2

372 43 44
                                    

Aldığım davetle yanına gitmek için karıncalanan ayaklarım hareket ederek beni onun oturduğu masaya taşıyor. Çekindiğimi ortaya koyan bir ses tonuyla ''Rahatsız etmeyeyim...'' diyorum ancak çoktan masalarına tepsimi koymaya yelteniyorum. Onunla oturmak istediğimi, sırf kibarlık olsun diye birkaç şey zırvaladığımı anlayarak samimi bir şekilde gülümsüyor.

''Ne rahatsızlığı? Asıl, umarım aniden davet edince ben rahatsız etmemişimdir.''

Akıcı şekilde konuştuğu anadilimle Koreli olduğuna daha çok ikna oluyorum. Yumuşak ses tonu ile bastırmaya çalıştığım çekingen bir gülümsemeye engel olamıyorum.

''Yeni geldim, birkaç arkadaşa hayır demem.''

''İçeri girdiğinde biraz kaybolmuş gibiydin.''

Uzun saçlı bedenin karşısında oturan çocuk konuştuğunda bakışlarımı ilk kez ona çeviriyorum. Masalarına gelip onu biraz görmezden gelmiş gibi olmam kötü hissettirirken yüzünü inceliyorum. Uzun saçlının sahip olduğu sıcak auranın aksine daha olgun olduğunu bağıran havası kendini belli ediyor. Belki de uzun saçlının aksine daha keskin yüz hatlarına sahip olduğundandır diye düşünüyorum.

''Kaybolmuştum. Yağmur başlayınca bir yere girmek istedim.''

Ara sokaklarda telaşa kapıldığım dakikalar aklıma gelince o anların huzursuz enerjisi de tekrardan üzerimde yer edindi ancak beni masalarına davet etmiş kişilere bunu yansıtmak istemediğimden çok takılmıyorum.

''Dönerken seni caddeye bırakabiliriz.''

Benimle ilk konuşan beden tekrar konuştuğunda minnettar bir şekilde bakıyorum. Hem eve dönebilmem açısından hem de bu bahaneyle tekrar görüşmeyi garantileyecek bir fırsat edinebilirim diye hoşuma gidiyor.

''Size zorluk olmayacaksa çok sevinirim. Yerleşeli birkaç gün oluyor alışamadım pek.''

''Öğrenci misin?''

''Normalde evet ama buraya onun için gelmedim.''

Bir uzun saçlıdan bir diğer çocuktan sorular gelirken garip bir sessizlik olmadığı için seviniyorum.

''Gezmek için mi geldin?''

Yine siyah saçlı konuştuğunda yüzünde bir tebessüm oluyor. Baştaki sert görüntüsünün aksine bu hali daha rahatlatıcı geliyor.

''Belirsiz bir süre buralardayım ama evet.''

Soğumaya başlamış kahvemden bir yudum aldıktan sonra yanıtlıyorum.

''Siz? Buraya alışık gibisiniz.''

''Biz üniversite için buraya geldik. Minho dans, ben de resim öğrencisiyim. Ah... bu arada kusura bakma tanıtmadık kendimizi ben Hyunjin.''

İkisinin de yetenek gerektiren alanlarda, üstelik Fransa gibi bir ülkede öğrenci olması beni epey şaşırtıyor. Gerçekten çok yetenekli olmalılar diye düşünüyorum.

''Ben de Jisung. Memnun oldum Hyunjin, Minho.''

Minho kendini tanıtmamış olsa da Hyunjin onun adından bahsettiği için isimlerini söylerken sırayla göz teması kurup hafifçe başımı eğiyorum.

''Burada üniversiteye girdiğinize göre çok yetenekli olmalısınız.''

Tanışma faslını fazla uzatmayarak önceki konuya döndüğümde ikisi de kibarca gülümsüyor.

''İkimiz de alçak gönüllülük yapacağız diğerimiz de hayır öyle değil diyip abartacak ama teşekkür ederiz.''

Hyunjin kıkırdadığında pozitif enerjisi hoşuma gidiyor. Minho'nun ise zamanla insanlara alışıp o şekilde açılan bir insan olduğunu tahmin ediyorum ancak onun da kötü bir enerji vermemesi sebebiyle içimdeki tüm karamsar hisler beni terk ediyor. Şimdiden her şey iyi gidiyor ve iyi gitmeye devam edecek.

''Rica ederim.''

"Otelde mi kalıyorsun yoksa belirsiz süre dediğine göre bir yer mi kiraladın?"

"Küçük bir daire kiraladım. Aslında buraya çok uzak değil diye tahmin ediyorum ama kaybolduğum için emin değilim. Siz yurtta kalıyorsunuzdur heralde?"

Bir süredir unuttuğum cheesecake'imden bir çatal alıp mutlulukla ayaklarımı sallıyorum. Yeni tanıştığımızdan bu seferlik  cheesecake övgülerimi içime gömüp bir çatal daha alıyorum. Vücuduma aldığım şeker - muhteşem cheesecake- ve tanıştığımız ikili ile iyi anlaşıyor gibi olduğumuzdan daha rahat hissediyorum. Hatta bu kafeye gelme konusunda hissettiğim çekimin tanıştığım ikili olduğunu düşünüyorum. Belki de Hyunjin... fakat bulmak istediğim kişiyi bu kadar kolay bulmuş olmak tuhaf geliyor.

"Hazırlık senesi ve birinci sınıfta yurttaydık ama şimdi yakın çevrede bir daireye geçtik biz de."

Hyunjin konuşurken ikisinin bakışları birleştiğinde elini Minho'nun masadaki eline uzatıp küçük bir temas kuruyor. Ağzımdaki koca cheesecake parçasıyla bakışlarım ikisi arasında gidiyor. İkisi arasında farklı bir samimiyet olduğu belliyken 'sıçtık'  diyen iç sesim ile yutkunuyorum. O kadar da kolay değilmiş demek ki Jisung.





















Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Aug 23, 2022 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

My Reality | HyunhosungDonde viven las historias. Descúbrelo ahora