3. Bir Anlaşma

En başından başla
                                    

Atından inip bize doğru yaklaştı. Aqua'nın sırtından inmeye tenezzül dahi etmedim, bunu terbiyesizlik olarak göreceğinden de emindim. Benim bir şey yapmama gerek kalmadan Aqua yapacağını yapmış ve ona doğru bir atakta bulununca geriye doğru sendeleyip kendini yerde bulmasına neden olmuştu. Askerler arasında gülüşmeler oldu. Amy bile tebessüm ile yaklaşmıştı bu hale.

Askerlerine sert bir bakış atıp seslerinin kesilmesini sağladıktan sonra bana yöneldi hemen. Bu sefer temkinli ve Aquadan daha uzakta.

"Atın da senin kadar vahşi."

Ağzındaki toprak tadından kurtulmak için yere tükürdü.

"Hayır, yalnızca asi. Tıpkı benim gibi."

Komik bir şey söylemişim gibi gülümsedi. Yüzündeki gülümsemeyi yok etmeyi gerçekten çok isterdim.

"Asi Clayton düşesi bu ismi kısa süre sonra kullanamayacaksın." Saçını geriye attı. "O yüzden tadını çıkarmanı öneririm küçük kardeşim." Yüzündeki gülüş en az benim gülüşüm kadar sahte.

Söyledikleri beni gafil avlamasına izin verdim.

"Bu ne demek şimdi?"

Şaşkınlığım onda buz etkisi yarattı. Ağzından kaçırdığını fark edince rengi attı bozuntuya vermemeye çalıştı. "Demek fırtına öncesi sessizlik değilmiş. Daha fırtına kopmadı desene." Dedi kendi atının yanına giderken.

"Lafı dolandırma."

"Yakında İngiltere tarihinin en güzel gelini olacaksın demek kardeşim. Şimdi yolunda çekiliyorum. Seni olaylardan daha fazla mahrum bırakmak istemem." Ufak bir el hareketiyle çember açıldı. "Ha bu arada bu yaratıkla işim bitmedi. Bunu ödeteceğim."

Bütün sırtım öfkeyle yay gibi gerildi. "Ne incinen egon ne de bu kadar insanın önünde çuvallayışın umurumda. "

"Asi sakin ol ne olursun. Sadece her zamanki gibi sataşıyorsunuz ciddi bir şey yok." Teselli etmeye çalışıyordu beni Amy. Her zaman ki gibi alttan almamı istiyordu, benim böyle bir niyetim yoktu.

"Bunu göreceğiz." Dedikten sonra cevabımı beklemeden birliğine devam işareti verdi .

"Elbette." Dedim kendinden emin duruşumu asla bozmayarak. "Hemen babamla görüşmeliyim."

"Bence de artık olanları dinleme zamanın geldi." Dedi başını bile çevirmeden ve hızla gözden kayboldular.

"Babam benden habersiz böyle bir şeye kalkışmaz." Kendimi ikna etme çabalarına başlıyordum.

Aqua'yı daha da hızlanması için yönlendirdim. Asma kapıyı geçince çakıllı yoldan devam ettim. Altın atımı Jensen'a emanet etmekle yetiniyorum. Yüzümü gören ihtiyar endişeli "Bir şey mi oldu Asi?" Hafifçe eğilip yüzüme daha iyi bakmaya çabalıyordu.

"Hayır, ama şimdi olacak."

Kalenin merdivenlerine doğru koştum. Amy'nin çığlıklarına sağır kesilen kulaklarım adeta patlamaya hazırdı.Ciğerlerim yanıyordu ama duramazdım.
"Baba. Baba nerdesin?" Durmadan aynı şeyi tekrarlıyordum, elimden daha fazlası gelmiyor, o an için hiçbir şey düşünemiyordum.

Bu koca sessizliği bozan tek şey benim sesimdi.

Merdivenlerde sonunda nefesim kesildim. O an kuvars kolyemi sıktığımı fark etmedim, adımlarımın arkasından ufak kan damlacıkları bırakıyordum. Bağırmayı kesmiş değildim. Ne olduğunu anlayamayan kapı muhafızları şaşkın olsa bile hemen kapıları açtılar. Kaleye girdiğimde çığlıklarımı işiten Matmazel Aurorette merdivenlerin başında göründü koşar adım yanıma geldi.

Asi ve KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin