#1 karanlık gün

Start from the beginning
                                    

"Sakin ol, sana zarar verecek değilim."

Elini ağzımda tutmaya devam ederken sakince kafamı salladım. Elini yavaşça çektiğin de bir iki adım ileri gidip yavaşça arkamı döndüm.

Üstü çıplak, altında kot pantolunlu, esmer, kahverengi saçlı birisi vardı. Yakışıklılığı hakkın da sonra konuşalım gece.

"Fikrimi değiştirmiş olabilirim"

Boydan beni süzerken kurduğu cümle ile korkum tazelendi. Tam çığlık atacakken

"Tamam tamam, şakaydı sadece"

Elinde cüzdanımı gördüğüm de ise kaşlarım çatıldı. Baktığım yere bakarken bir manyağa benziyordu. Bu soğukta kafayımı yemişti?

"Sadece cüzdanını vermek istiyordum."

Gözleri tamtersini söylüyordu. Genelde insanlar hakkında hissettiğim şeyler doğru çıkardı. Ve bu adam bana zarar vermek istiyor gibiydi.

Elimi uzatıp vermesini bekledim. Bir süre yüzüme muzip bir ifade ile baktıktan sonra yavaşça cüzdanı bana uzattı. Cüzdanı elime verirken bilerek elimi tutmaya çalışmıştı. Bu soğuğa rağmen ne kadar da sıcaktı.

"Çok normal birine benziyorsunuz saolun."

Kaşlarını çatıp sırıtmaya başladı.

"Sen bana normal olmadığımı mı söylüyorsun?"

"Yoo herneyse iyi günler"

Arkamı dönüp hızlı hızlı adımlar atarken fısıldadığı şeyi duymuştum.

"Çok iyi bir gün kesinlikle"

Sonunda eve girdiğimde rahat bir nefes aldım. Çok garip biriydi. Deli miydi acaba?

Kafe nin sahibini tekrar aradım ama yine kapalıydı. Yatağıma uzanıp bekledim sadece. Saat 8'e geliyordu ancak hava hala karanlıktı. Bu kadar takmamalıydım. Kış ayına giriyorduk normaldi.

Gözlerimi kapatıp saatin geçmesini bekledim. Bir tane bile arkadaşımın olmaması benim suçum muydu? Herneyse herneyse yanlız olmak kesinlikle daha iyiydi. Kendini kandırma gece, bir kişi bile olsa birini istiyorsun...

***
Gözlerimi açtığım da ilk ne olduğunu anlayamadım. Sonra dan hızlıca doğrulup etrafa bakındım. Evimin içi tamamen karanlıktı ve sokaktan ufacık bile ışık gelmiyordu. Telefonumu yastığımın altından çıkardım ancak kapalıydı. Hava aydınlanip tekrar kararmış olmalıydı ama benim bu kadar uyumam imkansız gibi bir şey.

Yavaşça kalktım, elimle heryeri yokluyordum ışığı arıyordum. Sonunda düğmesini bulunca basıyordum ama açılmıyordu. Sanırım elektrikler gittiği için sokak bu kadar karanlıktı. Amma şanslıyım yine gerçekten.

Boğazım da ki kuruluk sebebiyle su içmek istedim. Yavaşça ilerlerken elimle zar zor bulduğum bardağı aldım. Ve yine aynı yerdeyken aynı uluma. Tekrar Bi uluma sesi duydum ve yine kapımın önünden geliyordu. Dejavu yaşıyor olabilir miydim? Bardağım da yine kırılmıştı. Hızlıca bir bardak daha alıp karanlığa ve bu korkuya rağmen suyumu içtim ve koşarak yatağıma girdim.

Tam oturduğum saniye de kapıma kocaman bir gürültü ile bir şey fırlatıldı. Bir çığlık attım ve ellerimle kulaklarımı kapayıp sakinleşmeyi bekledim. Bi kaç dakika sessizlikten sonra kalkıp kalkmamak arasında kaldım. Ama yine de kalkıp yavaşça kapının oraya gittim. Tam elimle kulpu tutmuşken bir inleme sesi duydum. Çok kısık bir ses ve bir hayvan sesiydi kesinlikle. Yavaşça kapıyı araladım.

Kapıma asılmış bir şamdan mumluk vardı. Kafamı etrafta gezdirsem de hiçbir şey görünmüyordu ve yoktu.
Tam ayağımı azıcık öne uzatmistim ki ayağımın bir şeye çarpması ile kafamı eğdim.

Siktir!..

Kapıyı açtığım hızla geri kapattım ve yaslandim. Soluk soluğa sakinlesmeyi bekledim. Orda yatan bir kurt vardı ve bana bakıyordu. Napmam gerekiyordu. Kapıyı geri açıp o mumlugu almam gerekiyordu. Karanlık sevmezdim ben olmazdı. İsmim gece diye hayatım da mı öyle olmak zorundaydı. Ama o kurtun bana saldırma olasılığı çok yüksekti açamazdim.

Ben kendi içimde savaş verirken yine bir inleme duydum. Gözlerimi sıkıca kapadım.

Canım benim, yaralanmış miydi acaba? Onu evime alırsam bana saldırırdi olmaz.
Yavaşça yatağıma geçip uyumaya çalıştım deli gibi korkuyordum ve uyuyamıyordum. Çünkü zaten çokça uyumuştum.

Gözlerimi kapatmisken yine bir inleme duydum. Tamam yaralıysa bence saldıramazdı. Yavaşça kalktım ve sakince Kapıyı açtım. Gözüme çok keskin bakıyordu. Karanlıktan dolayı göremiyordum pek. Ama karanlığa rağmen masmavi elmas gibi gözleri vardı. Çok güzel bir kurttu.

Elime Yavaşça mumluğu aldım. Çok hafif eğilmişken birden hırladi. Hemen geri çekildim ve o an korkuyla kapı açık yere düştüm. Kurt Yavaşça ayaklandı ve bana taraf döndü.

Geri geri giderken Gözlerimi sıkıcı kapadım ve adım seslerini dinledim. Sonun gelmişti işte. Zaten iyilik yapıp ağlamaktan sıkılmadın mı? Şimdi iyilik De yapamacaksin bir daha çünkü öleceksin.

O halde son kez Gözlerimi açmalıydım. Gözlerimi açtım ancak hayvan o kadar uzun du ki tavanıma degicekti neredeyse ve aşırı iriydi.

"Sen kurt musun canavar mısın?"

Ağzını tut bir kerede salak!

Yavaşça eğildi üzerime. O eğilirken ben de kafamı eğiyordum. Saçlarım da durdu ve bir kaç kere kokladı. Koklamaya devam etti, devam etti, devam etti. Sürekli koklayıp durdu. En sonunda ayaklarımın ucuna doğru yan bir şekilde yattı ve az çok görebildiğim yarasını gösterdi bana derin bir kesik izi gibiydi. Allahtan mumluğun koruması vardı da hiçbir yer yanmadı.

Peki ben şimdi ne yapacaktım bu kurtla kapana kısılmış gibiydim.

Canlar bir yorum atın be♡

KURT'UN ESİRİ +18Where stories live. Discover now