i think i might have gone insane

315 34 31
                                    

saat geç olmak üzereydi.

tabi 'geç' burada göreceli bir kavramdı. saat daha gece yediyi gösteriyordu ve sokakta hala insanlar vardı. işten eve dönüş vaktiydi belki de, birçok özel sebep girebilirdi araya. cyno içinse gece yedi demek tighnari'nin bir ders calışma saatini daha kaçırması demekti.

normal şartlar altında tighnari asla böyle bir şeyin gerçekleşmesine izin vermezdi. asla gün için hazırladığı programın dışına çıkmaz, planlarına sıkı sıkıya tutunurdu. fakat şu anda buradaydı; cyno'nun çalıştığı dövme stüdyosunda, kenara çekilmiş bir koltuğun üzerinde oturuyordu.

cyno ona kısa bir bakış attıktan sonra elinde tuttuğu iğneyi temizleme işinin bittiğine karar verdi. sivri uçlu aleti yerine bıraktı ve ellerini başka bir bez ile sildi.

tighnari'nin incelediği kataloglara daldığını fark edince konuştu. "ilgini çeken bir şey var mı?"

sessiz iş yerinde birdenbire cyno'nun kısık ve bariton sesini duyunca omuzları titremişti şaşkınlıkla oğlanın. kafasını kaldırdı ve alt dudağını dişlerinin arasına sıkıştırdı. "bunların hepsi güzel.." dedi düşünceli bir şekilde. "ama vücudumda kalıcı bir iz istediğimden emin değilim."

kızıl gözler önünde duran bedenin özenli yapısını inceledi. tighnari çok fazla ten gösteren şeyler giymeyi seven biri sayılmazdı, sıcak havalar dışında kısa şeyler giymezdi de. güzel, çekici ve tonlu bir vücuda sahipti oysa; kollarını ve bacaklarını ince kaslar donatıyordu, orta kısmı dümdüz ve yumuşaktı.

bakışları oğlanın boynunda durdu. tighnari'nin boynu uzundu ve istemsizce dikkatleri üzerine çekiyordu. o kısma bir dövme yaptırmak güzel bir fikir olabilirdi.

en sonunda söze girme kararı kıldı. "üzücü," esmer olanın suratına bir gülümseme kondu, bakışları tighnari'nin vücudundan gözlerine çıktı. "oysa aklımda sana yakışabilecek türlü şey var."

oğlanın yanaklarına yayılan pembeliği durduğu yerden görebiliyordu. oldukça sevimliydi.

tighnari kucağında duran kataloğu önündeki masaya bıraktı. dirseğini dizine koydu, çenesini de avuç içine yasladı ve hafifçe öne eğildi. dudakları ufak bir sırıtışla iki yana gerildi. "oh? biraz bahsetsene, merak ettim."

cyno'nun gülümsemesi genişledi. "zevkle."

hızlı ve temkinli adımlarla ona yaklaştı, yanına otururken ellerinden birini tuttu ve parmaklarını dudaklarına yaklaştırdı. onlara ufak bir değer göstergesi, öpücük ve daha fazlası. gözleri ince parmakların üstünde gezindiği sırada elinin dış tarafına da bir tane öpücük bıraktı. bilek içine değin bir yol izledi böyle, tighnari'nin nefesinin boğazında sıkıştığını neredeyse hissedebiliyordu.

yanağını oğlanın bilek içine yakınlaştırdı, az önce öptüğü parmaklar da sevgiyle saçlarının arasına karıştı. "bileğini saran bir sarmaşık olabilir, kalpalata lotuslarla süsleyebiliriz." saç derisini okşayan parmaklardan kaçınmadı, onların orada kalmalarına izin verdi lakin kendisi dikkatini oğlanın bileğinden başka bir yere verdi. bacaklarını kıpırdattı, kalçasını oğlanın kalçasına yaklaştırdı. önce iyice pembeleşmiş bir yanağı öptü, ardından sol eliyle tighnari'nin çenesinin altını sevdi. başını biraz yana eğdi ve çene çizgisine de bir buse bahşetti.

eli çene altından adem elmasına, adem elmasından da boynunun omzu ile birleştiği bölgeye ilerledi. baş parmağı orayı okşadı, tighnari nefesini tuttu. "boynuna bir nilotpala lotus veya sumeru gülü ekleyebiliriz."

tighnari, ona bütün sevgisiyle işkence eden adama daha da yaklaştı ve parmaklarıyla beyaz saçları sıkıca tuttu, hatta çekti. "güzel fikirler.." dedi, sesi bir baloncuğa sıkışmış gibiydi. "devam et."

cyno'nun eli bu sefer tighnari'nin göğsüne indi, parmakları oğlanın kalbinin bulunduğu yerde dağıldı. bıraksalar orada yatan organı söküp alırdı sanki, kendinin kılardı. "tam göğsünün ortasına büyüleyici bir irminsul ağacı, ne dersin? eğer istersen renklendirebiliriz de."

meraklı bir mırıltı: "daha çok acımaz mı?"

esmer olan başını iyice tighnari'nin boynuna gömdü ve derin bir nefes çekti içine. padisarah kokusu ciğerlerini doldurdu, kendisine oksijen belirlediği ve almayı en sevdiği koku. dudaklarını araladı, önündeki yumuşak deriyi bembeyaz dişlerinin arasına alıp yavaşça ısırdı. iz bırakacak kadardı, kanatacak kadar değil. geri çekildiğinde kızıl gözleri ısırdığı bölgeye kaydı, tam da düşündüğü gibi derinin hafifçe pembeleştiğini görünce sırıttı. "sinek ısırığı misali." diye cevap verdi. son kez ısırdığı yeri öptü.

tighnari'nin parmakları sıkıca tuttuğu saç tutamlarını serbest bıraktı, onun yerine cyno'nun saç derisine masaj yapmayı seçti. cyno kafasını kaldırdı ve alnını oğlanın alnına yasladı.

tighnari alayla güldü. "sinek burada sen oluyorsun sanırım?"

kızıl irisler orman rengi irisler ile birleşti ve akan sular durdu. "eh, tahmin etmesi zor olmasa gerek."

tighnari daha da çok güldü, sonra da onu gerçekten öptü.

dudakları ilk birbirlerine değdiğinde ikisi de tuttukları nefesi dışarıya verdiler, ardından ezberlenmiş bir uyumlulukla bir araya geldiler. tighnari, cyno'nun üst dudağına ufak öpücükler bıraktı, alışılmış bir dansa başladılar. cyno'dan cevap gecikmedi elbette, dilini oğlanın alt dudağında gezdirdi ve orayı öptü.

ayrıldıklarında ikisi de gülümsüyordu.

cyno, tighnari'yi kısaca bir kez daha öptü. "sırf beni öpmek için çalışma programını astığına inanamıyorum." dedi.

koyu saçlı oğlan ona karşılık verdi hemen. "itiraz ettiğini görmüyorum." diye cevapladı.

"asla."

birkaç dakika birbirlerini sevmeyi sürdürdüler. oraya ve buraya birden çok öpücük ve iz bırakıldı, eller tutuldu. uzun, rahat bir sessizliğin içine düştüklerinde cyno kolunu tighnari'nin beline sardı ve vücutlarını iyice birbirine yapıştırdı. tighnari gülümsedi, kollarını cyno'nun boynuna doladı ve ona sarıldı. parmakları esmer olanın sırtına düşen uzun saç tutamlarıyla oynuyordu.

cyno biliyordu, tighnari muhtemelen dövme yaptırma konusunu uzun uzadıya düşünecek ve ona cevabını bildirecekti. bu yüzden aralarında oluşan tatlı sessizliği bölme lüksünde bulunmadı, aksine sevgilisinin eline yaslandı ve onun varlığını doyasıya yaşadı.

en sevdikleri anlardı bunlar sonuçta.

#%^&

merhaba!
hala fic istekleri alıyorum, yalnızca haber vermek istedim
hakkında yazmamı istediğiniz bir ship ve/veya trope varsa fikirlere kesinlikle açığım!

okuduğunuz için teşekkür ederim
<3



pretty venomWhere stories live. Discover now