1

594 35 10
                                    

William belli ki yeni bir uğraş edinmek için araştırma yapıyordu Holmes görgü kurallarına pek dikkat etmeden içeri daldığında . Büyük bir enerjiyle odaya girmiş ve hareketleriyle William'a oturmak yerine volta atmayı tercih edeceğini anlatmıştı .

William'a her zamanki gibi selam vermişti , buna alışkın oldukları için ortamda garipliğin aksine devinim olduğundan dolayı bir sevinç vardı .

"Dökül bakalım Sherlock . "

"Tahminlerini dinlemek isterim , Liam ."

İşinden daha çok zevk aldığı bir şey varsa o da en az kendisi kadar zeki olan bu adamla konuşmaktı , eh , işi de bir dakika bekleyemeyecek kadar acil değildi.

Kırmızı gözlerinden eksik olmayan zeka parıltılarıyla beraber Holmes 'ü inceledi William . Sonra da gülümsedi .

"Bulduklarından memnun gibisin Liam . "

Sakin ve manidar gülümsemesiyle oturduğu yerden kalktı . Ayakta dikilen Sherlock'un etrafında yavaş yavaş dolanmaya başlamıştı .

" Odaya girişindeki neşeli ve heyecanlı tavırlarına bakacak olursak kesinlikle sana kurduğun oyunda yardım edecek bir arkadaş arıyorsun , eğer sorunu çözmek için gelseydin kesinlikle daha karamsar ve gururu incinmiş olurdun . Bu durumda sevgili John'un baba olduğunu söyleyebilirim , bana genelde vakaları çözme aşamasında gelirsin çünkü . John muhakkak meşgul olmalı . "

Sherlock'un sabırsız tavırlarıyla güldü .

"Her zaman işaret parmağında olan yüzüğünü çıkartıp baş parmağına taktığını görüyorum , aynı zamanda ayakkabılarının ıslandığı besbelli . Son zamanlarda burada yağmur yağmadı ama yılın bu zamanı şehrin kuzey kesimleri oldukça yağış alıyor ve daha derine inersek kıyafetlerinin özensizce yıkandığı bir yerde birkaç gündür bulunduğun aşikar . Bu durumda muhtemelen seni davet eden eski müşterilerinden birinin evindeyken aniden bir olaya karışmak durumunda kaldın ve kılık değiştirmen gerekti ama yeterli malzeme bulamadın . Muhtemelen bir çete olduklarından şüphe ettiğin suçluların arasına nasıl dikkat çekmeden girbilirim diye düşündün ve birkaç şey denedin eldeki olanaklarla , bu sırada yüzüğü de sana büyük gelen kıyafetin ardında kaybolması için baş parmağına takıp inandırıcı olup olmadığına baktın ama inandırıcı değildi . Sen de olaya anlık müdahale etmekten vazgeçip daha kapsamlı bir plan için yanıma geldin . Bu müşterin pek de memenun olmadığın şekilde nüfuzlu ve sabırsız bir adam ve senin çözüm yöntemlerine ters bir yapısı var . Seni anında olay yerine müdahale etmen için zorlamış olmalı , eh , sen de biraz eğlenmek pahasına işini tehlikeye atmamakta ayak diretmişsin . İnsanlar ancak iş içinde para varsa , hele sahip olduklarını teyit edemeyecekleri bir para , böyle aceleci ve çileden çıkmış davranabilirler . Son zamanlarda bu çevrede şans eseri yeni bir maden kaynağı bulan bir iş adamından bahsedildiğini duymuştum lakin henüz bunu resmiyete dökmediğini biliyorum . Devletin el koymasından korkuyordu muhtemelen."

Holmes aradığını bulmanın hazzıyla sırıtmıştı , pek açığa çıkarmadığı bu tavrı ona gençlere özgü bir ukalalık veriyordu. Canlı ve özgür bir hissiyat kazanıyordu tamamıyla .

William , Holmes'un yaklaşık üç adım ötesinde durduğu masaya yaslanıp elleriyle masanın kenarlarından destek aldı ve artık kararlılık yerine canlılığı görebileceğimiz gözlerini karşısında ona çocuk gibi gelecek şekilde parıldayan Holmes'e dikti .

"Müşterimi tahmin etmen takdire şayan Liam , evet doğru ama olayın derinliğine inebileceğini biliyorum . Biraz daha düşünürsen en olası olayı tüm ihtimaller ardından bulabilirsin ."

Holmes , açıkça William'a hayranlık duyduğunu belirtiyordu ve farkındaydı elbette ama bunun bir önemi yoktu.

William sadece gülümsedi , içinde merhamet kalmadığını düşünürdü ama bu adam içini ısıtıyordu .

"Holmes , akıllı bir adam kendini fazla açığa vurmaz biliyorsun değil mi ? "

İnsanı yatıştıran , nazik sesiyle ne söylerse iltifat gibi gelirdi . Öyle de oldu , William'ın sakin gülümseyişine karşı kahkaha attı Holmes .

Yüzük taktığı eliyle William'ın omzundan destek aldı ve gülmekten kaldıramadığı başını Liam'a çevirdi .

"İnsanı öldürürsün Liam . "

Sözleriyle söylemedikleri şeyleri anlamıştı ikisi de , Holmes'un laciverte çalan gözleri keyifle parlayan kırmızı gözlerle buluştu son kelimeyle . Kendi gözleri de rengin koyuluğuna karşın farklı bir parıltı taşıyordu üzerinde .

"Biliyorum , Holmes . Şimdi izin verirsen ilgilenmeniz gereken bir dava olduğunu hatırlıyorum ."

Holmes'un serbest haldeki sol kolunun yanından geçip masanın sağ tarafında bulunan tekli koltuğuna doğru yürüdü tekrardan , bu sırada Holmes gülmekle beraber gözlerini devirdi .

"Watson'un neler çektiğini şimdi anlayabiliyorum . "

Yayınlamayacaktım aslında , kendim için yazıyor gibiydim bu sebeple tuhaf yerler varsa affola.

Urge To Touch [ Au ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin