Bölüm 1

2 0 0
                                    


Kapının çalmasıyla irkilerek önümdeki bilgisayarı kapattım. Bir yandan esnerken bir yandan kapıya seslendim:

"Gelebilirsiniz."

"Efendim, Ufuk Bey geldi."

"Tamam alın içeri." Ufuk beni hiç bekletmeden içeri girip tekli koltuklardan birine yerleşti. "Hangi dağda kurt öldü, siz bizi ziyarete gelir miydiniz Ufuk Bey?" diye konuşmaya başladım hemen. Uzun bir gün olmuştu ve konuşacak birisi olması güzeldi.

Ufuk gülümseyerek "Bütün gün burada yorulmuşsundur diye hanımefendiyi ziyarete gidiyoruz, o hala dırdır yapıyor." dedi. Fazla uzatmadım, direkt "Geldiğin iyi oldu, hadi çıkalım." dedim. O ise beni şaşırtarak olduğu yerde kaldı. Normalde bana o teklif ederdi, o yüzden bu durum tuhafıma gitmişti. 

"Aslına bakarsan seninle konuşmam gereken şeyler var." dedi. Söyleyeceklerinin önemli olduğu belliydi. O yüzden yavaşça koltuğuma geri çöktüm. "Buyur?"

"Neşe, bugün babamla annem konuşurken duydum. Ama sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Bak seni uyarıyorum, duyduğunda bağırmayacağına ya da bana saldırmayacağına söz  ver. Bak seni uyarıyorum."

"Şimdiye söylemiştin, hadi artık Ufuk!"

Neşe, buraya gelmek üzere evden çıkacakken salondan annem ve babamın sesini duydum. Babam şirketimizi büyütmenin bir yolunu bulduğunu söylüyordu anneme. Annem sorunca bunun benimle alakalı olduğunu söyledi. Sen ile beni... Bizi, şey... Evlendirmek istiyorlarmış. Benim bir suçum yok!"

Duyduklarımla az daha sinir krizi geçirecektim. Bu ne saçma bir düşünceydi?! Bu bir şaka olmalıydı. Bir kere biz Ufuk'la kardeş gibiydik. Böyle bir şeyi nasıl düşünürlerdi? Ya annemin bundan haberi var mıydı?

"Ufuk ne diyorsun sen? Bir kere biz seninle kardeş gibiyiz. Ayrıca senin sevgilin var. Hani 1.70 boylarında, esmer, adı Bilge hani? Bir silkelen, kendine gel! Ölümün elimden olmasın güzel kardeşim. Bak kardeşim diyorum. Biraderimsin sen benim. Delirtme beni! HUU, kime diyorum? Konuşsana Ufuk!"

"Yani kendin yazdın kendin oynuyorsun Neşe, pes gerçekten! Ben bu duruma razıyım dedim mi? Ben de istemiyorum seninle evlenmeyi. Yanlış anlama iyi kızsın hoş kızsın da benin tipim değilsin."

"Ufuk sululuk yapma canımı da sıkma!"

"Tamam tamam. Dediğim gibi ben de istemiyorum. Ama annemlerle de bu konuyu konuşmadım. Bunları duyar duymaz sana haber vermeye geldim. Ne diyeceğimi bilemedim açıkçası."

"Peki ya annem? Onun haberi var mı?"

"Bilmiyorum. Aslında annem de pek sevinmiş değil bu duruma. Beni şaşırtarak babama bunun bir saçmalık olduğunu söyledi. Ama Neşe ya annen de onaylarsa, nasıl sıyrılacağız bu işten? Bir çare bulmalıyız."

"Tamam Ufuk düşüneceğim ben bir şeyler. Ama artık dışarı çıkalım iyice boğdu beni burası, çıkalım artık."

"Hadi, durduğumuz kabahat. Ben zaten Bilge'yle buluşacağım. Çabuk olalım." Sinirle ona döndüm. "Yani ne diyeceğimi bilemiyorum Ufuk. Git, gözüme görünme." Ufuk gülerek kolunu omzuma attı. "Bozulma hemen şekerim. Seni de bırakayım mı?"

"Git sen. Ben zaten arabamla geldim. Bekletme biricik Bilge'ni." Ufuk gülerek benden ayrıldı ve o sırada çoktan otoparka vardığımız için direkt arabasına ilerledi. Ben de kendi arabama doğru gittim.

Bu sıralar çok meşgul olduğumdan biricik arabama bile dikkat edememiştim. Kesinlikle yıkanmalıydı. İnat edip kimseye arabamı bırakmadığım için insafıma kalmıştı. Bir süre de böyle kalacak gibiydi. Zira bu evlilik konusu beni uğraştıracağa benziyordu. İç çekerek arabayı çalıştırıp eve doğru yola çıktım.

Arşivin GiziUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum