eight

212 21 56
                                    

 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Who kissed me?


Taennie



💋












  Taehyung'un evinden çıktıktan sonra direkt Jongin'in yanına gitmek istesem de Jisoo aramış onunla film izlemem gerektiğine dair dakikalarca konuşmuştu. Açıkçası benim de işime gelmişti çünkü Jongin'le konuşmak konusu beni fazlaca geriyordu.

Bu konuşmanın sonucunda büyük şeyler öğreneceğimi hissediyordum ve bu birazda gözümü korkutuyordu. Jisoo'yla film izlersem onla konuşma fırsatım da olurdu böylece o beni rahatlatabilirdi.

İşte bu yüzden Jisoo'nun film izleme teklifini kabul etmek zorunda kalmıştım. Şu an onun evine sakin adımlarla yürüyordum.

💋

Jisoo'yla filmi seçme ve abur cuburları ayarlama faslını çoktan bitirmiş hatta filme çıtırından başlamıştık bile. Jisoo hem filme eleştiriler yapıyor hem de elindeki cips kasesinden cips yiyordu.

Bense geldiğimden beri asla filme odaklanamamış Jongin'in gerçeği cevabı düşünerek kendimi huzursuz etmeye devam etmiştim. En sonunda Jisoo sinirli bir nefes verip filmi durdurdu ve sert bir şekilde bana döndü. "Dökül artık Jen. Sabahtan beri öyle dön ofla şöyle dön pufla içimi daralttın."

Yerimde dikleşip dudaklarımı büzdüm.
"

Özür dilerim aşkım hep seni darlıyorum bu konularda ama-" cümlemi bitirmeden Jisoo bana öyle bir bakış atti ki ağzımı kiletleme işareti yaptım.

Jisoo gülüp ağzımın kilidini geri açtı bunun üzerine bende güldüm. "Daha önce kimse bana böyle sahip çıkmamıştı." Jisoo bunun üstüne minik bir kahkaha attı. "Tanrım, Jen hadi anlat artık."

"Biz geçen gün Jongin'le bizim mahalleye yeni açılan cafe mi pastane mi her neyse orda karşılaştık sonra baya sohbet falan ettik aldığımız şeyler hazırlanırken bende bunu eve davet ettim kahve yaparım beraber bakarız tatlarına diye,"

Jisoo başını sallayıp dinlemeye devam etti. "Sonra kapı çaldı kapıyı Jongin açtı gelen Taehyung'muş sonra böyle kendi kendine saçma sapan atarlandı Jongin'e falan satasti kendine kendine gitti. Bende aşırı sinirlendim o günden sonra hiç konuşmadım onunla ama bugün evine gittim bu tavırlarının sebebini sormaya. Asla doğru düzgün bir cevap vermedi ve geçiştirdi beni ama bir şey fark ettim Taehyung ne zaman başka bir erkekle yakınlaşsam her zaman böyle tavırlar sergiliyor. Hem bu aklıma takıldı hem de sen aramasaydın Jongin'e o gece neler olduğunu sormaya gidecektim."

Derin bir nefes aldım. "Çünkü artık bir şeyleri düşünüp durmaktan sıkıldım."

Jisoo son söylediğimden sonra elindeki her şeyi masaya bıraktı ve bi anda ayaklandı. "Saat kaç?" Bu kadar tuhaf bi şekilde telaslanmasina karşılık gayet sakin bir şekilde saati soyledim
"19.47 da niye ki?"

"Daha geç olmamış şimdi git Jongin'le konuş sonra bana gel her şeyi detaylıca konuşuruz." Yüzümü korkmuş bi ifade sardı. "Hayır Soo istemiyorum şu an." Jisoo beni kolumdan sürükleyerek kapının önüne getirdi. "Jongin'le konuşana kadar benle hiç bir yerden hiç bir şekilde muhattap olma. İyi akşamlar."

Kapının önünde kucağımdaki eşyalarla biraz daha dikildikten sonra halime gülüp yürümeye başladım bir yandan da Jongin'e mesaj atıyordum.

siz:
Jongin, selam

Jongin:
Selam Jennie, nasılsın?

siz:
İyiyim ☺️
Ben şey sormak için yazmıştım acaba evde misin şu an seninle konuşmam gerekiyor da

Jongin:
A şey evet evdeyim
Evimin nerde olduğunu biliyor musun ki?

siz:
Ah hayır konum atabilir misin? En kısa sürede orda olurum

Jongin:
📍konum
Bekliyorumm

Jongin'in koltuklarında oturup gergin bir şekilde bana mutfakta kahve yapmasını bekliyordum. İstemediğimi söylesem de fazlaca ısrar etmiş bende daha fazla üstlemek istememiştim. Zaten yeterince gergindim.

Elinde iki kupayla içeriye girdiğinde gergin olduğumu belli etmeyecek şekilde gülümsedim. O da bana gülümsedi "Jennie böyle alale acele ne konuşmaya geldin?" Derin bir nefes verdim. "Ben bu konuşmayı yani daha doğrusu bu soruyu uzun süredir erteliyorum ama artık sormam gerektiğini düşündüm."

Kahvemden bir yudum alıp onu sakince yuttum. Jongin arada bardağına baksa da tüm ocağının bende olduğunu biliyordum. "Hani bizim hep beraber içtiğimiz gece varya?" Başını salladı. "O gece mekandan beraber çıktığımızı hatırlıyorum. Peki beni eve de mi sen bıraktın ya da ben eve nasıl gittim?"

Jongin'in yüzüne baktığımda çok belirli bir tepki vermediğini fark ettim. Ne şaşırmış ne de fazla sakindi. "O gün aslında mekandan beraber çıktık. Sen çok sarhoştun ve doğru düzgün yürüyemiyordun. Yolu yarıladıktan sonra anahtarını unuttuğunu fark ettin ama nerde olduğunu bilmiyorum dedin bende yüksek ihtimalle mekandadır diye mekana geri döndüm." Kahvesinden bir yudum alıp devam etti.

"Taehyung biz gittiğimizde hala çıkmamıştı. Biz içeri girince ne olduğunu sordu bende anahtarını unuttuğunu söyledim. Başını salladı ve seni getirdiğim için teşekkür etti, seni kendi bırakacağını ve benim eve gidebileceğimi söyledi. Zahmet olmadığını söylesem de pek umursuyor gibi değildi o yüzden bende seni bırakıp eve döndüm."

Başımı salladım ama aklıma takılan bir şey daha vardı. "Ama ertesi gün okula bana imalı şeyler söylemiştin."
Güldü. "Ben elini kast etmiştim Jennie." Alnıma vurdum. Artık her şey gayet netti. "Teşekkürler Jongin gerçekten ama şimdi gitmem gerek."

Jongin beni kapıdan uğurlarken ona sarıldım. "Arkadaş kalabiliriz değil mi?" Başını salladı. "Tabiki."


🫂🤍

Who kissed me?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin