1. Kara Orman'ın Kalbine Doğru

Start from the beginning
                                    

Düşüncelerim kapımın çalınmasıyla bölündü.

"Kimseyi istemiyorum." Sesime yansıyan aksi tınının kapıdakini uzaklaştıracağını düşünürken fazlasıyla yanılıyordum.

Kapı hızla açıldı ve Amy koşarak içeri girdi. Hiç tereddüt etmeden yatağın üzerine atladı ve şilte onun ağırlığıyla biraz daha çöktü.

"Kimseyi iste..." Sözümü kesti. Nefes nefeseydi. Böyle anlarda ona söylediğim sözler etkili olmazdı.

Dağılan uzun saçlarını toparladı. "Bana her şeyi anlat. En başından François gerçekten hayallerimdeki gibi mi? Fransa'da aklını başından aldığına eminim." Diyerek kıkırdadı aynı küçük bir kız gibi.Heyecanı karşısında bende gülmeye başladım. Sanırım dedikodular çoktan İngiltere'ye kadar ulaşmıştı, gerçek olmamasının kimse için bir önemi yoktu elbette.

Amy geçen zamana karşı hala sıcaktı. Eski sabah fısıldaşmalarımıza geri dönmüştük bile. Haline bakacak olursam uzun zamandır bunu yapmayı planladığını söyleyebilirdim."Bak sen! Demek sizi uykunuzdan mahrum eden benim Fransa gezim. " Ne sözlerim ne de alaycı bakışlarım onun heyecanını kırmaya yetiyordu.

Dudağını dişledi. "Fransa fethi diyecektin herhalde. Yapma ama Asi. Senden önce haberlerin geldi kaleye. Detaylarıyla anlatmazsan inan ki darılırım sana." Dedikten sonra kollarını bağlayıp tüm dikkatini bana verdi.

"Ne haberiymiş gelen ?" Dedim tek kaşım havaya kalkarken.

"Baban seninle konuşmadı mı? "Bu giderek sinirlerimi bozuyordu. Geldiğim zaman babamla ciddi bir konuşma yapmaktan kaçamayacağımın farkındaydım ama yine de biraz daha zaman kazanabileceğimi ummuştum. Sanırım bugün için umutlarımda dualarımda kabul olmamıştı.

İster istemez hayretle kaşlarımı çattım. "Ne hakkında konuşmamız gerektiğini biliyor musun?"

"Evlilik teklifleri tabi ki. Herkes İngiltere'nin en asi kızı Leydi Victoria'ya hayran kalmış." Bunu söylerken gülümsemesi daha da büyüdü.

Omuz silktim, konu yalnızca buysa düşündüğümden daha iyi bir durumdaydım. Sonuç olarak daha önceki evlilik tekliflerini def etmiştim yine aynısını yapacaktım. Bunların sonra icabına bakardım, nasıl olsa halledemeyeceğim kadar önemli değildi.

Amy sabırsızlık içinde kıpırdanmaya devam edince ona sarayda yaptığım bir kaç oyunu anlatmaya karar verdim. Ona Kralın sarayda barındırdığı cesur şövalyeleri ve yapılan turnuvaları anlattım. Bitirene kadar sözümü kesmedi bu onun için bir ilkti. Normalde beni soru yağmuruna tutar ve öğrenmek istediği detaylar dışında saray hayatına ilgi duymazdı.

Teyit etmek için tekrar aynı cümleyi yinelemem gerekti. "Yani duyduğun şeyler tamamen uydurma, senin anlayacağın hiç kimseden etkilenmedim. Ortalığı karıştırmasam diplomatik krizler ve flörtleşmeler dışında hiç bir şey yoktu sarayda. Tamamen vakit kaybı olduğunu söylemek abartı sayılmaz."

Ama bu kesinlikle onun için yeterli değildi, konuyu deşmeye kararlı olduğu gözlerinden okunuyordu. "Hadi ama Asi o kadar yakışıklı aristokrat vardı hiç birinden biraz olsun etkilenmedin mi gerçekten ?"

Umursamaz bir tavırla iç çekip hızla yataktan kalktım, günümü bu şekilde hibe edemezdim. Yapmam gereken şeyler vardı. Fransa'da iken her akşam rüyama giren bir şey, bir çağrı... Asla tam olarak anlayamamıştım ama bunu bugün çözmeye kararlıydım. Daha fazla kafamı karıştırmasına ya da aklımın bana ufak oyunlar oynadığını düşünmeye bir an olsun katlanamıyordum. Gerekirse bu uğurda birçok şey feda edebilirdim. Hem de tek bir an olsun ikinci bir düşünceye yakalanmadan. Gelişimi hızlandırmamdaki asıl sebep kimseye söylemesem bile buydu.

Asi ve KurtWhere stories live. Discover now