13. Bölüm "Yağmurlu Geceler."

Start from the beginning
                                    

Fakat ruhu, aynı bok çukurundaydı.

"Kendine gelecek," dedi Kıvanç tükürür gibi bir sesle. "En fazla beş dakika, çok çabuk sinirlendiniz," dedi sinir bozucu bir ifade yüzünde yer alırken. Doğu gözlerini yumup derin bir nefes aldı ve Kıvanç'ı, arkadaşlarından birinin üzerine fırlattı. O sırada Oflaz bu kalabalıktan faydalanmış ve Bade ile Toprak'ı bar tezgahının arkasına saklamıştı.

Yüzünün her yerinde piercing olan adam Dinçer'in üzerine yürüdü ve bir anda elini cebine attı. Bıçağı vardı. Adamın alev figüründe bir bıçağı vardı. Yüzündeki o kirli sırıtışla Dinçer'in üzerine yürümeye başladığında, "Hediyemizi beğenmediğini söyleyemezsin, komiser," dedi sırıtması kötüye giderken, dudağının kenarında az önce Dinçer'den yediği yumruğun bıraktığı silleler vardı, kan akıyordu. Piercingli adamın yanındaki kırmızı saçlı adam, öne doğru çıktığında kızlar arkalarındaydı. Dinçer ilk önce adamın elindeki bıçağa, daha sonra ona baktı.

Elinde bıçak sallayan adam, bıçağı Dinçer'e doğru savurduğunda kendimi engelleyemeden ağzımdan bir çığlık kaçtı. Dinçer bıçak darbesinden kolaylıkla kurtulup, dudağını koparmak ister gibi öyle büyük bir sertlikle ısırdı ki, dudağı kopacak sandım. Elinde bıçak sallamaya devam eden iri kıyıma, "Seni sikerim," dedi kaya gibi bir sesle, sesinde bunu yapacağına dair kesinlikler vardı. "Bu siktiğimin yerinden ölünü arkandaki köpekler çıkarır ve ben emin ol, bu konuda hayvanseverlik yapmam ve onlara acımam."

Bıçağı sallamaya devam eden pislik, saniyelik arkasını döndü ve arkadaşlarına baktı. Kızlar, kana susamış birer hayvan gibi gözlerini bana dikmişlerdi ve ellerindeki bıçaktan, herkeste vardı. İçlerinden biri alev desenindeki o bıçağı bana doğru kaldırdı ve boynumu işaret etti.

Bu sırada diğer grup üyeleri, Dinçer'e bıçak sallayan adamın gözlerine baktı ve o adam, Dinçer'e hedeflediği bıçağı aniden bana fırlattı.

İdam ipinde sallanan ruhumun ayağının altındaki sandalye çekiliyordu ki, kurtarıcı bir ölüm meleğinin parmak ucu bunu durdurdu. Dinçer Akay Alkor, bıçağı havada yakaladığı gibi adamın bacağına tıpkı bir ok fırlatır gibi bıçağı fırlattı ve bıçak saniyeler sonra, adamın bacağının içinde, damarlarını parçalamıştı. "Ona zarar vermeye çalışırsanız, soyunuzu kuruturum sizin!" diye kükredi ve önüne ilk çıkan kişinin suratına sert bir yumruk patlattı. "Beni duydunuz mu?" diye haykırdı erkeksi sesiyle. "Ona dokunanın sonu ölüm."

Dinçer,

Sen nasıl bir adamsın?

"Sen..." dedi kırmızı saçlı adam titreyen bir sesle. "Nasıl?"

Dinçer, Redfire grubuna yeni kişiler de gelmeye başladığını fark etti ve ter damlacıkları oluşmaya başlayan alnını kolunun tersiyle sildi. "Mesleki deformasyon."

Bu sırada Alkan'a içlerinden biri tekme attı ve bu tekmeyle Alkan sinirle homurdandı. "Uğraştırmayın amına koyayım ya," deyip, diğer tekmeyi eliyle tutu ve adamın bacağını kendine doğru çekti, bar tezgahına çarptırdı ve bacağı ikiye ayrılır gibi bir ses çıktı. Bu iğrençti. Alkan'ın yaraladığı adam acıyla haykırmaya başlayınca, grup üyeleri sinirden renk değiştirmişti resmen.

Dinçer'in bıçakladığı adam, yerde bacağından kanlar süzülürken, hâlâ Dinçer'e sövüyordu. Dinçer edilen küfürlere karşılıksız kalacak sandım çünkü bana doğru geliyordu ki, aniden arkasını döndü ve adamın bıçak saplanan bacağına kuvvetli bir tekme indirdi. "Çok konuşma o bıçağı ağzına sokar bu sefer de ağzından kan kustururum seni."

Adamın bacağından kanlar öyle çok fışkırdı ki, attığı acı dolu çığlık gibi kanlar da arkadaşlarının üzerine sıçradı. Alkan şok olmuş gözlerle bana döndüğünde, "Si..." dedi ve daha cümlesinin devamını getiremeden arkasından biri onu tutuğu gibi çekti. Elim koruma iç güdüsüyle ileri atılırken, "Alkan!" diye bağırdım fakat kızlardan birinin eli aniden boynuma dolandı. Boğazımı sıkmaya başladığında, diğer eli de ağzıma kapandı ve öksürmeme dahi izin vermedi.

GÜL AHKERİWhere stories live. Discover now