🔞HARD SEX İÇERİR!
"h-hyung- mmh!"
beomgyu nefes alamayacağını düşündü, en azından soobin yüzünü kıçına soktuğunda değil.
"senin için çok mu fazla?"
beomgyu kafasını iki yana salladıktan sonra yüzünü yastığa gömdü. soobin hırlayarak çenesini sertçe kavrayıp ona bakmasını sağladı.
"kelimeleri kullan. ayrıca o sikik yüzünü benden saklama, hepsini görmek istiyorum."
küçük olan sızlanıp bakışlarını kaçırdı.
"zamanımız kısıtlı, ne yazık ki seni hazırlayamayacağım."
beomgyu gözlerini büyüttü. "a-ama.."
soobin boxer'ını çıkarıp bir kenara attı.
"bana karşı mı geliyorsun kedicik?"
beomgyu başını iki yöne salladı. "h-hayır!! lütfen.."
büyük olan bir kaşını ilgisini çekercesine kaldırdı. "lütfen ne?"
beomgyu kalçalarını hafifçe salladı.
"l-lütfen baba.. ah, nnh!!" küçüğü, soobin göğsünün uçlarıyla oynamaya başladığında çıkan iniltiyi durduramadı. "seni sürtük, çıkardığın şu güzel seslere bak. eminim ateşli bulduğun her erkeğe bunu yapıyorsundur."
beomgyu burnunu çekti. "hayır b-baba, sadece sen!"
soobin beomgyu'nun kulağına eğilip fısıldadı. "iyi çocuk, şimdi babacık için bacaklarını ayır."
beomgyu bacaklarını ayırıp kalçalarını yukarı kaldırdığında soobin önündeki manzara ile eridi. bir süre boyunca küçüğünün kalçalarının yumuşak kısmını yoğurdu. dikkatinin dağılmış olduğunu görünce penisini tek vuruşta beomgyu'nun içine gömdü.
tarif edilemeyecek kadar acıtmış ve sonuç olarak beomgyu bununla birlikte çığlığı basmıştı. soobin ise beomgyu'nun deliğinin sikinin etrafında zonkladığını hissettiğinde daha fazla tahrik olmuştu ve temposunu daha da arttırmıştı.
küçük olan bir çığlığın daha eşiğindeyken soobin dudaklarını birleştirmek için eğildi. ve öpücük o kadar doğru hissettirdi ki.. beomgyu oracıkta aklını kaçırabileceğini düşündü. sonrasında soobin'in ellerinin kalçalarındaki sıkı tutuşundan başka bir şey kalmamıştı.
"iyi misin, devam edelim mi prenses?"
beomgyu hıçkırdı ve başını salladı. lanet olsun, kızarmış gözleri; yanakları ve pembeye dönen vücudu ile bir uyum içindeydi. sırtından süzülen ter damlaları ise onu daha ateşli kıldı.
soobin onu oracıkta ezmek istedi. ve yaptı da.
soobin yavaş hareket etmeyi reddederken beomgyu'nun tek yapabildiği şey inlemek ve inlemekti.
hatta gözyaşlarının ne zaman düştüğünü bile fark etmemişti. "a-ah, soobin hyung~"
soobin hayvansı hızına devam ederken elleri beomgyu'nun gözlerinin altında yer edindi ve gözyaşlarını sildi. "ağlama beomie, babacığın için çok iyi bir iş çıkarıyorsun."
beomgyu çarşafları kavradı. "ben.. i-isterim ki"
soobin beomgyu'nun yanaklarını okşadı. "ne istersin prenses?"
küçük olan kalçalarını yukarı doğru salladı, enerjisi biraz olsa da yerine gelmişti. "b-beni becermek.. oturamayana k-kadar."
soobin'in kaşlarından biri seğirdi. "doğru mu duydum prenses, ve böylece oturabileceğin tek yer benim kucağım olurdu?"
beomgyu umutsuzca başını salladı. "hyung- b-baba.. ngh. b-ben, boşaldıktan sonra kucağına o-oturabilir miyim?"
soobin gözyaşlarını yalayıp küçük bir tabii ki mırıldandıktan sonra hamlelerini düzensiz ve yavaş hale getirdi. "kahretsin, b-beomie. küçük orospu deliğin benim sikimi almak için yaratılmış olmalı."
beomgyu övgüye inledi. "b-baba! boşalacağım, hng.."
soobin etrafa küfürler yağdırıyordu. "ben de boşalmak üzereyim kedicik."
beomgyu soobin'in adını haykırıp boşalmasının bir kısmı miğdesine ulaşırken onun adını haykırması içine boşalan soobin'i mümkünse tekrardan taş gibi kıldı. "prenses, neden kucağıma oturmuyorsun?"
beomgyu'nun gözleri parladı ve soobin'in kucağına yerleşirken acıyan yerlerinden dolayı tısladı. kendini yavaşça soobin'in penisine bıraktı. tanrım, o büyük.
beomgyu tekrardan süzülen gözyaşlarını görmezden geldi. daha demin hareket edemeyecek kadar kıvranırken şimdi soobin'in sikinde ölüm döşeğindeymiş gibi zıplıyordu.
soobin manzarayı izleyerek boşalabilirdi ama kendini tuttu. bunun yerine beomgyu'nun hareketlerine yardım etti. bir süre sonra beomgyu'nun hareketleri yavaşlayıp boşalacağını gösterirken soobin liderliği öne aldı ve kalçalarından tutup belirli bir hızda içerisine girip çıktı.
soobin penisiyle beomgyu'nun prostatına defalarca vururken beomgyu ellerini ağzıyla kapatsa da inlemelerini gizleyemedi ve ikisinin midesinin üzerine boşalma iplikleri bıraktı. soobin sert hareketlerini sürdürürken çok geçmeden küçüğünün içerisine boşaldı.
"hyung, bir daha.."
soobin aceleyle saatine baktı. "duş alacağımız için o kadar yeterli vaktimiz yok güzelim, ama bir şeyler düşündüm."
soobin küçüğünün penisini eline aldı ve okşamaya başladı. beomgyu'nun boğazı inlemekten dolayı yandığı için küçük sızlanmalar bırakıyordu hyung'unun kulağına. zaten hassas olduğundan çok geçmeden boşaldı.
"baba y-yine mi sertleşti? onun için yapabileceğim bir şey var mı?"
soobin ayağa kalkıp bir elini yerde diz çökmüş beomgyu'nun ensesine koydu, diğerini ise buklelerinin arasından geçirip elini yumruk yaparcasına çekiştirdi. "ağzını aç kedicik."
beomgyu ağzını açıp soobin'in penisini güzel dudaklarının arasına hapsetti. ucunu yavru kedi yalamalarıyla süsledikten sonra burnu nihayet pelvisine ulaştı, misk kokusu küçük olanın başını döndürdü.
yukarı baktığında soobin'in dengede durmak için ranzaya tutunduğunu fark etti. büyüğü nefes almasına izin vererek penisini yavaşça beomgyu'nun ağzından çıkardı ama çok geçmeden tekrardan ağzının derinliklerini buldu.
biraz daha emdirdikten sonra penisini beomgyu'nun ağzından çıkardı. "ağzını olabildiğince aç, yüzüne boşalacağım."
ve soobin'in sözünü tutması uzun sürmedi, kendi penisine yaptığı birkaç vuruş ile beomgyu'nun yüzüne boşaldı. "lanet olsun gyu, sen mükemmelsin. "
beomgyu kıkırdadı ve yatağa yayıldı. "sadece sana karşı."
beomgyu soobin'in onu kucağına almasıyla kollarını boynuna doladı. "lanet olası kıçımı hissetmiyorum."
ve son olarak ikisi de sıcak duşun keyfini çıkardılar.
smash it completed √
