"Perviz? Sen misin?" 

"Tabiki benim!" Ay çocuğu ayak üstü dövdüm mü yani? Rezil olduk rezil...

"Ben çok üzgünüm senin olduğunu bilmiyordum yani şu maskeyle-"

"Hey önemli değil." Perviz maskesini hafifçe indirip gülmsediğinde kızarmış yüzümün arkasında gülümsemeye çalıştım. "Hadi sizi yerinize götüreyim sonra abimin yanına gitmem lazım."

Kafamı sallayarak Perviz'in arkasından yürürken Efsa'nın elini sımsıkı tuttum. Onun dikkatle Perviz'e baktığını fark ettiğimde aklımda bir şüphe yer etti. Ancak bunu sonraya saklamaya karar verdim.

Kenardan ön taraflara geldiğimizde Perviz bizi sahneye en yakın koltukların olduğu yere götürdü. İşaret ettiği koltuklar sahnenin fazlasıyla yakınındaydı ve bunu Pamir'in seçtiğini düşünmüştüm.

"Size iyi eğlenceler!" Perviz gülümseyerek yanımızdan ayrıldığında yerlerimize oturdum.

Efsa bu kadar önde olduğumuz için şaşkın ve heyecanlı bir şekilde etrafı izlerken ben gözlerimi sahneden alamıyordum. Birazdan Pamir orada olacaktı ve biz ilk kez birbirimizi bu kadar yakından görecektik. En azından o perşembeden sonra.

"Abla?" Başımı sahneden Efsa'ya çevirdim. "Biz bilet göstermeden nasıl içeri girdik?"

Şimdi şöyle...

"Biz şey... internetten bilet aldım! Evet evet o beyefendi de bu yüzden bizi getirdi."

Tek kaşı şüpheyle kalktı, "Yaa, o adamı tanıyor gibiydin?"

Kızım sorgulamasana her şeyi!

"Yok yani ismini biliyorum sadece bizi götürecek kişi olduğu için yani." Umarım cehennemlik olmazdım.  Gerçi bu saatten sonra düşük bir ihtimaldi.

İkna olmamıştı ancak sanırım şu an zamanı olmadığını düşünmüş olacaktı ki önüne döndü. Zaten Pamir'in sahneye çıkmasına da bir iki dakika vardı.

Dakikalar geçtiğinde tüm konser alanını bir sessizlik kapladı. Herkes telefonlarını çıkarıp heyecanla bu anı kayda almayı beklerken ben sadece onu görmek için sabırsızlanıyordum.

Ve o göründü.

Üzerine aynı benim gibi beyaz renk giymişti. Beyaz üzerine yapışan body tüm kaslarını belli ederken arkamda ve etrafımda olan yüzlerce kişinin daha bu görüntüyü gördüğünü bilmek kanımın kaynamasına neden oldu. Bunun nedenini bilmiyordum işte...

Altındaysa kırmızı bir pantolon ve deri siyah ayakkabılar vardı. Mavi hareleri ve altın rengi saçları bu karanlığa rağmen parlıyordu.

Sahneye tamamen çıktığı an gözleri hiç tereddüt etmeden beni buldu. Gök rengi gözleri benim bal rengi gözlerimle buluştuğunda sanki okyanus toprağa kavuşmuş gibi hissettim.

Ya da tam olarak isim veremeyecektim. Sadece kalbim çok çok hızlı atıyordu.

"Bu gece buraya gelen herkese teşekkür ederim açılışı ilk şarkım olan kırık ruhlar ile yapmak istiyorum." Müzik ritmi girdiği an ayağa kalkıp gözlerini daha net gördüm. Onun huzur veren sesi kulaklarımın arasına dolarken huzurla gözlerimi kapattım.

"Vazgeçme dünyadan var sana göre bir yer..."

"Ağla okyanusları doldurana kadar, dolmaz okyanuslar..."

"Yara bantları iyileştirmez mi ruhumdaki yaraları?"

"Kırık ruhlar birleşmez mi?"

Kırık ruhlar bittiği an gözlerimden akan bir iki damla yaşı sildim. Herkes çoşkuyla onu alkışlarken Pamir gülümseyerek yeni şarkı için işaret verdi.

Şarkılar ardı arkasına söylenirken son şarkının son cümlesini söyledi Pamir,

"Beni biraz sever misin?"

Her şarkı sonrası yükselen alkışlar bu sefer çok daha yüksek sesliydi. Her yerden bağırış sesleri gelirken Pamir iki kere mikrofona vurarak sessizliği sağladı.

Boğazını temizlemesinin hemen ardından konuşmak için mikrofonu ağzına yaklaştırdı, "Biliyorsunuz ki yaklaşık bir seneden beri bu platformdayım. Beni dinleyen milyonlarca insana minnettarım her biriniz benim için çok kıymetlisiniz. Ancak ben başından beri istemediğim bu şatafatlı hayata daha fazla devam etmek istemiyorum. Etmeyeceğim de. Eminim ki bana çok kızanlar ve üzülenler olacak... sizden sadece özür dileyebilirim. Üzgünüm ama kendi hayatıma sahip olmak istiyorum umarım anlayışla karşılarsınız."

🎶

Bu bölüme de kısa demezsiniz artık bin kelime olacaktı neredeyse...

Menajer ❦ Texting (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin