Hyung | HyunHoChan (+18) One Shot

683 41 6
                                    

"Ne var, bana öyle bakmayın."

Chan sıkıntıyla nefes verirken kapattığı vlive sonrası sandalyesinde geriye doğru dönmüş gözlerinde ki ateş resmen Hyunjin'i sarıyordu. Minho ise...aslına bakılırsa onun da Chan'dan yana kalır bir farkı yoktu. İkisi de gözlerine büyük bir ateş ve şevk ile küçüğü izliyorlardı. Hyunjin'nin dünya umrunda değildi keyifle dondurmasını yemeğe devam ediyor, arada sırada dudaklarına bulaşan vanilya aromasını diliyle temizliyordu kirazlarından.

"Cidden bir daha vlive açtığımda abuk subuk şeyler yersen sonu senin için hiç iyi olmayacak." diye fısıldadı Chan. Koskoca yayın boyunca hyunglarına zor anlar yaşatan küçük pekte umursamış gözükmüyordu. Omzunu silkerek önünde ki dondurmaya devam ediyordu. Bu sakin ortamın gerginliği ve sessizliği Minho'nun ayağı kalkıp stüdyonun kapısını kitlemesi bozuldu. İkisinin de bakışları Hyunjin'in üzerindeydi. Akıllarından neler geçiyor tahmin etmesi zor değildi Hyunjin için.

"Beni deli gibi becerme arzusuyla dolup taşmanız inanın benim gram umrumda değil. Dondurmamı yemeğe devam edeceğim."

Minho'nun aklında neler geçiyor tahmin ediyordu büyük olan. Minho bilirsiniz basit birisiydi çoğu zaman fizik kurallarıyla örtüşür çözmesi zor ama eğlenceli bir denklem gibiydi. Onun hayat felsefesi etkiye tepkiydi. Dudaklarında muzip bir sırıtma ile küçük küçük adımlarla yakalaştı kendinden büyüğe. Hyunjin'in itmesi demek Minho'nun tepki vermesi demekti bu üçlü ilişkide, hiç istifini bozmadan sevgili hyungunun kucağına kuruldu. Deri koltuktan odada yankılanın sinir bozucu ses duvarlardan Hyunjin'in kulaklarına çarptı, dişleri adeta birbirine kenetlenmişti.

Minho dudaklarını usulca Chan'ın soğuk teninde gezdirdi, boynu sanki ona lütfedilmiş gibiydi. Göz teması Hyunjin'den bir saniye dahi olsun ayrılmadan ilmek ilmek işliyordu Chan'ı. Büyüğün elleri mor saçlı çocuğun eşofmanından ve iç çamaşırından sızarak kalçasına doğru gitti, soğuk parmakların tenine değişi ile duruşunu dikleştirdi Minho. Gözlerinden çıkan alevleri içini kasıp kavuruyordu, Hyunjin onsuz sevişmelerinden nefret ediyordu ve Minho bunu kullanıyordu.

Bangchan'ın soğuk parmakları kucağında ki küçüğün deliğiyle ilgilenirken bir kedi misali nazlanıyordu Minho. "Hyung~" dedi edalı bir şekilde Hyunjin'e bakarak. Chan'ın en sevdiği noktalardan biriydi Minho'nun bu hal bilmez tavırları. O da farkındaydı ki bunları hepsi yaramaz kedinin küçük oyunuydu, adı gibi biliyordu ki Hyunjin birazdan kucağına kıvrılacaktı.

Öyle de oldu, uzun çocuk daha fazla bu tahrik oyununa dayanamadığı için usul usul hyungunun kucağına ilerledi lakin niyetleri arasında oturmak yoktu onun yerine Minho'nun yakasından kavradığı gibi deri koltuğa iteledi, zaten Chan yüzünden sıyrılmış olan eşofman usulca aşağıya kaymış penisi gözler üzerine serilmişti. Hyunjin önce üzerinde ki kumaş parçalarından kurtuldu usulca bu esnada hyungları yercesine izliyordu sanki. Gözlerinden çıkıyordu bütün şehvet ikisininde Hyunjin bunu fark etmiş olacak ki Minho'nun penisinin başından aşağıya süzülen dondurmayı hemen diliyle kavradı, kendi vücuduna da köpek pozisyonuna getirerek seyiren pembe deliğini en büyüğün gözlerinin önüne serdi.

Tutku bütün damarlarında akıyordu, parmaklarını dondurma kabının içine batırarak deliğinin etrafına yaydı ardından parmaklarını itecekken Chan onu ani bir şekilde durdu. Kafasının karışıklığı deliğinde hissettiği dille sonlanmıştı zevkten vücudu titriyordu adeta. Hyunglarının arasında ufak bir zevk oyuncağı olmak sanki tüm gayesiymiş gibi davranıyordu.

İki taraflı haz artık damarlarının bile kaldıramayacağı kadar adrenalin salgılarken tüm bu yaşananlar en uç noktalara alıp götürüyordu Hyunjin'i. Ellerini kıvırcık saçlara atarak geriye çekiştirdi keza bembeyaz teni kızarmış, aldığı nefesler dar geliyordu göğüs kafesine. Güç bela kendini koltuktan yukarıya çekip usulca Minho Hyung'unun kucağına yerleşti, sırtı mor saçlı genç adamın göğüsüne çarpıyordu. Minho sanki olan bitenin farkındaymış gibi sarışın çocuğun omuzlarına rahatlatıcı ıslak öpücükler bırakırken, bu olanların karşısında Chan tüm zevkin tadını çıkarıyordu.

İkisinin de kendisi için delirdiğini bilmek Chan'ın kimseye yansıtmadığı egoist yönünün beslenmesine sebebiyet veriyordu. Minho'nun sert duruşunun yanında kendisine olan muhtaçlığı, Hyunjin'in güzelliğinin verdiği alter egosunu bir kenara atıp kendisine sex tanrısı gibi davranması yeterince tatmin ediyordu Chan'ı.

Usulca yanlarına yaklaşıp ayağa kalktı, onları tepelerinden izlemek çok hoşuna gidiyordu. Sağ eliyle sertleşmiş aletini kavrayarak önünde tüm ihtiyaçlığıyla kendisine bakan iki gencin yüzünde gezdirdi. Bu sırada hissettiği ıslak öpücük ve dil darbeleri tamamen konu dışına saptırıyordu zihnini. İkisi de kucak kucağa oturmuş arsızca Chan'ın aleti için dudaklarıyla savaş veriyordu. Islak kalmayana dek her bir santimini diliyle keşfediyordu iki genç. Bilmedikleri tek şey Chan'ın tüm bu anları muzip bir gülümseme ile telefonuna kaydediyor oluşuydu.

Görüntü alama işini bırakıp ellerinin mor ve sarı renkte ki saçların arasına geçirdi. Usulca iki bedeni yeterince büyümüş olan aletinden ayırırken ıslanmış dudaklarına eğilip önce Minho'nun sonrasında Hyunjin'in dudaklarına bir öpücük kondurdu. İki parmağını Minho'nun dudaklarının arasına iterken, Hyunjin'le dudaklarını birleştirmiş sert ve derin bir öpücüğün içine bırakmıştı kendini Chan.

Bu esnada Minho'nun durmak gibi bir niyeti yoktu, aynı anda hem deli gibi Chan'ın parmaklarını emiyor hemde sertleşmiş aletini usulca Hyunjin'in ıslak deliğinden içeriye doğru itiyordu. Chan'a muhtaç olmayı seviyordu. Hyunjin, ıslak öpücüklerin arasında belli belirsiz bir kaç inleme bırakıp hyungunun ağzına. Usulca Chan'ı yanaklarından kavrayıp dudaklarını güç bela ayırdı büyük olandan. Sırtını iyice Minho Hyung'unun göğsüne yaslarken deliğini Chan Hyung'unun gözleri önüne sermiş yarı baygın gözlerle bir kaç kelime geveledi ağzında.

"Hyung...seni de istiyorum içimde. İkinizi de aynı anda istiyorum. Sizinle dolup taşmak istiyorum. " diye sızlanırken Chan'ın bu isteği reddetme gibi bir lüksü yoktu. Rahat bir pozisyona bulana kadar Hyunjin'in önğne geçip usulca penisini zaten dolu olan deliğin içine doğru itti. Sert duvarların yanına eklenen ikinci bir aletle Hyunjin, Chan'ın çıplak sırtına çizikler bırakıyordu. Minho hem Hyunjin'in sıcak duvarları hemde Chan'ın sertliğini hissettiği için delirecek bir kıvama gelmişti.

En başından beri Chan'la olan ikili ilişkilerine Hyunjin'i dahil etmek isteyen Minho'ydu. Bu üçlü karmaşaya sürükleyen ondan başkası değildi lakin içinde zerre pişmanlık yoktu. Onlar birbirlerini tamamlıyordu, her anlamda.

Chan usulca haraketlerini hızlandırırken bir yandan da Minho'nun öpüşüne yarım yamalak karşılık veriyor, diliyle onun üzerinde üstünlük sağlamaya çalışıyordu. Hyunjin'se başka alemlere çoktan gitmiş zevkten gözlerinden yaşlar akıyordu. Daha şimdiden sonra geldiğini hissederken iki penisede vücudunu tüm acımasızlığıyla bastırıyor anın tadını çıkarmaya çalışıyordu. En nihayetinde aracına ulaşmıştı titreyerek Chan'ın karnına boşalmış ve deri koltuğa boylu boyunca uzanmıştı.

Fakat henüz hyungları için bitmiş değildi. Minho, yorgunluktan koltuğa kıvrılan bedenin üzerini örtmüş usulca başına bir buse kondurmuştu. Chan ise koltuğun boş kuşamına kurulmuş bacaklarını aralayarak soluklanmaya çalışıyordu. "Hyung benimle ilgilenmedin." diye sızlandı Minho Chan'a karşı. Usulca kucağına yerleşip Chan'ın sertliğine içine alırken geniş omuzlara tutunup destek alıyordu.

Alışana değin bir mühlet beklemiş ardından kalçasını aşağıya yukarıya hafif ritmik haraketlerle oynatmaya başlamıştı. Chan ise ellerini en sevdiği yere Minho'nun bel kıvrımına yerleştirdi. İkisi de Hyunjin sayesinde aldıkları zevkin doruğundaydı. Minho her seferinde Chan'a kendini daha da bastırıyor en derinlerine kabul ediyordu. Sonlara doğru yaklaşmışlardı biliyordu her ikisi de. Minho deli gibi Chan'ın ismini zikrederken boşalmış, Chan ise kendini Minho'nun derinliklerine bırakmıştı.

Yorgun ve terden ıslanmış vücutlarını ikisi de Hyunjin'in yanına bırakmış, uzun sarışın bedeni kollarıyla sarmalamışlardı. Gözlerini kapamadan önce belli belirsiz bir öpücük kondurdu Minho Chan'ın dudaklarına, ardında usulca Hyunjin'in göğsüne sokuldu. İki küçükte kolları arasında uyurken Chan kapıdan işittiği sesle gülümseyip küçüklerinin saçlarını okşadı.

"Menajer hyung bu akşam geç saate kadar çalışacağım. Minho ve Hyunjin yanımdalar sen eve geçebilirsin."

_______________

Ay sonunda bunu da bitirdik. Valla kafamı etini yiyen arkadaşlarım okusun da kurtulayım gerçekten. Umarım beğenirsiniz agalar yorum yapmayı unutmayın he keserim götünüzü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hyung | HyunHoChan (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin