QUEEN OF K-POP || JUNG JAEHYUN

[ Prolouge ]

Medya ; Yi Féng

Oldukça kasvetli bir havanın hakim olduğu gökyüzü genç kadının ağlamalarına eşlik ediyordu sanki. Saçı, elbisesi, zihni her şeyiyle tamamen dağılmıştı. Baştan aşağı bir enkazı andırıyordu ve bu halde olan sadece dış görünüşü değildi. Ne yazık ki kalbide bir harabeden farksızdı. Zorlukla duvara tutuna tutuna ayağa kalkmaya çalıştı. Hıçkırıklarla beraber akan göz yaşları dinmiyordu bir türlü. Hayatı bir anda tepe taklak olmuştu.

Arkadaşlarının yoğun isteği üzerine onları kıramayıp konsere gelmeyi kabul etmişti. Gün güzel ilerliyordu aslında. Konserde bağırarak şarkı söyleyenler, sakince takılanlar, sigara bağımlılığından konserde bile vazgeçmeyip sigara içenler gibi her tip vardı.

Yi Féng arkadaşlarının zoruyla gelmiş olsa bile eğlenmeye çalışıyordu. En azından arkadaşları kadar büyük fanı olmasada az çok tanıdığı bir sanatçının konseriydi. "Choi John" Bununda avantajıyla arada şarkılara katılıyor en azından evde tek takılmaktansa gelmeye karar vermenin iyi olduğunu düşünüyordu.

Hatta yapılan küçük etkinliklerde olmuştu konser sırasında. Konser sonrası kuliste sanatçı ile kısa bir sohbet ve imzalı fotoğraf şansı. Kişiler sorulan soruya cevap vermek için söylenen numaraya sms ile yanıt yazıyordu. Şans eseri Yi Féng kazanmıştı ama Choi John ile görüşmeye isteği yoktu diğerlerinin aksine.

Fakat arkadaşının " Lütfen git benim adıma imzalı fotoğraf al. Ne olur. " diye yoğun ısrarı ile oflayarak peki demişti.

Konser sonrası görevlinin Yi Féng'i yönlendirmesi ile kulise gidebilmişti. Başta bir sorun yoktu ama John o istememesine rağmen ona yaklaşıp dokunmaya çalışmıştı. O an başından aşağı kaynar sular dökülüyor gibi hissetmiş ve buraya geldiğine pişman olmuştu. Hala fırsatı varken kulisten kaçmayı denesede oğlanın ona ikram ettiği içeceğin içindeki ilacın etkisini göstermesiyle gözleri yavaşça kapanıp karanlığa çekilerek genç adamın kollarına düşmüştü. Genç kadın kendine geldiğinde ise her şey için çok geçti artık. Zavallı kadıncağız yaşanılanları hatırladığında perişan olmuştu.

Olanlardan sonra hakkını ne kadar aramak istesede para, yakışıklı bir yüz ve samimiyetsiz sözde pişmanlıklarla dolu bir özürle gündem bu olayı unutmuştu zamanla. Kore'deki bazı kesimler için iyi bir yüz ve sahte pişmanlık duygusu ile kendinizi acındırmanız tecavüz gibi iğrenç bir suç işleseniz bile affedilmeniz için yeterli bir sebepti.

Aradan geçen birkaç hafta sonra ünlü şarkıcı normal hayatına dönmüşken genç kadın hayatının şokunu yaşıyordu. Elindeki pozitif çıkan hamilelik testi ve ne yapacağını bilememenin getirdiği o belirsizlik hissiyle deliye dönmüştü. Henüz 25 yaşında genç ve umut dolu bir dönemde olması gerekirken olanlara hala inanmak istemiyordu. Bunları hak edecek nasıl bir günah işlemişti de tanrı onu böyle cezalandırıyordu ?

~ 9 ay sonra ~

Genç kadın çok fazla düşünmüştü. Shin Yi Féng Kore'ye birçok hayalle gelmişti ama artık hayal kurmak şöyle dursun yaşamaya bile hevesi kalmamıştı. Tıpkı kendisi gibi karnındaki minik bedeninde yaşama hakkını elinden almayı kaç kez düşünmüştü fakat o bu kadar da kötü biri değildi.

Tek başına yaşadığı küçük evinde aniden karnına giren sancıyla hemen yanındaki tezgaha tutunmuştu. Zorlukla biraz daha ilerleyip koltuğa oturdu. Biraz dinlenirse belki sancısı geçer veya hafifler diye ama tüm bu çabalar nafileydi. Minik beden artık dünyaya gelmek hayata merhaba demek istiyordu. Eğer bir şansı daha olup zamanda geriye dönecek olsa asla böyle bir şey istemeyeceğini, hayatın aslında onu ne kadar üzeceğini bilmeden hem de.