The Transmigration Routine of Always Being Captured by ML

Bölüm 49:Saint Magus 2.12

Elvis'in şimdi istediği şey, St. Helier Magic Academy'nin devasa kütüphanesine girebilmek ve sihirli parşömenlerinin eksik olan kısmını bulabilmekti. Ancak temeli sağlam bir şekilde inşa edildiğinde, daha ileri büyüleri öğrenebilir, ancak o zaman önceki Aziz Büyücü'den miras kalan sihirli parşömenleri uygulayabilirdi.

Ancak, Elvis'i gerçekten de biraz depresif hissettiriyordu, çünkü çoğu zaman sevgilisine sadece canavar formunda dokunabiliyordu, aynı zamanda onunla konuşamıyordu. Şimdi Li Luo'ya tamamen sahip olamazdı, ama normal iletişim yine de onu tatmin edebilirdi, değil mi?

Elvis'in gözbebekleri hafifçe battı, başını eğdi ve dokunuşundan zevk alıyormuş gibi görünen kucağındaki Li Luo'ya baktı ve sordu, "Ludwig, sen ve ben ne zaman ilahi anlamda iletişim kurabiliriz?"

Li Luo, Elvis'in sözlerini duyduktan sonra, sessizce başını çevirmeden ve gözlerini patileriyle kapatmadan önce, kedi göz bebeklerini bir an için genişçe açtı. Bu süreden sonra insan formuna dönüşebilirdi, tüm dikkatini hemen buna çekti, zihninin her zaman düşündüğü şey, insan formunda zamanını nasıl artıracağıydı ve bu konuyu kesinlikle unuttu.

Aslında, bir kediye dönüştükten sonra, Li Luo'nun aklından, tıpkı Xiao Qi ile olduğu gibi ilahi duyuyu kullanarak Elvis ile iletişim kurabileceği ya da doğrudan Elvis ile canavar şeklinde konuşabileceği asla geçmedi. Bununla birlikte, aynı zamanda, insan formuna geçişte tam olarak ustalaştığında ve Elvis'in seviyesi bir arttığında, bu iki işlevi açabildiğini, daha önce canavar formundayken, yalnızca serbest bırakabildiği kitabın ayarını okuyordu. bir miyav-miyav-miyav sesiydi ve ancak insan formuna dönüştüğünde Elvis ile dili kullanarak iletişim kurabiliyordu.

Bu acıyı eşek ortamında öğrenmiş olmasına rağmen, Li Luo Xiao Qi'yi çağırmadı ve önceki dünyasından kalan şansı ürünü satın almak için kullandı. Xiao Qi'nin ona daha önce söylediği gibi, Li Luo'nun önceki dünyada biriktirdiği şansı kullanma hakkı olmasına rağmen, alışveriş merkezini açmadan önce bu dünyadaki ilerleme çubuğunun %10'unu tamamlaması gerekiyordu. Gelecekte daha fazla satın alma şansı biriktirmiş olsa bile, görevinde en az %10 ilerleme kaydetmemiş olsaydı, bu konuda yapabileceği hiçbir şey olmazdı.

Bu çöp ayarı, o da sadece itaat edebilirdi.

Son zamanlarda insan suretinde geçirdiği süre çok artmıştı, bu konuyu unutmuştu. Bu akşam Elvis'in uykuya dalmasını beklemeye karar verdi ve alışveriş merkezinde ilgilendiği güzel eşyalar olup olmadığını görmek için Xiao Qi'yi aradı.

"En? Sorun nedir?" Li Luo'nun hareketlerini gördüğünde, Elvis yardım edemedi ama hafifçe kaşlarını çattı, kabarık ve yuvarlak kedi yavrusu anında gözlerini kısıp miyavlama sesi çıkarırken, yardım edemedi, parmağını uzatıp kedinin küçük çenesini kaşıdı.

Bir süre sonra, küçük yuvarlak kedi nihayet tepki vermiş gibi göründü, hemen patilerini uzattı ve Elvis'in parmağına bastırdı. Elvis dişlerini gösterirken kehribar renkli gözler Elvis'e sıkıntı ve memnuniyetsizlikle baktı. Elvis'in gözleri gülen bir ifadeyle parladı, kendi kedisinin direncini görmezden geldi ve onu ters çevirdi, elini uzatırken vücudunu öne doğru eğdi ve kedinin yumuşak karnına dokundu.

Elvis'in durmadan onu okşayan elinde, Li Luo rahat dokunuşa olan direncini bir kenara attı, kedi doğasına karşı koyamadı ve boğazından mırıldanan bir ses çıkarmaya başladı.

Tam ikisi uyumlu bir şekilde anlaşırlarken, aniden bir ses geldi, "Elvis."

Elvis'in gözlerindeki gülen ifade iz bırakmadan hemen kayboldu. Elini Li Luo'dan geri çekti ve elini sırtına koydu, masmavi gözleri uzaktaki siluete hiçbir dalga olmadan baktı - bu Tals'tı.

Tals'ın gözleri, iz bırakmadan hemen kaybolmadan önce nefret ve kıskançlık duygularıyla parladı. Tüm sihir gücünü kaybeden önceki israfın beklenmedik bir şekilde talihsizliklerini değiştirebileceğini hiç tahmin etmemişti, tek bir hamlede sadece büyü gücünü geri kazanmakla kalmadı, aynı zamanda herkesin odak noktası haline geldi.

şekilde talihsizliklerini değiştirebileceğini hiç tahmin etmemişti, tek bir hamlede sadece büyü gücünü geri kazanmakla kalmadı, aynı zamanda herkesin odak noktası haline geldi.

Elvis'in ilgi odağı olduğu ve Elvis tarafından bastırıldığı zamanlardaki isteksizliği ve kıskanç düşünceleri bir kez daha kalbini vurdu.

Tals su yüzeyinin üzerindeki koridordan geçti ve Elvis'in oturduğu köşke gitti. Açık gri gözleri Elvis'e tiksintiyle baktı, "Elvis, sen çok harikasın. İki yıl içinde, sadece sihir gücünüz geri gelmekle kalmadı, aynı zamanda üç yıldızlı bir Bilgin Büyücü oldun.” Konuşma tonu kıskançlık doluydu.

Elvis duymuyormuş gibi yaptı, sadece başını kaldırdı ve hala bir dağ gibi hareketsiz oturan Tals'a bir bakış attı.

Tals, "Hâlâ klana geri dönüp önceki tedavinin tadını çıkarmak istiyor musun?" diye devam etti. Tals doğal olarak Elvis'in büyükannesi yüzünden Mika Şehri'ni tek kelime etmeden doğrudan terk ettiğini biliyordu. On yıldan fazla bir süredir kaldığı evi bile sattı, ama şimdi kararının değişmeyeceğini kim bilebilirdi?

"Heh." Elvis sonunda doğruca Tals'a baktı, eli hafif değil yavaş bir tempoyla karnının üzerine yatan kedi gibi kartopunu okşuyordu. Masmavi gözleri bir bakışta insanların kalplerinin içini görebiliyor gibiydi, Tals'ın baştan aşağı açıklanamaz bir şekilde buz gibi soğuk hissetmesine neden oldu, "Geri gel, neden geri gelmek isteyeyim ki?" Konuşmayı bitirdikten sonra Elvis'in yüzünde görünmez bir alay belirdi, hızla Li Luo'yu aldı ve köşkten ayrılarak doğrudan Tals'ın yanından geçti.

Gölün koyu mavi suyu hala sakindi, çünkü esinti hafifçe esiyor, büyük bir salkım çiçeği dizisi rüzgarda hafifçe sallanıyor ve hava hafif bir kokuyla doluyor.

Tals, ruhu geri gelene kadar uzun bir süre pavyonun içinde hareketsiz kaldı, birkaç kez titredi, sonunda yüzü biraz renk kazandı. O anda neredeyse Elvis tarafından öldürüleceğini düşündü.

Daha sonra, az önce kalbindeki korku hızla kalbini yakan öfkeye dönüştü, gözleri Elvis'in kaybolduğu yöne kötü niyetli baktı, "Madem öyle diyorsun, o zaman Roxis Clan üyelerinden biri değilsin. Artık değil. Bu durumda bir şey yapsam bile klan kurallarımızı ihlal etmeyecektir.” Bunu söyledikten sonra o da köşkten ayrıldı.