-Sen eski beni bilirdin Ceylin. Yeni benden haberin yok. Zaten arkadaşlığımıza azıcık değer versen bana böyle yapmazdın.

Diziyle yere çöktü ve

-Eğer sen arkadaşlığımıza azıcık değer verseydin Ayşıl ile arkadaş olup beni unutmazdın.

Sadece güldüm

-Kendi bokunda boğul. Kaltaklığınla da yüzmeye çalış. Sen seversin öyle şeyleri.

Dediğim gibi bana vurmaya başladı. Bir zamandan sonra hissetmemeye başladım. Sırf beni dövecek diye lafımdan kalacak halim yok. Dudağımda patlamıştı. Ne güzel(!)

Sonrasında tek bir kelime edip gitti.

-3 günün var ufaklık. Gitmezsen Ömercikle sonsuza kadar ayrılırsınız. Ama gidersen de ayrılırsınız. Tüh aşk hikayesi başlamadan bitti.

Ve gittiler.

Sinirden bacaklarımı kendime doğru çekip ağlamaya başladım. Belki o kadar da sadece sinirden değildir. Çok az korkudan. Ama az. Tamam çok korkuyorum. Ceylinden değil. Ya yayarsa o fotoğrafları. Ya giderse. Ya gidersem. Ya ayrılırsak. Cidden ya başlamadan biterse.

Zil çaldı sonrasında da. Bunlar 15 dakikada mı oldu cidden? Bana yarım saat gibi geldi.
Ağlayarak ayağa kalktım. Gözlüğüm nerede? Etrafa baktığımda yerdeydi. Ve bir kulpu gevşemişti.

Lanet olası!

Aynadan kendime baktım. Üstüm başım kan içinde rimelim eyelinerim hep akmış bir şekilde kendime baktım. Ve sadece ve öylece tükürdüm aynaya. Bu dayak yeme olayı bana yakışmamıştı. Kızlar tuvaletindem çıkıp sınıfa yöneldim. Gözlüğümü takmamayı tercih ettim. O yüzden çıkardım. Fazla göremiyorum ama kavanoz dibi gözlüklerimde yok.

Öğretmenler dağılmıştı. Sınıfın kapısını çalmadan içeri girdim.

Ömer Hoca bana şaşkın gözlerle bakarak

-Şevval! Ne oldu sana?!

Cevap bile vermemiştim. Çantama eşyalarımı tıkıştırırken Efe de bir yandan

-Şevval ne oldu?! Bu halin ne? Dayak mı attılar lan! Kim. Pişt konuşsana.

Bana daha nicelerini sayarken ben kapının yolunu tutmuştum. Koridorda bir ayak sesi duyduğumda arkama dönmek istemedim.
Ta ki kolumdan tutulana kadar. Döndüğümde Ömer Hoca'ydı. Yeniden ağlamaya başladım.

-Ufaklık sakin ol.
Diyip kollarımdan sıkmadan tuttu.

-Şimdi bana neler olduğunu sakince anlat.

Kafamı sağa sola salladım.

-Anlatman lazım Şevval. Anlayamam ya da sana vuranlara bir şey yapamam.

-Hocam lütfen. Yalnız kalmak istiyorum sadece. Gitmek istiyorum. Sonra sorun bana.

Kafasını salladı.
-Ama önce bir düzelt kendini. Gel benimle.

Diyerek elimden tutarak peşinden sürükledi beni. Şu halimle ufak bi mutlu oldum sanki.

ELİMİ TUTTU!!
Yuppii

Beraber öğretmenler odasına girdik. İlk Yardım çantasını bir dolabın içinden aldı ve yanıma geldi.

Ağlamamı neden durduramıyorum?

Dayak yemek zoruma gitti galiba. Ya da... Bilmiyorum neden böyle olduğunu.

-Ufaklık ağlama artık. Geçti. Bak ben buradayım. Ben varken sana kimse birşey yapamaz.

HOCAM'A | TAMAMLANDI✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin