|𝐩𝐫𝐨𝐥𝐨𝐠|

5.2K 236 112
                                    

       Sevgili SON VÂRİS ailesi aylar sonra tekrardan kocamaaaaan merhabalaaaarrr. Huuuhhh aşırı heyecanlıyım yaa.😅 Biliyorsunuz ki SON VÂRİS'i tam böyle patladığı zamanlarda ani bir karar ile kaldırmıştım ve uzun zamandır da yayımlamıyordum. Bir çoğunuz benimle iletişime geçti, sık sık ne zaman geleceği soruldu ve bende sonunda dayanamadım ve tekrardan yayımlamaya karar verdim. Son Vâris benim ilk kurgumdu ve hani o kadar plansız yazmıştım ki bir çok eksiğim vardı; yazdığım bölümlerim, olay örgüsünün,  karakterler de dahil hiç birşey içime tam anlamı ile sinmiyordu ama şimdi herşey baştan sona daha planlı ve daha belirgin. Kurgu baştan sona olmasa da değişti, daha farklı ama bir o kadarda aynı bir Son Vâris ile karşınızdayım. Umarım yeni halini de beğenir ve beni bu yolda bol bol desteklersiniz, şimdiden teşekkürler hepinizi kocaman seviyorum.🤍

Bu arada profilimden yazmış olduğum askeri kurgum AHVES' e bir şans verir ve yeni kurgum Nar Bülbülü ve Kuzgun'un tanıtım bölümünü okuyarak düşüncelerinizi yorum yaparak belirtirseniz çok sevinirim. 🤍

Çiçekler açsın ruhunuzda...♥️
                                                                    

Başlangıç tarihinizi buraya bırakabilirsiniz..🌼

Kızılcalardan bir kan, gizlenir şeytanın ininde,
Taştan bir kalp, kutsanmış bir ruh...
Dokuz arş, iki evren, birleşmiş iki kalp
Durur mabedinde saklı bir geçit,
Açılır bütün kapılar var olması imkansız düşlere,
Çalınır çanlar kutsanmak için.
İyi, kötü... Zayıf, güçlü... Cennet, cehennem.
Uğuldar zamanın ötesinde karanlık bir nefes
Çınlar Sûr'un lanetli sesi.
Kalkar dünyayı birbirinden ayıran o araf.
İşte o zaman...
İnsanlığın sonu,
Karanlık ruhların saltanatı,
Kutsal kanın iblise bağlanması, mühürlü de ruhların koparılması.
Ölüme biat, acıya sürgün...

                                                      RUH BAĞI, KEHANET 7

  Beyaz elbisenin etekleri şehvetli bir kan ile ahenk ile  sevişiyordu, kızıl saçları tanrıların öfkesini kusan fırtınada özgürlüğünü ilan etmiş bir günahkar gibi beyaz tenini okşayarak uçuşuyor, gerdanından ve omuzlarından süzülen katran karası kanın ruhu acıktıran kokusu dokuz arşı sarsacak kadar keskindi. Yeşil gözlerinin yerini zifiri bir karanlık almış elinde tuttuğu yüz bin yıllık kılıcın kabzasını sıkıca tutarak kendisi ile berber sürüklüyordu. Arkasında birbirine çarpan kılıçların, büyüklerin ve ruhların sesi iki dünyayı çınlatıyor gri gökyüzünde uçuşan dev çelik zırhlı kanatlıların alevleri düşmanı ürkütüyordu.

Genç kadın kendinden emin bir ifade ile savaşın ortasında sakin adımlar ile yürümeye devam etti. Annislerinrintaların, olekranların korkunç ve iğrenç görüntüsü çarptı önce katran karası gözlerine daha sonra yerde can vermiş yüzlerce toprak cücesinin, yaralı sentorları ve hâlâ dimdik savaşan petulkalara çevirdi ruhsuz bakışlarını. Savaş, can almanın ve can vermenin en uygun olduğu ortamdı hele ki uğruna savaşılacak bir sebep varsa... Ölüler diyarına geçen savaşçı askerleri için öfkeli tanrılara küçük bir dua bahşetti lakin kendisi de biliyordu ki artık tanrıların lanetlediği bir ruhtu kendisi ve edeceği hiç bir duanın kabul olmayacağınında farkındaydı, yinede hiç bir lanet onu durdurmadı durdurmayacağı da açıktı.

Tanrılara karşı büyük bir direniş, kutlu bir galibiyetti.

Kutsal kanı damarlarında taşıyan genç kadın elinde tuttuğu değerli taşlar ile süslenmiş ve evrenin en güçlü kılıcına  bakışlarını çevirdi ve savaşın tam merkezinde durarak yüz binlerce kilometreyi aşan ve izlerini taşıyan savaşın korkunç sonuçlarına bakarak ağır kılıcı önce iki eli ile kavrayıp havaya kaldırdı, tam o an tanrılar kendisini onaylıyormuş gibi büyük bir gök gürültülüsü ardındanda devasa bir şimşek bahsetti kendisine. Yüzünde ürpertici bir gülüş peyda oldu ve ardından hiç düşünmeden kılıcı kanka kaplı toprağa sapladı, işte o an yeryüzü ve gökyüzü birbirine karışarak büyük bir zelzele ile sarsılmaya başladı. Toprağın üzerinde bulunan bütün yaratıklar çığlıklar atarak kaçışmaya, savaşın galip tarafı sevinç naraları atmaya başladı. Toprak ikiye ayrılırlarak büyük bir yarık açtığında önünde-arkasında, sağında-solunda kendisine biat etmek için diz çökmüş dokuz arş, iki evren,  yedi krallık ile genç kadının güçlü sesi cenneti ve cehennemde bile yankılandı.

"Biz tanrılara değil, tanrılar bize biat edecek!"

Tanıtım bölümü ile ilgili yorumlarınızı bekliyorum, yorumlarda buluşalım çiçekleriiiiimmmm🤍🌼
 

ÖLÜ RUHLAR MABEDİ: Vâris'in Uyanışı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin