2. BÖLÜM: HATA VE BEDEL

5.2K 215 63
                                    

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

Kitap hakkında neler düşünüyorsunuz ve eskiden okuyanlar neler düşünüyor çook merak ediyorum?

İyi okumalar, sizleri seviyorum...

⛓️⛓️

'2. BÖLÜM: HATA VE BEDEL' 

Hatanın kurbanı bedeldi...

Kaçmak bazen en gerekli olandı.

Korktuğun herşeyden kaçmak en mantıklı ve doğru olandı. Ben kaçmak istemedim, kaçmaya zorlansam da ben ne hayatımdan ne ailemden ne de kaderimden kaçmadım. Ben bana verilen herşeye razı geldim, ben bana yapılan her çileye boyun eğdim, ben zorlandığım bu hayata kurban edildim çünkü geride bırakmayacağım insanlar vardı. Bunların başında ablam geliyordu, onu bu ailenin içinde ölüme terk edemezdim. Onu kurtarmak istesem alsam başka bir şehire götürsem, ona yeni bir hayat sunsam bunu da kabul etmezdi çünkü o benim yaşadığım çileden, kötülükten, eziyetten besleniyordu. Benim üzülmem onu mutlu ediyordu ve ben buna sırf onun için razı geliyordum çünkü benim ablamdan başka kimsem yoktu.

Şahsen tek başıma kaçsam kendimi kurtarsam da peşimden gelecek zehirlerini bana bulaştıracaktı ailem. Çünkü annem ve abim kaybetmek ne bilmeyen insanlardı, aslında bildikleri tek duygu olan kaybetmeyi hiç bilmiyorlar sanıyorlardı. Oysa onlar sadece kaybederek buralara gelmişti.

Güne gözlerimi sebepsiz bir enerji ve mutlulukla açtım. Kendimi iyi hissediyordum ve bunun sebebini düşünmek istemiyordum. Yanımda yüz üstü yatmış, üstü çıplak ve yüzü bana dönük olan adama baktım. Saçları dağılmış, yüzü aydınlanmış, kaşları hafif çatık, dudakları ince bir çizgi halini almış, kirpikleri gür bir şekilde süzülmüştü. Oldukça güzel ve estetik yüzü vardı, böylesine yakışıklı bir adamla yatmış olduğuma inanmıyordum. İçimde gecenin ne pişmanlığı ne de üzüntüsü vardı, istemsizce hiçbir şey hissetmiyordum. Yattığım yataktan doğruldum, güneş yatağın yarısına vurmuştu. Kasıklarım da ve kadınlığım da hissettiğim sızının sebebini az çok biliyordum. Yanımdaki adamın kolu karnımın üstünde olduğu için kolunu kaldırıp yanına bıraktım. Daha fazla onu izleyemeyeceğimi bildiğimden yataktan bedenimi kaldırdım. Üstüme çökmüş yorgunluğu görmezden gelerek banyo olduğunu bildiğim yere girdim. Hızla işlerimi halledip üstüme başıma çeki düzen verdim. Akşam duş aldığım için içim rahattı, üstümde ona ait gri eşofman ve beyaz tişört vardı. Kıyafetlerim nerede bilmediğim için de uzatmadan banyodan çıktım.

Yataktaki adama gözümü bile değirmeden odadan çıktım. Hızlı adımlarla evden de çıkıp ana yolu buldum ordan da bir kadının yardımıyla taksi çağırıp kafeye gittim. Yanımda para olmadığı için ücreti Fırat'a ödettim, içimdeki tedirginlik ailem yüzündendi. Akşam evde olmadığımı öğrendikleri zaman beni fena yapacaklardı ve bu istemsiz içimde korku oluşturdu. Yine de bunu yok sayarak çalışmaya başladım, dükkan düne göre daha yoğundu ve kısa sürede yorulmama sebebiyet vermişti.

"Moralin niye bozuk senin dört ayak?" Fırat üstümdeki kasveti hissetmiş gibi sordu sorusunu.

"Sorun yok." dedim kısaca, kimseyle konuşmak istemiyordum.

"Yani normalde de moralin bozuk olur ama bugün ayrı bir bozukluk var." dedi beni duymazdan gelerek Fırat.

"Birşey yok dedim Fırat." Cümlemle gözlerini devirdi ve elindeki sosu karıştırdı.

LANET KAPIDA Where stories live. Discover now