Babam yüzünü bana dönüp duraksadı sonra da balkona ilerledi. O arkasını dönüp giderken tek umudum Pietro'nun şansını kullanmasıydı. Hızla arkasından ilerledim, iki koltuğun arasındaki sehpanın hemen yanındaki fincana bakan babamı yakaladım.

"Perde takılmış olmalı," diye mırıldandım ince tülde elimi gezdirerek. Babam bana kısa bir bakış atıp arkasını döndü, peşinden koşarken banyoya ulaşıp kapıyı açtı.

Bir eli kapı koluna, diğeri de çerçevesine tutunmuştu içeriyi göremiyordum. O bakmaya devam ederken omzunun üstünden kafamı uzatıp içeri baktım, bomboştu.

Derin bir nefes alıp geri çekildim. O da kapıyı kapatıp büyük bir yavaşlıkla arkasını dönerken ellerimi bağlayıp herhangi bir özür duymayı bekledim.

"Oh şey pekala-"

Lafı uzatacağını fark ettiğimde elimle onu susturdum. "Kısa kes, istemiyorum özür falan."

"Bak üzgünüm-"

"Yeterli, çık dışarı." Alayla söylendim. "Babam sabahın bir körü odama geliyor, meğersem baskın atmaya geliyormuş! Bana güvenin gözlerimi yaşarttı doğrusu!"

"Özür dilerim, tamam mı? Çıkıyorum dışarı." Kapıyı kapattıktan sonra kendimi yere attım. Feci korkmuştum, neyseki Pietro kaçmıştı da yap gibi üste çıkmıştım.

Hazırlanıp dışarı çıktım, etrafa bakındım ve kimsenin olmadığını fark edip birkaç oda yan taraftaki Pietro'nun odasına girdim. Kapıyı çalıp içeri girdiğimde yatakta uzanıyordu.

Beni görünce ayağa kalkıp yanıma geldi, kapıyı arkamdan kapattığımda hızla ilerleyip boynuna sarıldım. "Ben de seni bekliyordum." Diye mırıldandı karşılık verirken.

"Rissa, baban-"

"Bunun hakkında konuşmak istemiyorum." Dedim babamın bana yaptığı imayı hatırlayarak. Yanaklarından tutup yüzüne baktım. "Günüm henüz aymadı uykuma devam etmeye geldim."

Muhtemelen uyuyamayacağımı biliyordum ama bir müddet daha kollarında kalmam gerekiyordu. Neyseki beni reddetmedi ve yaklaşık bir saat kadar da onun yatağında uzandık.

Konuştuk, sohbet ettik ama saat on bire gelirken antrenman için Loki'yle buluşacağımız yere gitmek için dışarı çıktım. Thor'un bana yeni öğrettiği bir dehlizi kullanıp kendimi arka ormandaki patikanın hemen önüne attım. Biraz daha hızlandığımda ayağımın altındaki taşlar şakırdamaya başladı.

Loki artık alıştığındandır ki beni umursamadı, yanına gidince ise bir Leydi gibi davranmamamla ilgili söylendikten sonra beni arenaya götürdü. Boş olduğu zamanlarda burada çalışırdık çünkü açık ve serbest bir alandı, kendimden ya da ondan başka kimseye zarar vermezdim.

Loki babasını aleve vermemden çok mutlu olacağını söylese de Asgard kralına saldırıdan yargılanmamak ve Tanrıların Lanetine uğramamak için kibarca reddetmek durumunda kaldım.

"Bugün, illüzyon çalışacağız." Dedi tane tane. "Madem gücünle başa çıkamıyorsun, o zaman benim birkaç hamlemle kutsanabilirsin." Demişti haftalar önce. İnsanlara ya da nesnelere farklı görüntüler yansıtabiliyordum.

Onunkinden farklı oluyordu ama yapıyordum işte. En başta sadece aramızda olduğunu söylediği bağdan ötürü bunu yapıp yapamayacağımı denemek istemişti. Ben becerince de işin ucu çorap söküğü gibi gelmişti. Diğerlerine bu tarz gelişmelerden pek haber vermiyordum çünkü beni Loki hakkında gerekli gereksiz uyarıp hevesimi kaçırıyorlardı.

Birkaç hesaplama sonucu iki veya üç yıl sonra gücümün yüzde elli, elli beşe kadar çıkabileceğini söylemişti Loki. Bana geçen ders öğrettiği görüntü yansıtma konusunu biraz daha anlatıp pratiğini yaptırdı. Yaklaşık bir saat çalıştıktan sonra işleri olduğunu söyleyip bana saraya kadar eşlik etti ve ortadan kayboldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Nyx • Pietro MaximoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin