Only You Babe

52 4 9
                                    

İç çekerek pencerenin dışındaki parlak gökyüzüne bakıyordu saçları gökyüzünün rengini taşıyan genç. Dersinin bitmesi için biraz daha sabretmesi gerekiyordu. Böylece sabahtan beri göremediği sevgilisini görebilirdi. Zamanla kazandıkları alışkanlıklar yüzünden dışarıda ondan haz etmiyor gibi davransa da minik evlerine geri döndüklerinde tüm özlemini giderebilirdi. 

Ike kendi halinde düşüncelere dalmışken-ki genelde dersleri dinlemeye özen gösterirdi- çevresindeki insanların ayaklanmasıyla dersin bittiğini fark etmişti. Telefonunu alıp bildirimlerine göz attığındaysa sevgilisinden arkadaşlarıyla beraber kampüsteki favori çardaklarıda oturduklarını belirten bir mesaj görmüştü. Mesajı okuduğunda yüzünde oluşan hafif gülümseme onu tanıyanları şaşırtacak bi manzaraydı. Pek sık güldüğünü gören olmazdı sonuçta.

Eşyalarını çantasına tepiştirdiği gibi çardağa yol almaya başlamıştı. Bu esnada derin bir nefes aldı. Oyunları tekrardan başlıyordu. Sevgilisinin dediği her şeyi terslemeli ve bunu eğlenceli bi hale getirmeliydi. İkisinin en sevdiği şeylerden biri dışarda takındıkları bu farklı tutumdu.

Çardağa vardığında onu gören arkadaşları hızlıca eşyaların birkaçını çekip ona yer açtı.''Dersin nasıldı ike?'' sarı saçlı gencin şirin bir gülümsemeyle sorduğu soruya cevap verdi.''Her zamanki gibi sıradandı luca. Napıyorsunuz burada?'' Her hareketini gülümseyerek takip eden kırmızı perçemli genci tamamen görmezden gelerek ona açılan yere oturdu. Sorduğu soruyu luca değil onun hemen dibinde oturan shu cevapladı.'' Uzun süredir programlarımız uyuşmadığı için hep beraber buluşamamıştık biraz oturup konuşalım dedik.'' Ike konuşan arkadaşına bakarken görmezden geldiği kırmızılı genç çoktan yanında oturan arkadaşıyla fısıltıyla konuşup onun yerini almıştı. Yanına oturduğu gibi ona arkası dönük duran sevgilisinin sırtına başını yasladı ve tatlı bir tonda konuşmaya başladı.'' Ike bize daha çok zamanını ayırsa onu bu kadar özlememe gerek kalmazdı.'' Gülümsemesini tutan genç arkasını dönüp konuştu.'' Beni özleyebileceğin kadar uzun süredir görüşmüyor muyduk? Fark etmemişim.'' Arka plandan bunun sert olduğunu alaycı bir dille söyleyen mysta'yı görmezden gelerek sevgilisinin gözlerinin içine baktı. Sonuçta o gerçek hislerini biliyordu ve ona gülümsemesi bunun en büyük kanıtıydı.

Akşamüstüne kadar süren eğlenceli konuşmalar dağılma kararı almalarıyla sonlanmıştı. Arkadaşlarının olduklarını düşündükleri düşman kişilikleri köşeyi dönene kadar devam etmişti. Köşeyi döndükleri an şaşırtıcı şekilde ilk hamleyi yapan gözlüklü genç olmuştu. Yanında yürüyen sevgilisine bakışını değdirmeden uzanıp elini tutmuş ve parmaklarını sıkıca birbirine kenetlemişti. Vox ise bunun pek sık gerçekleşmeyen bir şey olduğunun farkında olduğu için sesini çıkarmadan gülümseyerek tutuşunu sıkılaştırmıştı. Onları otobüs beklerken gören mysta ise başka bir günün problemi olacaktı.

Eve olan yolculuklarını yol kenarındaki sahipsiz yavru kedi bölmüş olsa da onu da kendilerine dahil ederek devam etmişlerdi. Vardıklarında vox'un yaptığı ilk şey yorgunluğu gözlerinden okunan sevgilisini üzerini değiştirmeye yollayıp bembeyaz tüylere sahip kediyle ilgilenmek oldu. O kediye uyuması için bir yer ve yiyebileceği birkaç şey hazırlarken ike üstünü değiştirip mutfakta dolabı karıştıran sevgilisini izlemeye başlamıştı. Gerçekten bu ev, bu adam ona büyük bir huzur kaynağıydı. Elindeki malzemelerle arkasına dönen vox'un ise yaptığı ilk şey irkilip elindekilerden bir iki tanesini düşürmek oldu.'' Neden ses çıkarmıyorsun bebeğim yoksa beni gerçekten öldürmek mi istiyorsun.'' Paçasını tırmalayan kediyi kucağına alan ike cevap verdi.''Yapma ama vox öldürmek istesem böyle bir şey mi yaparım.'' Vox çözümü konuyu hızlıca değiştirmekte buldu.'' Bu arada bugün gözlerindeki özlemi saklayamadın. Aman tanrım ike eveland rol yapma yeteneğini kaybetti.'' Ona yönlendirilen sataşmaya karşılık ike sırıtarak kediyi yere bıraktı ve sevgilisinin yanına ilerledi. Aralarında bir karış mesafe kaldığında başını hafifçe kaldırıp karşılık bekleyen sevgilisinin dudaklarına hızlıca bir öpücük kondurup konuştu.''Öyle bir şeyin mümkün olmadığını ikimiz de biliyoruz bebeğim.'' Konuştuktan sonra şaşırmış duran vox'a bakıp tekrar gülümsedi. Vox'un şaşkınlığı üzerinden atması birkaç saniye sürmüştü. '' Bugün çok atılgansın sevgilim bunu neye borçluyuz?'' Ike ona sorulan soruya vereceği cevabı hızlıca düşünüp konuştu.'' Belki de beni özlemekten bitap düşen sevgilimi şımartmak istemişimdir.'' Tekrar beklenmedik bir cevapla karşılaşan vox erkek arkadaşının genelde sevgisini eylemlerle gösteren biri olması yüzünden bugün karşılaştığı sözlü saldırıya pek hazır değildi. Ike ise çoktan ona göz kırpıp kediyi kaptığı gibi mutfaktan kaçmıştı. Anlaşılan bugün gerçekten keyfi yerindeydi.

Düşürdüğü şeyleri toparlayıp kediye uyuması için bir yer hazırlayan vox kediyi almak için salona gittiğinde gördüğü manzara fazlasıyla tatlıydı. Ike koltuğun kenarında yan bir şekilde oturuyor ve kedinin bir ileri bir geri kaçıştığı oyununa eşlik ediyordu. Durduğu yerden konuştu.'' Kediciğin uyku vakti geldi artık. Yarın onun için birkaç şey daha almaya çıkarız.'' Ike kafasını sallayıp harekeleri yavaşlayan kediyi sevgilisinin kucağına bırakıp arkasına yaslandı. Hala üzerini değiştirmeyen vox konuştu.'' Üzerimi değiştirip geliyorum bebeğim.'' Ike ise buna karşılık onaylar bi tonda hımladı. Sevgilisini beklerken ike'ın aklından türlü türlü düşünceler geçiyordu. Bu oyunları ne kadar sürecekti kim bilir. Henüz çıkmadıkları zamanlar birbirlerinden pek haz etmezlerdi. Fakat ikisi de duygularının farkına varıp bunu konuştuklarında arkadaşlarından bir süreliğine gizli tutmanın iyi olacağını düşünmüşlerdi. Bir süre gittikçe uzasa da bundan pişman değillerdi çünkü dışarıda farklı bi hayat yaşamak onları bir bakımdan eğlendiriyordu sonuçta. Lakin bu oyunları gün yüzüne çıktığında arkadaşlarının nasıl tepki vereceklerini bilemiyordu. Bunun için endişelenmeyi bıraktığını söylese de hala içinde bi yerlerde bundan uzaklaşamıyordu.

Ike'ı daldığı derin düşüncelerden bacağının üzerindeki ağırlık  çekip çıkarmıştı. Dizlerinin üzerinde yatan erkek arkadaşı anlaşılan uzun süredir yapmadıkları konuşma zamanını yapmak için fırsat kolluyordu. Bu konuşma zamanlarında kim denk gelirse ötekinin kucağına yatar ve gününü anlatırdı. İkisinin de hoşuna giden tatlı bir zaman geçirme yöntemiydi. Vox çoktan yerleştiği kucakta erkek arkadaşının ilgisini ona yöneltmesini bekliyordu. Bu sırada ike konuştu.'' Anlat bakalım neler yaptın bugün.'' Aldığı onayla vox konuşmaya başlayıp gün esnasında yaşadığı ilgi çekici şeyleri anlatırken ike ise pür dikkat anlatılanları dinliyordu. Vox'un olayları anlatırken yaptığı mimikleri izliyor ve bir yandan da hafifçe saçlarını okşuyordu.

 Onu gerçekten çok seviyordu, bunu anlamak için sadece dikkatini ona vermesi yeterliydi. Sevgilisi gözünde gün geçtikçe daha da güzelleşiyordu. Böyle anlarda adeta dünya kendini sessize alıyordu. Etraf bulanıklaşıyor ve tüm odağı onun üstüne toplanıyordu. Ike için böyle anlarda sadece vox vardı. Sadece o. Bu düşüncelerin yanı sıra zihninin kenarnda kalan ayrı bi düşünce de vardı. Bir gün kendisinden uzaklaşmasını isterse ne yapardı hiçbir fikri yoktu. Büyük ihtimalle bunu başaramazdı da. Çünkü dışarıya sert bir görünüm veren bu adam onun en büyük huzur kaynağıydı. Bir anda içinde kabaran sevgisi yüzünden eğilip kucağındaki adamın alnı ve şakakları arasına bir öpücük kondurdu. Onun bu hareketi erkek arkadaşının konuşmasını aksatsa da ona devam etmesi için sordu.'' Devam etsene sonra ne yaptınız mysta'yla?'' Aldığı soruyla vox gülümseyerek anlatmaya devam etti. Onların bu halini dışardan izleyen herhangi biri sadece bakışlarıyla bile ikisinin de ne kadar sevgi dolu olduğunu kolayca anlayabilirdi.

Salonda harcadıkları zamandan sonra ağır bir tempoyla geçen gününün etkisiyle ike esnemeye başlayınca konuşmalarına yatakta uyuklarken devam etmenin daha iyi olacağını düşündüler. Vox bacakları uyuşan erkek arkadaşını çevik bir hareketle kucağına aldı ve itirazlara rağmen yataklarına kadar taşıdı. İkisi yan yana yattığında öteki tarafa sığınma sırası bu sefer ike'a geçmişti. Vox'un göğsüne doğru yaslanmış ve ona sıkıca sarılmıştı. Kısık bir tonla gününün ne kadar sıkıcı geçtiğini anlatırken vox ise onun ensesindeki saçları okşuyordu. Onlar için temas sevgilerini göstermenin en iyi yollarından biriydi.

 Ike anlatacaklarını bitirdiğinde kafasını hafifçe yukarı kaldırıp gözlüklerini çıkarıp komodine bıraktıktan sonra vücudunu yatan erkek arkadaşının üstüne adeta fırlattı. Birkaç saniyelik bakışmadan sonra çoktan bir öpüşmenin içine çekilmişlerdi. Sakin temasların tadını çıkarmayı seviyordu ike. Dudaklakları ayrıldığında vox sevgilisinin baygın bakan gözlerinden artık uyuması gerektiğini fark etti. O baygın gözlerden bile gördüğü sevgi dolu bakışları hissedebiliyordu. Devamını ikisinin de yorgun olmadığı bir zamana saklamalıydı.

Vücutları iç içe geçmiş halde, yarın mysta'nın başlarına açacağı beladan bi haber vaziyette uykuya daldı iki genç. Bu onların sıradan bir günüydü sonuçta.

---------------------------------

Okudukça gözümde iğrençleştiği için yayınlamaktan vazgeçmeden önce kontrol etmeyi bıraktım yazım noktalama hatası varsa kusura bakmayın.. Bu iki herif beni delirttiği için okuma yazmayı unutmadığıma şükrediyorum. Umarım hoşunuza gider.

-nagisa

Dark RedWhere stories live. Discover now