Acılar ve Zaman

69.7K 2.7K 1.3K
                                    

Selllaaammm! Ay ben geldim. Kesiti 14 Haziran da paylaşamadım. Oysaki bir okurumun doğum günüydü ama maalesef ki gidip onca kişinin yediği pastadan tek zehirlenen olarak tarihe geçmekle meşguldüm. :(

Neyse çok konuşmayacağım. Bugün doğum günü olan sevgili papatyam azerkaraca01101 doğum gününü tüm kalbimle kutlar, yeni yaşında huzur ve mutluluk dilerim...

14 Haziran kızı tuana_37 sende iyiki doğdun bebeğim ❣️

Bölüm şarkım yok, çok duygusuz hissediyorum. Kendi gönlünüze bıraktım muaahh <333

İyi okumalar^

*

“Arkadaşlar perdeleri dekorasyon için kullanıyoruz estetik durmalı evet biraz daha toplamalısınız. Ah hayır” avuç içimle belimi destekleyip topuklu ayakkabılarımın üzerinde hızla adımlarla organizasyon çalışanının elindeki perdeyi tutup masa üzerindeki toplu iğneler ile birbirlerine tutuşturdum.

“Ve işte bu şekilde!” ellerimi birbirine vurup başımı iki yana yatırdım. “aynı ton bir şeritle büzgüleyip yakut tokayla süsleyin” gözümün önünde canlanan görüntüyle başımı salladım. Evet hoş olmuştu.

“İstediğiniz altın işlemeli yemek takımları da geldi Aden Hanım. Bakacak mısınız yoksa kaldırtalım mı?” başımı sol tarafımdaki sorumlu kadına çevirdim ve onaylar nitelikte salladım.

“Camlar dışarıdan filtreli değil mi? Basının kesinlikle içeriden görüntü almasını istemiyoruz. Girişte görüntü alınacak ama daha sonrası için kesinlikle böyle bir şey istemiyoruz. Bu konuda daha hassas olunmasını söyleyin.”

“Talimatlar verildi efendim, merak etmeyin.” geriye birkaç adım attıp isminin Nilüfer olduğunu öğrendiğim kadına döndüm. “Yarın akşam bitiyor tüm bu çile Nilüfer Hanım ama lütfen bir aksilik çıkmasın.” anlayışla gülümseyen kadına mahçupca baktım.

“Estağfurullah Aden Hanım benim işim bu. Üstelik her şey olması gerektiği mükemmelikte olduğundan şüpheniz olmasın. Aklınız kalmasın.” gözlerimi açıp kapattım ve zarifçe gülümsedim.

Çalan telefonum ile bakışlarım elime kaydığında ekranda gördüğüm numarayla kaşlarımı çattım. Kayıtlı değildi ve son bir haftadır Yağız ısrarla farklı numaralardan arıyordu. Açıp açmamak arasında kararsız kalsam da içimdeki huzursuzluğa rağmen açıp kulağıma dayadım.

“Efendim?” sesli bir nefes sesiyle birlikte Yağızın aceleci sesi duyuldu. “Aden?” açmamı beklemiyor olacak ki ilk birkaç saniye bekledi ve peşisıra çarçabuk konuşmaya devam etti. “Biliyorum benimle konuşmakta, görüşmekte istemiyorsun ama lütfen. Lütfen kendimi açıklamama izin ver.”

Öfkeyle dolduğumu hissederken diğerlerinin yanından seri adımlarla uzaklaştım. “Sadece 5 dakika” diye yinelediğinde görebilecekmiş gibi sol elimi kaldırıp gözlerimi kapattım. “Yeter! Dur artık.” gözlerimi açtığımda geniş pencerenin arkasından karlı bahçeyi izledim.

“Bazı şeyleri anlarım tamam mı? Toleransta gösterebilirim ama senin benim evimde, en yakın arkadaşımı becermeni hiçbir yere koyamam, sığdıramam. Benim midem bunu kaldıramaz.” arkadan gelen hışırtılarla arabada olduğunu farkettim ve ardı sıra boğuk sesini duydum.

“Nazlı-” sesli bir nefesi içime çektiğimde konuşmasına müsaade etmedim. “Aden.”

“Aşağıya in konuşalım iki dakika.” kaşlarım çatıldı ve ben refleksle arkamı döndüm. “Neredesin?” buraya gelip gelmemiş olmasını dert edinmeme fırsat kalmadan Zeyd'in elleri cebinde çattığı kaşlarıyla birlikte bana baktığını gördüm. Onunla zorunlu olmadıkça konuşmuyorduk. O gecenin sabahını sabah etmiş durulmak bilmeksizin birbirimizin tenlerinde soluklanmıştık. Kimi zaman uykuya dalıyor hemen sonrasında Zeyd'in tenini tenimde hissedip yeniden aynı istekle dolup taşıyordum. Güneş doğduğunda son kez ilkel bir istekle haykırmış ve sonrasında ikimizde tam anlamıyla bayılmıştık. Israrla çalan telefonumun sesiyle uyandığımda Zeydin başı göğüslerimin arasında, uzuvu içimde aynı sertlikte bulduğumda neredeyse yapışmış göz kapaklarımı zorlukla açıp üzerimden itmeye çalışmıştım ama bu içimdeki uzvunu daha da belirginleştirmekten öteye gitmemiş yıllardır ilişkiye girmeyen organımı acıyla karışık zevkle sızlatmıştı.

TEDH +18Where stories live. Discover now