Babası çaresizce oğluna bakakalmışken aklında bin bir türlü şey dolanıyordu. Neredeyse dehşete düşecekti.

Oğlu uzun zaman önce hormon bozukluğu yaşamıştı ve tedavisini olmuştu. Hatta şimdi bile devam etmesi gereken ilaçları vardı. Zor bir süreçti bu tedavi. Ama Kadir canla başla bu işin altından kalkmıştı.

Ama gittikçe uzaklaşmıştı ailesinden, kendndenden bile uzaklaşmıştı. Şimdi karşısına geçmiş erkeklikten bahsederken bir yarasının olduğunu anladı. Akıllı bir adamdı Kadir'in babası.

O yüzden oğlunun lisedeki problemlerini anlayıp hemen çaresini araştırmıştı. Oğlunu hor görüp dışlıyorlardı, oğluna hiç bir çocuğun söylememesi gereken hitamlarda bulunuyorlardı. Babası olarak destek olmuştu ona ama belli ki bir yerde çok büyük bir hata etmişti.

Ama nerede hata yaptığını anlayamıyordu.

Kadir'in buraya boşuna gelmediğini de anlamıştı.

" Niye buradasın? Annenin cenazesinde bile yoktun. Niye şimdi Kadir? Neden şimdi?"

Yapamayacağım dedi içinden Kadir, yaptığı şeylerden, yaktığı canlardan bahsedemezdi babasına.

" Bir nedeni yok, seni görmek istemiştim. Ama gördüğüme göre gidiyorum artık."

Kadir tam kalkacakken engel oldu babası.

" Kadir oğlum sende azıcık bile hatırım varsa söyle derdini. Dök içini. Babanım ben senin. Gözlerini kaçırma benden."

Kadir derin bir nefes aldı. Yıllardır içinde tuttuğu o soruyu soracaktı ona. Ve yine her zaman olduğu gibi görmeyecekti babasını.

" Baba, beni hiç oğlun olarak gördün mü? "

" Kadir, ne diyorsun oğlum sen?"

" Baba ben duydum seni. 15 yaşındayken tedavi için gittiğimiz doktor odasında duydum seni."

Babası hala anlayamıyordu. Kadir'in suratı duvar gibiydi, söyledikleri onu sarssa bile yüzünde zerre his yoktu.

" Neyi duydun?"

Kadir babasının o anı hatırlamamasıyla şok olup bakışlarını ona çevirdi.

" Erkek olacak değil mi dedin. Tedavinin beni erkek yapacağından emin olmak istedin. Beni hiç oğlun olarak görmedin."

Babasının elleri titremeye başlamıştı. Oğlu ne hale gelmişti böyle. Her şeyi içinde yaşamış gelip hesap bile sormamıytı. Oysa ki yumuşak yüzlü bir adamdı babası. Onu bir güne bir gün sindirip korkutmamıştı.

Nasıl olurdu böyle bir şey. Aklı o güne gitti. Evet doktora gitmişlerdi öyle bir cümlede kurmuş olabilirdi. Ama asla Kadir'in kastettiği şeyi düşümemişti.

" Kadir. Yüzüme bak. Yüzüme bak benim. O gün doktorla konuşup senin psikolojinden bahsettim. Okulda üzerine geldiklerini biliyordum. Hocalarınlada konuştum. Ik mık ederekte olsa uğradığın zorbalıkları söyledilar bana.

Doktora öyle derken kastettiğim sana denilen şeylerdi. Herkes senden kalın sesli olmanı yüzünde yaşına uygun olmayan seyrek tüylerin çıkmamasını bekliyordu ama daha ergen olduğunu akıllarına getirmiyordu.

Akran zorbalığından ötürü doktorla konuşup açıkladım kendimi. İlaç kullanacağın için tedirgindim. Madem öyle o zaman bari işe yarasın senide tek tip bir erkeğe benzetsinde canını yakmasınlar istedim.

Oğlumsun sen benim. Canımsın."

Babasının gözünden yaşlar damlarken Kadir'in gözbebekleri büyümüş elleri sımsıkı yumruk olmuştu.

Kafasını yanına çevirip kocaman açtığı gözleriyle küçük Kadir'e baktı. Onunla beraber dinlemişti babasını.

" Kadir. Beni bunun için mi öldürdün?"

Naif ses zihninde yankılandı. Çaresizce baktı ona.

" Ben iyi bir çocuktum Kadir. Bir hiç için mi yok oldum?"

Güçsüzlüğü bir tokat gibi çarptı yüzüne. Her insan kötü şeyler, zorluklar yaşardı. Ama güçsüz olanlar yaşadıkları şeyi bahane ederek delirirken güçlü insanlar hayatta kalıp devam ederdi.

Kadir güçsüz tabiatlıydı. Oluşturduğu sert kabuğu bundandı. İçini görüp incitmesinler diye.

Yanındaki küçüklüğüne baktı tekrar. Gözünün içine nefretle bakıyordu.

" Oğlum?"

Babasının gözlerinin içine baktı yıllardan sonra ilk defa.

İlk defa zayıflığını gösterdi birine.

" Baba, oğlun çok kötülükler etti. Baba Kadir'im diye saçlarını okşadığın oğlun kendini kaybetti. Ne yapacağım ben şimdi?"

Ne yapacağım ben şimdi?

Benden geriye ne kaldı?

DOĞUR KENDİNİ _GAY- TamamlandıWhere stories live. Discover now