♚60.bölüm Son'ların Engin Sınırsızlığı Gözyaşıyla Kuşandı "final"♚

En başından başla
                                    

Yarı baygın halde kimsesizler mezarlığında bir yerlere savrulduğunu hatırlıyordu. Çamurla bulanmış yüzüyle az önce gördüğü hayalin peşinden gitmek istiyordu. Hava, nefes, ışık çalınmıştı sanki. Ağzının içi kumla kaplıydı boğazı kurumuştu öksürmek istedi ne var ki yapamadı.

Ashton...Ona seslenmek istiyordu nafile. 'Seni bırakmam artık.' demişti. Bulmak ve kaybetmek arasındaki mesafe kaç arşındı?

Unutmak bu lisanda kaç heceydi?

İçi boşaltılmış deniz kabuğu gibiydi. Akıntıya kapılıp gitmek üzereydi. Yürek aynasını göğe kaldırmıştı. Yüce yaratıcıya bildiği tüm dillerde dua etti.Ashton'u...Ahmed'i kaybetmek istemiyordu. Ve bir de sevdiği adamla her şey tam yoluna girmişken ondan ayrı düşmek istemiyordu. Portola Valley'e dönmek hikayenin aslını bir de Casey ve Ahraz'dan dinlemek istiyordu. Yaşlı adamın sırf şüphe çekmemek için ağabeyini kendisine yakıştırdığı o karlı günü unutmamıştı. Artık sır perdesi ortadan kalkmıştı.

Her şey, her şeyin başladığı yerde sona eriyordu. O kadar yorgundu ki gözkapakları kapanırken kendisine uzanan ellerin farkında bile değildi.

*

Tek olmanın ne demek olduğunu çok iyi bilirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tek olmanın ne demek olduğunu çok iyi bilirdi. Yalnız kutlanan doğum günleri, tek başına katıldığı arkadaş partileri hepsi anılarındaki mezar taşlarına kazınmıştı.

Bir kardeşi olmasını ne çok isterdi çocukken oysa bir abisi varmış çok uzaklardayken. Ahmed Ashton Jennings damarlarında kanını taşıdığı adam...Bir yalana kurban olan.

Hala ya da teyze olmanın nasıl bir his olacağını merak ederdi. Kardeşlik ne demekti? Canın acırken alevlere yürümek mi yoksa çok severken bile kavga etmek mi?

Sızı, sonu açık uçlu bir romanın sayfaya düşen kelimeleri gibiydi. Masalın sonunu görmeye ömrü yeter miydi? Ruhunu boş mezar gibi kazan çok geç bulduğu abisini erken kaybetme telaşıydı. Ağlayamıyordu içinde lanet okyanus taşıyordu ama bir damla akmıyordu.

"İyi misiniz?"

Dudaklarını diliyle ıslattı, sol elinde asılı serumun farkına yeni varıyordu.

"Hayır," diye soludu "İyi değilim."

"Kendinizi kötü mü hissediyorsunuz doktoru çağırmamı ister misiniz?"

Aşinası olduğu sesin sahibine baktı. Sajjad Rahibi baş ucunda durmuş yaşananların analizini yapmak için ayılmasını beklemişti.

"Neredeyim?"

"Hastanedesiniz dört gün evvel bir patlama oldu Şahin kampına yönelikmiş, Allah'a şükür o savruluş anıyla yalnızca ayak bileğinizde burkulma olmuş daha kötü şeyler de olabilirdi."

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin