3. Bölüm "ESİR"

Start from the beginning
                                    

"Bir yere mi gidiyordun Mihri?"

"Hayır. Sadece etrafa bakıyordum."

"Buna inanmalı mıyım?"

"Nereye kaçabilirim Melikşah? Söylesene bana... Hangi yoldan gidersem gideyim en sonunda kaybolacağım belli." Cümlelerim onu ikna etmemişti. Ben de o an farkına vardım.

O kaçamayacağımı biliyordu ama beni kaybetmekten korkuyordu.

"Kolların üşümüş. Eve geçelim." Dediklerimi umursamadan kollarını üstümden çekip ondan önce ilerlememi bekledi.

İstediğini gibi davranıp eve doğru ilerledim yavaşça. Ben ilerlemeye başlayınca yanımda yürümeye başlayan adam cebinden çıkardığı sigarayı dudaklarının arasına koydu ve ateşledi.

Üflediği dumanı bana kadar geldiğinde yüzüm buruştu. Ama eskisi kadar rahatsız olmadım. Evin içine sinen kokudan ve yanımda sürekli içmesinden alışmaya başlamıştım.

Ancak alışmak istemezdim. Hayatım boyunca kendimden uzak tuttuğum koku şimdi giydiklerime kadar siniyordu.

Varlığı bana değişik hissettiriyordu. Gözlerimin önünde olmasına katlanamıyordum bazen.

Göz görmeyince gönül katlanır derler. Benim gönlüm ırak sana gözüm neden katlanamıyor?

Beraber eve girdiğimizde evin sıcaklığı üstüme sindi. Vücudumundan kısa süreli bir titreme geçerken salona geçip üçlü koltuğa uzandım.

Ellerimi başımın altına koyarken benden sonra eve giren adam eve girdiği gibi biriyle konuşma yapmaya başlamıştı.

Ne dediğini takip etmek istemeyecek kadar yorgun olsam da ses tonlarına dikkat ettim. Sinirin tonlarını taşımasa da sesi her an sinirli çıkacak gibiydi.

Sesini bir an olsun yumuşatmadan konuşmayı sonlandırırken konuşma tarzının bu olduğunu düşündüm.

"Elmas madenlerim var demiştin bana o gün değil mi Melikşah?" Dediğimde bakışları bana dönen adamın kaşları çatıktı. Birden bu sorunun nereden aklıma geldiğini merak etmişti.

"Öyle." Kısa bir cevap vermesi beni tatmin etmemişti. Ayrıntısına kadar istiyordum gerçekleri.

"Oraları yöneten sen misin?"

"Çoğu yeri ben yönetiyorum. Geri kalan kısmı kardeşim ve babam yönetiyor." Kardeşinden ve babasından bahsetmesi onun sinirden dişlerini sıkmasına sebep verirken tepkilerini incelemeye devam ettim.

Onu oraya kapatan bahsettiği iki kişi olduğu için sinirli olmalıydı.

"Yani bu yüzde yetmiş beşini ben, geri kalanını ikisi yönetiyor mu demek?" Sıktığı dişlerini biraz daha sıkmasını istemediğimden açık açık söylemektense üstü kapalı bir şekilde söylemeyi tercih ettim.

"Evet." Verdiği cevap ona öylece bakmama sebep verdi. Acaba kaç yaşında yakalanmıştı bu hastalığa? Kaç yıldır savaş veriyordu?

"Krizlerin... İlk ne zaman başladı?" Sormaktan biraz çekindim. Çünkü bu konu onun hiç hoşuna gitmiyordu. Geçen ettiğimiz kavgada özne onun hastalığıydı.

SARMAŞIK +18Where stories live. Discover now