VİRGİNİA WOOLF'UN HAYATI

14 1 0
                                    


"Bir kadın olarak, ülkem yok. Bir kadın olarak bir ülkem olsun istemiyorum. Bir kadın olarak, bütün dünya benim ülkem."


Acıyla beslenen, beynindeki hiçbir şeyi ıskalamamak istercesine yazan, deli dünyanın akıllısı, yazar Virginia Woolf'un hayat hikayesidir...


  Feminizm ve edebiyat tarihinin önemli isimlerinden Virginia Woolf'un, karanlığa hapsolmuş ruh hali, manik-depresif oluşu, yaşadığı sinir krizleri ve onu intihara sürükleyen bunalımları, şüphesiz ki yaşadığı karanlık ve bir o kadar da sancılı hayatın bir neticesiydi... İşte, Woolf'un ölümün kıyısında çokça gidip geldiği, onu defalarca kez intihara sürükleyen bulanık yaşamı...

Virginia, doğduğunda şanslıydı. Çünkü maddi, manevi her şeyini karşılayacak bir aileye doğmuştu. Anne ve babasını birleştiren acılarıydı. Kim bilir, belki de bu acıyı en çok hisseden Virginia oldu. Hissettiklerini, yaşadıklarını yazmakta buldu çözümü; kimi zaman unutmak kimi zaman hatırlamak için yazdı.

Virginia zaman akıp giderken kaçırdığımız ne varsa yakalamayı becerdi. İşte belki de bu beceriydi onu akıl hastası eden... Çünkü ne varsa yakaladı; okyanusun dalgası gibi, düşen sonbahar yaprakları gibi, her gün batımı gibi, her bir kum tanesine dokunur gibi...

Ve hepsini yazdı.

Dünyanın her geçen gün bir cehenneme doğru sürüklendiğine inanan bir insanın, yaşama tutunması ne denli mümkün olabilir ki?


   HAYATIN BİR DAYANAĞI VAR

Virginia woolf, "hayatın bir dayanağı varsa" bu bir anıdır demişti. Onun yazarlık yaşamı iki silinmez anıya dayalıydı: Kuzey Cornwall sahili ve anne-babası. Bir sabah erken, ailesinin St İves'teki yazlık evinin çocuk odasında yatarken duyduğu şuydu:" Dalgalar kırılıyor, bir, iki, bir, iki... Sarı panjurun ötesinde." Sıcak yatağında yarı uyur yarı uyanık halde yatarken bu ritmi duydu ve rüzgar esip panjuru açınca anlık bir ışık gördü ve birden anladı: "Düşünebileceğim en saf esrime." Yıllar sonra, en büyük kitapları Deniz Feneri'nin ve Dalgalar'ın tümünde dalgaların ritmi duyulsun istedi. Yükselme ve kırılma, varolmanın ve bunun sonluğunun maksimum olasılıklarını simgeler oldu.

VİRGİNİA WOOLF KİMDİR?

Virginia woolf, 1882'de Adeline Virginia Stephen adıyla ve hangisinin daha tuhaf olduğunu söylemekte zorlandığı Annesi Julia Prinsep Stephen ve Babası Sir Leslie Stephen editör, eleştirmen ve biyografi yazarı olarak ün yapmıştı. Görkemli kütüphanesi sayesinde kızı kendi kendini yetiştirme fırsatı bulmuştu. Özel öğretmenlerden Latince ve Klasik Yunanca dersleri alan Woolf, henüz dokuz yaşındayken ağabeyi Thoby ile evde Hyde Park Gate News adı altında haftalık bir dergi çıkarmaya başlamıştı. Babasının Viktoryen bağları, sonraları Woolf'un edebi stilini de etkileyecekti. Virginia'nın annesi de babası da daha önce başkalarıyla evlenmiş, ikinci evlilikleri olarak birbirlerini bulmuşlardı. Her ikisinin ilk eşlerinden de çocukları vardı.

Leslie Stephen'in ilk eşi, ünlü yazar William Makepeace Thackeray'nın kızı, Harriet idi. İlk kızları Laura zihinsel engelliydi, ama anlaşılmamıştı. 5 yıl sonra Harriet tekrar hamileydi ve bir kasılma sırasında aniden öldü. O gün Leslie'nin doğum günüydü ve Leslie bir daha doğum gününü asla kutlamadı. William'ın eşi, Harriet'in annesi akıl hastasıydı ve kalıtsal olarak Leslie'nin kızı da anneannesinden mirası almıştı. Kızı Laura, 20 yaşında akıl hastanesine kapatılmıştı. Annesi Julia ise, ilk evliliğinde sorunlu değildi. Tam tersi Herbert Duckwort ile mutlu bir evlilik yaşıyordu. Ancak Julia 24 yaşında ve üçüncü çocuklarına hamileyken, Herbert bir gün aniden öldü...

VİRGİNİA WOOLFOnde as histórias ganham vida. Descobre agora