"Özdemir Asaf.." diyerek yanıma geldi. Gülümsedi. Ellerini cebinden çıkartmıştı. "Akıl Gözü en sevdiğim şiirlerindendir."

"Odaya izinsiz girdim ama.. Umarım kızmadın?"

Başımı iki yana salladı. "Hayır.. Kızmadım. Aksine mutlu oldum."

"Neden?"

"Kitapları sevmen hoşuma gitti."

Gülümsedim ve elimdeki kitabın kapağında avucunu gezdirdim.

Daha ortaokul çağımda kitaplar ile arkadaş olmayı başardığım için okumak benim için her zaman en güzeli olmuştu.

Anlatamadığım durumlara, konuşamadığım zamanlara ve hatta hissettiğim hâlde ne olduğunu anlayamadığım duygularıma tercüman olmuştu kitaplar..

"Severim. Okumak güzel şey." dedim ve ona döndüm. "Buradaki tüm kitaplar senin mi?"

Başını evet/hayır gibisinden salladı. Sonra konuştu. "Bir önceki odadakiler benim. Bunlar bağış yapılacak olanlar."

"Kitap mı bağışlıyorsun?" dedim hayretle. "Okullara mı?"

"Evet. Daha çok köy okullarına. Hatta oralara kütüphane bile inşa ettiriyorum."

"Mesleğin ney ki senin?"

Gözlerime baktı ve alt dudağını ıslattıktan sonra konuşmaya başladı. "Sıradan yardım etmeye bayılan bir kişiyim diyelim.."

"Bu sorduğum soruya bir cevap değil."

Gülümsedi ve başımı yana doğru yatırdı. Başını salladı ve cama doğru yürüdü. Üzerindeki lacivert takım elbise aşırı kusursuz bir görüntü sunuyordu bana. Yemekte bile üzerinde gömlek pantolon vardı. Acaba eşofman nedir bilmiyor mu lan?

Elimdeki kitabı koliye geri koyup boğazımı temizledim. "Bu evde neden herkes resmi giyiniyor?"

Bana doğru döndü ve sorduğum soruyu anlamaya çalıştı. Bence anladı da salağa yatıyo! Ona salak demesene. Salak.

"Yani.." dedim devam ettim. "Takım elbise giyiyor ya tüm herkes, sen de dahil. Sadece Petek Sultan kendi normal kıyafetlerini giyiyor. Neden?"

"Her işin bir resmiyeti vardır. Resmiyet her şeyden önce disiplini getirir." dedi ve gözlerimi taradı o kahve gözleriyle. "Her şey disiplin için. Onlar böyle eğitildi."

Eğitildi? "Eğitildi?"

Hafif gülümsedi ve kapıya doğru. "Haydi aşağı inelim. Saat sekize geliyor. Sana göstermek istediğim bazı şeyler ve tanımanı istediğim bazı kişiler var."

Önden odadan çıktı ve ben arkasında mal gibi kaldım. Sohbet etmesine iyiydi ama bazen bazı sorularıma karşı dan diye sırtını dönüp gidiyordu. Belki de bilmeni istemez cevabını? Kaçmasına ayar oldum ben susar mısın? Tatava yapma. Gıcık. Uyuz. Ofladım ve odadan çıkıp aşağı indim.

Aşağı indiğim zaman Çağatay kanepede oturmuş önünde iki tane adam ayakta duruyordu. Adamların ellerini önünde başları dik ve özgüvenli şekilde duruyorlardı. Adamlardan biri daha az önce Çağatay'ın odasına girerken gördüğüm kişiydi.

BADE +18Where stories live. Discover now