dün çok sinirliydim, sana patladım"
"Önemli değil, alıştım zaten. Ee ne diye beni arıyorsun?"
"Kırk saatdir çağırıyorum, neden bana bir ses vermiyorsun? Boğazım yırtıldı bağırmaktan"
"Öldünmü?"
"Hı?"
"Ölmedin ya, bişey olmaz. Sadede gel"
"Şey..ev"
"Ne evi?"
"Senmi topladın?"
"Hah! Senin kölenmiyim?" * Evet Hyunjin, gerekirse köleside olurdum*
"Ah hayır, özür dilerim. Sadece evimi birisi toparlamış, ama kim yaptı bilmiyorum"
"Kesin dünki moruk suratlı yapmıştır"
"O kim?"
"Ne bileyim, siyah saçlı, yapılı vücutlu kim?"
"Chan hyung?"
"Hyung'a benzer bir hali yoktu ama neyse"
"Neden öyle diyorsun?"
"Senden hoşlanıyor! Bu kadarmı malsın? Ah! Neyse sizinle uğraşamam"
"Hey! Hey! Dur bi. Bişey biliyorsun qaliba?!"
"Hiç bişey bilmiyorum, sadece vampirlik yeteneğim diyelim. Bırak şimdi beni"
Kolunu Felix'ten çeken Hyunjin, hızlı adımlarla ordan ayrılmıştı. Felix ise kendi-kendine:
" Kıskanıp bide trip'mi attı bu şimdi? Ah aptal yemin ederim"
~~~~~~
Selaaam
Ben geldim
Bu kitap üstüne aktif olmayı deniyorum en azından
Çünkü zafere ulaşmak istiyorum
Yazım hatalarım varsa aff edin, kitabı daha sonra düzenliycem (şu an düzenliyorum 30.9.2023)
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik bırakmayın lütfen :)
Seviliyorsunuz💜
YOU ARE READING
𝐕𝐚𝐦𝐩𝐢𝐫𝐞 𝐥𝐨𝐯𝐞~ 𝐇𝐲𝐮𝐧𝐥𝐢𝐱
Vampire"𝐒𝐞𝐧𝐢𝐧 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐛𝐢𝐫𝐢𝐧𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐜𝐞𝐠𝐢𝐦𝐢 𝐦𝐢 𝐝𝐮𝐬𝐮𝐧𝐝𝐮𝐧 𝐜𝐢𝐝𝐝𝐞𝐧?" Hyunjin tamamen rast gele sectigi adamin kanini emerek, karnini doyurmayi planliyordu. Ama plan onun istedigi gibi ilerlememisti o sevgiden anlamayan insan...