2. Bölüm: Hayal kırıklığı

387 83 271
                                    

Davetliler yavaş yavaş gelmeye başladı. Bende ağır ağır kürsüye doğru ilerleyip yerimi aldım. Hiç alışkın değildim böyle sunum yapmalara. Az da olsa panik karışımı heyecan vardı içimde. Program ilerlerken gözlerimdeki ağırlığı ve yorgunluğu iliklerime kadar hissedebiliyordum.
...
Sonunda program bitti ve herkes yemek yemek için dağılmaya başladı. Programın bitmesini dört gözle beklemiştim adeta. Yavaş yavaş arabama yöneldim. Tam arabaya binmeye hazırlanırken omuzuma bir el dokundu. Arkamı döndüğümde Deniz'in yeşil yeşil bakan gözleriyle göz göze geldik. Program her ne kadar sıkıcı olsada en güzel yeri Deniz'in şarkı söylemesiydi. Onun eşsiz ve huzur veren bir sesi vardı. Saatlerce onun sesini sıkılmadan dinleyebilirdim.

- Hocam telefonunuzu içeride unutmuşsunuz onu getirdim.
(Alaylı bir tebessümle)
- Sen bu kadar dikkatli miydin? Denizciğimm deyip kocaman gülümsedim.
Utandığı kızaran yüzünden belli oluyordu.
- Aşk olsun hocam. Telefonu uzattı. Ardından'' hocam bu akşam işiniz varmı ?'' diye utanarak sordu.
- Müsaitim canım bir sorun mu var?
- Yok hocam bir konu eksiğim var.Her ne kadar çalışsam da yapamıyorum. Sizin sihirli işlemlerinize ihtiyacım var.
(Kocaman gülümsedim.)
- Hangi konun eksik canım.
- Logaritma'da baya eksiğim var hocam.
- Tamam canım. Akşam gelirsin evde olacağım.
- Sağ olun hocam. Siz olmasanız n'apardım. İyi ki varsınız. İyi öğlenler. Afiyet olsun.
- Sende iyi ki varsın canım benim. İyi öğlenler. Deyip guruldamaya başlayan karnımı farkedip hızlıca yola koyuldum. Öğleden sonra dersim yoktu. Uyumak için vaktim olacaktı ve bu beni mutlu etmeye yetiyordu fazlasıyla.

Eve geldiğimde canım garip bir şekilde makarna çekti. Mutfağa girip makarna yapmaya başladım. Yanına da patates kızartmaya başladım. Karnım iyice acıkmıştı. Gurultularını duyabiliyordum.

Hazırladığım yemekten birer tabak koyup balkondaki masaya taşıdım. Bir yandan yemek yiyip bir yandan siyaset gazetelerini okumaya başladım.
...

O kadar derin uykuya dalmışım ki saate baktığımda akşam 6.38'i gösteriyordu. Bunca saat burada uyumuş olamazdım. Birsürü iş vardı. Masayı toplayıp mutfağı temizlemem gerekiyodu. Birden aklıma Deniz'in ders çalışmaya geleceği geldi. Hızlıca yerimden kalkıp masayı ve evi toplamaya başladım. Deniz için yiyecek bir şeyler hazırlayıp oturma odasındaki sehpaya koydum. Logaritma test kitabını da alıp hemen koltuğun üstüne bıraktım.

Heryeri temizldikten biraz sonra zil çaldı. Gelen Deniz olmalıydı. Oyalanmadan kapıya doğru yöneldim. Evet gelen Deniz'di ama Denizde çözemediğim bir gariplik vardı.

- Hoş geldin canım. İçeri geç geliyorum. Sana bir bardak su getireyim. İyi görünmüyorsun. Yorgun gibisin.
- Gerek yok hocam. Teşekkür ederim.
(deyip içeri geçti.)
Bende mutfağa geçip bir bardak su aldıktan sonra Deniz'in yanına geçtim.

- Al canım. Biraz su iç .
- Gerek yoktu ama sağolun hocam.
- Hadi bakalım. Vakit kaybetmeden başlayalım.
- Olur hocam.

Denize ders anlatırken hiç beklemedigim şekilde elleri kalçama değmeye başladı. Yanılıyorum diye düşünüp biraz kaydım ve ben kayınca Deniz iyice yaklaşıyordu. Elleri vücuduma daha belirgin bir şekilde dokunmaya başladı. Bir süre bekledim. Tesadüf diye düşündüm. Ama baya baya tacize uğruyordum. Korkudan ellerim titremeye başladı. Deniz bu değildi. Ne yapmışlardı bu çocuğa? Ne olmuştu benim bildiğim Deniz'e?

Yanından yavaş yavaş uzaklaşmaya başladım. Ben uzaklaştıkça Deniz iyice bana sokuluyo ve elleri dokunmaması gereken heryerime dokunuyordu. Bu tacize daha fazla dayanamayıp '' Bu günlük bu kadar yeter Deniz. Sonra devam ederiz.'' Diyip ayağa kalktım. Bunu dememin üzerine Deniz sinirlenip kolumu kavradı ve beni kendine çekti. Dengemi kaybedip Deniz'in kucağına düştüm. Düşmemin eskisiyle Deniz öpmeye ve vücudumu ellemeye başladı. Elleri heryerimdeydi. Herşey kâbus gibiydi. Kollarından kutulamayacağımı anlayınca masada duran tabağı alıp kafasına vurdum ve elinden kurtulmayı başardım. Hızlıca kendimi banyoya atıp titreten ellerimle kapıyı kapatmaya ve kilitlemeye çalıştım.

Deniz ayılmış olacakki banyonun önüne gelip kapıyı tekmelemeye ve ''aç kapıyı ''diye bağırmaya başladı. Bu benim sevdiğim öğrencim Deniz olamazdı.
...

Sesler kesilmişti. Acaba Deniz gitmişmiydi? Yavaşca banyonun kapısını açıp parmak uçlarımda evi dolaşmaya başladım. Korkuyu iliklerime kadar hissediyordum. Dış kapı açıktı. Gitmiş olmalıydı. Yine de emin olmak için bütün heryeri tekrardan dolandım.

Deniz gitmişti. Ne olmuştu bu çocuğa? Kim ne demişti? Kim ne yapmıştı? Sanki bilinçsiz yapıyodu yaptıklarını. Çaresizce etrafa bakındım. Ev bayağı dağılmıştı.

Bulunduğum yere oturup güzümde yaş kalmayana kadar ağladım. İlk kez böyle bir olayla karşı karşıya kalmış ve tazice uğramıştım. Üstelik taciz eden kişi en güvendiğim insanlardan biriydi. Biraz daha sakinleştikten sonra evi toplamak için ayağa kalktım. Başım feci ağrıyordu. Bir bardak su ve ilaç içip evi toplamaya başladım.

Gözlerim kıpkırmızıydı. Uyku vaktim gelmişti artık. Aklımda  bin türlü soru vardı. Yarın 12-A ' ya dersim vardı. N'apacaktım şimdi ben. Derin bir nefes alıp telefonuma saate baktım. Telefonumun şarjı bitmişti. Yattığım yerden doğrulup prize doğru ilerledim. Telefonumu şarja bırakıp yatağıma geri döndüm.

Her ne kadar uyumak istesem de hıçkırıklarımla , gözyaşlarımla, titreyen bedenimle baş edemiyordum.

Umarımm beğenirsiniz. Bu yola çıkarken gerçekten çok çekindim. İçimde hep yapabilirmiyim acaba sorusu döndü. Her zaman yanımda olan iki arkadaşımın desteğiyle bu işe atıldım. Çok hevesliyim. İnşallah istediğim sonuçları alırım. Yılıdıza basıp yorum yaparsanız çok mutlu olurum. 💚🦋

Son Nefes EzgisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin