22 FİNAL

680 81 71
                                    

Medya: hyunjin

Keyifli okumalar!

...

Felaketin ardından dört ay geçti.

Hâlâ inanamıyorum, sürekli gittiğim yerlerin kapısına bakıyorum. Her an çıkıp gelecek ve 'Seni seviyorum.' diyecekti sanki.

Felix gittiği yer de seni sevmeye devam ediyor, Hyunjin.

Bilincim yeni yerine gelmiş gibiydi. Bu gün ilk kez dışarı çıkmıştım ve Felix'ın evine gelmiştim. Odasına çıktım, soğuk zemin de oturdum. Bir süre sadece durdum. Niye geldiğimi hatırlamaya çalıştım.

Elimdeki küçük anahtara baktım. O gün... Beni bıraktığı gün elime vermişti. Dizlerimi sürüyerek yatağına doğru gittim, yatağın alına doğru eğildim. Kutu oradaydı.

İzledim durduğum yerden. Hafifçe gülümsedim. Elimi uzatıp kutuyu çektim.

Yatağına oturdum. İçinden çıkacak şeyleri görmeye hazır mıydım? Bilmiyorum.

Ne ara ağlamaya başladığımı bilmiyorum,kutuya küçük bir damla düşünce fark ettim.

Anahtar yardımıyla açtım ahşap kutuyu.

İçinde bir deste para vardı,büyükçe bir deste. Birkaç kağıt, yüzük ve polaroid

kamera ve onunla çekilmiş fotoğraflar vardı.

Fotoğrafların hepsinde birlikte gülümsemiştik.

Fotoğrafların hepsinde birlikte gülümsemiştik

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Çizdiğim resimler vardi.

Kağıtlar birbirimize gönderdiğimiz
mektuplardı.

İçinde küçük bir mektup daha vardı. Üstünde yazanları okudum,

Böyle gülmeye devam etmeni istiyorum sevgilim. Seni görüyor olacağım. Para senin, istediğin tatil için biriktirmiştim. Yüzük annemden bana kaldı, artık o da senin. Ben de seninleyim sevgilim. Seni seviyorum, her şeyden çok ve her zaman.

"Sensiz nasıl gülmeye devam edebilirim Felix!" diye bağırdım kendi kendime.

Öleceğini biliyordu, hazırlığını yapmıştı... Hastalığının tekrarladığını biliyordu... Her günü son günü gibi yaşadı,ondan mutluydu... Ondan ara ara gözleri dalıyordu.

Fotoğrafları ve mektupları alip göğüsüme bastırdım.

"Seni asla bırakmam demiştin." Sahi nerdesin?
Neden yalnızlığımla başbaşayım?
Gökyüzünü çok sevdiğini söylerdin. Beni bırakıp gökyüzüne gidecek kadar çok mu sevdin?
dedim gökyüzüne bakarken.
Keşke gökyüzün olsaydim sevgilim...

.
.
.

Hyunjin Felix'in mezarının başındaydı. Yine onun yanına gelmişti. Yine ona sığınmıştı.

Soğuk mezar taşında huzur bulmak nedir bilir misiniz? Hyunjin bilirdi.
Bunun acısını da iliklerine kadar yaşardı.

Sevdiğinin üstünü örten toprağı eline aldı Hyunjin. Eline burnuna yaklaştırıp kokusunu ciğerlerine doldurdu.
"Kokun...kokun artık neden üstüme sinmiyor?" Toprağın kokusundan sevdiğini aramıştı.

"İçim yanıyor Felix. Nerdesin?
Bu nasıl bir acıdır böyle ölüyorum niye gelmiyorsun? Sensizlik düşürüyor beni ve ben ayağa kalkacak cesareti bulamıyorum. Sensizken kalkıpta güçlü durmayı cüret edemiyorum. Sensizlikle seni aldatamıyorum..."

Daha fazla dayanamadı Hyunjin. Toprağa eğildi, yüzünün neresine geldiğini bilmediğinden, yüzünü örten her bir tarafa ağlaya ağlaya buseler kondurdu toprağa. Gözlerini serbest bıraktı. Her bir damlasi toprağı ıslatıyordu.

6 Ay önce;

Felix sokağın sonunda kendisini bekleyen Hyunjin'i görünce koşarak yanına gitti. Çok özlemişti. Sımsıkı sarıldılar birbirlerine. Hyunjin elinde ki papatyi Felix'e verip alnından öptü.

"Çok bekletmedim değil mi hayatım"

Hyunjin Felix'in ellerini tutup konuştu. "Seni bir ömür beklerim bilirsin."
Felix utangaç bir karaktere sahip olduğu için yanakları kızarmıştı.

"Ama bir gün ölürsem. O zamanda-"

Cümlesini kesen Hyunjin'ın eli olmuştu. Eliyle susması için dudaklarına baskı yapıyordu.

"Sakın! Bir daha o kelimeyi ağzına alma. Sen ölürsen bende ölürüm."

Felix sevinç gözyaşı dökerken, Hyunjin gözlerinden öptü.

"Seni yaralarından öperim. İyileşirsin." Dedi Hyunjin.

Günümüzden;

Hyunjin mezar taşına yaklaşıp dudaklarını değdirdi.

"Seni yaralarından öptüm. Niye iyileşmedin?"

.
.
.

4 gün sonra;

Uçurumun kenarındaydım.
Kendimi silmek istiyordum. Kimse umursamazdi umursayan tek kişi artık yoktu nede olsa. Yalvaran bakışlarla, burukça gülümsedim en güzel şekilde.
Gökyüzüne uzattım ellerimi
"Ellerimi tutacak misin?
Yoksa çok mu uzağız böyle?
Sana uzatıyorum ellerimi.
Yanina mi gelmem gerek?
Bunu ister miydin?
Gelirsem tutar misin ellerimden?Gelirsem ısıtır misin ellerimi?"
Son cümleye doğru titreyen sesim,
gözümdeki damla göz yaşını yanağımdan aşağı doğru süzülmesine neden oldu.

Beni cehennemde yalnız bıraktı.
"Söz vermıştın birlikte öleceğimize. Gözlerin...çillerin huzur verirdi bana.
Çok özledim sevgilim.
Bana birçok şey anlatan gözlerini bir daha görmemek çok acı...
Neden ama?
Neden sözünü tutmadın?
Ben sözümü tutturuyorum sevgilim. senin için yapıyorum sevgilim
Yanina geliyorum."

Acıları son buluyordu artık. Son adımını atarak kendini soğuk rüzgarin kullarina bırakırken de aklında sadece sevgilisi felix vard. Ölüm korkutmuyordu, onu sevdiğine kavuşturan birşeyden nasıl korkabilirdi ki. Narin bedeni engin sularda, boşlukta süzülürken, en güzel şekilde. Gözünden bir damla yaşla birlikte fısıldısı ulaşti sevdiğine
"Geliyorum sevgilim.
Seni özledim..."

. . .

final

Düşüncelerinizi yazınız lütfen 🙏🏻
Yazarken çok zorlandim cidden ağlıyorum.

MEKTUP | HYUNLİXWhere stories live. Discover now