Uğur'da biliyordu bunları ama dedim ya onun elindeki piyondum ona göre ben. En fazla adam daha orada bir kurşunla alırdı canımı. Peki Uğur'a bir şey olur muydu ? Sonuçta benden bir tane daha bulması zor olmazdı.

O yüzden umurunda bile değildi bana ne olduğu. Bunun gibi bir sürü anı sıralayabilirim size ama netice değişmeyecekti. Ben her verdiği görevin altından alnımın akıyla , vicdanımı rahatsız edecek bir toz tanesi bile olmadan kalkmıştım.

Verdiği bir kaç istisnai durumlar hariç her görevi yerine getirmiştim. Çünkü başka şansım yoktu. Benim Uğur'un evinden başka gidebileceğim bir kapım yoktu. Tekrar yurda dönebilirdim ama ona da Uğur izin vermezdi. İstediğinde elinin uzanamayacağı yer yoktu.

Kafam o kadar karışıktı ki . Olduğum kimliği bile artık sorgulamaya başlamıştım. Ben hep bu kişi değildim. Eğitildim , değiştirildim. Ama sorgulamadım. Tamam belki hiçbir şey istediğim gibi olmamıştı ama bu demek değildi ki bu Roza'dan nefret ediyordum.

Aksine.

Kimseye itimadı olmayan bu kadını seviyordum.

Gücümün , yapabileceklerimin farkındaydım. Bu da olduğum kişiye barışık yaşamamı sağlıyordu. Ben elimdeki kana bile , vicdanımı rahatlatarak katlanıyordum. Sonuçta hiç bir masumun canını yakmamıştım. Onların canı yanmasın diye , kendi canımı defalarca hiçe saymıştım.

Elime sihirli bir değnek verselerdi. Belki bir çok şeyi değiştirmek isterdim. Tek bir şey dışında. O da bugün ki ayaklarımın üzerinde sağlam duruşum.

Kimseye dayanmama , kimseye güvenmeme gerek yoktu. Çünkü ben kendime güveniyordum. Bir insan gücünün farkındaysa kimseye ihtiyacı olmazdı.

Benim de yoktu.

Evet , eksikliğim çoktu. Ama eksiklerimle bile barışıktım. Mecburdum. Beni kabul edecek birinin elimdeki kanla , yüzümdeki soğuk ifadeyle kabul etmesi gerekirdi. Çünkü şu saatten sonra değiştiremeyeceğim şeylerden sadece ikisiydi.

Açıkçası ben kendimi böyle kabul ettiğim sürece karşımdakinin düşünceleri çokta umurumda değildi. Beni bu zamana kadar her şeyimle sadece Gökhan kabul etmişti. Bana nasıl gelirsen bende sana öyle gelirdim.

Kendi içimde girdiğim transtan korna sesiyle çıktım. Önümüzdeki araba ani fren yapınca şoförde kornaya basmıştı. Tabi araba aniden fren yapınca hafif öne kaymıştım. Eski oturma düzenime geldiğimde , yanımda aynı benim gibi toparlanan Gökhan'a baktım.

''Yunus meselesi ne oldu?''

''Kaçar mı kızım bizden? Yalnız var ya keşke o an sende orada olsaydın. Suratını görmen lazımdı.''

Güldü.

'' Hele polisler bunun şirketine baskın yapınca , adam neye uğradığını şaşırdı. Eller kelepçeli, tüm çalışanlarının gözü önünde. Kapıda bizim ayarladığımız magazin ve haberciler. Adam zaten elli yaşındaydı ama bir otuz yıl daha yaşlanmıştır.'' diyerek kahkaha attı.

Hak etmişti. Yaptığı yasa dışı işleri geçtim. Adam terör örgütlerine silah sevkiyatı yapıyordu , vatan hainiydi bir kere. Ama bununla da kalmamıştı. Benim de olduğum bir toplantıda bize de yardım teklifinde bulundu. Bana bunu teklif etti. Eğer yardım etmediğimiz takdirde de tehdit etmekten de geri durmadı.

KAYIP PARÇA (ASKIDA)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu