Annesi sanki ailemizden birini daha alacak gibi hissediyordum.

''Gerçekten birinin sana hesap sormayacağını falan mı düşünüyorsun?'' sesini hafif yükseltirken bir elim yumruk halini aldı.

''Kısa kes sonrada git, aile saadetimizi bozuyorsun.'' alayla konuşmamla gözlerinin dolduğunu gördüm. Umurumda değildi, aynı şeyi daha çok küçükken yaşamıştım.

Yaşatılanı yaşatırdım, bir arkadaşım bu olayı görüp, duyar kasmaya çalışsaydı beyin ameliyatında ona nakil yaptırırdım.

''Gerçekten babama iftira atıp, sonrada kurtulabileceğini mi düşünüyorsun?'' sıkıntıyla oflarken savcının kısık sesini duydum. 

'Hay babanın amına koyayım ya.' fısıltılı şekilde konuşurken gülmemek için kendimi kastım.

''Ne iftirası? Mahkemede bile değildin, canımı sıkma benim.'' sinirlerimin gerildiğini hissediyordum.

''İğrenç bir insansın!'' nefesi kesilir gibi oldu, ölecek bile olsan sizlere bir damla su dahi vermem, beni bu durumda bırakan insanların yüzüne dahi bakmam.

''Diyelim ki öyleyim ne olacak?'' umursamaz şekilde konuşuyordum fakat elimi ne zaman tuttuğunu bilmediğim savı elimi tutup, desteklemeseydi böyle olmazdı.

''İftiranı geri alacaksın!'' alayla gülümsedim.

''Kapıyı yüzüne kapatayım mı? Ha, yok diyorsan ben bu kapıyla yapılacak daha güzel faaliyetler biliyorum.'' gülümsemem onu sinir etmişti, içimden gelerek gülmüyordum.

İçimde bir yangın vardı.

''Böbreğimden olunca sevindin, babamdan olunca da sevindin! Nasıl bir insansın sen?'' 

Sedef, sana kötü bir haberim var.

''Aslında başından beri ikisi de bana aitti.'' gözlerim yandı.

''Ne saçmalıyorsun?'' alt dudağımı kanatacak raddeye gelmiştim.

''Kapıyı sana yedirmeden git.'' sertçe kapıyı yüzüne kapattığımda adım seslerini duymuştum, şovu bitmişti.

Kendi içimde bir savaş yaşarken Taner'in kolları arasında buldum kendimi.

''Ağlayacak mısın?'' kafamın üstünde sessiz sessiz konuşmasıyla kafamı iki yana salladım.

''Ben o kadar kötü bir insan mıyım?'' dudaklarını saçlarıma bastırdı.

''Sen tanıdığım en iyi insansın Çilek.'' Taner benim için bir parçasını vermişti.

''İyi ki varsın.'' gözlerimden birkaç damla yaş daha düştü.

''Çilek her zaman seni destekleyeceğim, doğru veya yanlış ne yaparsan yap arkanda olacağım.'' kollarımı daha sıkı doladım ona.

''Ama bu annemle ilişkini onayladığım anlamına gelmiyor.''  kafamda hissettiğim acıyla geri çekildim.

''Oha!'' sesim bağırtılı çıkarken  ger çekildim.

Kafamı ısırmıştı!

''O işi biz hallettik.'' alayla konuşurken kaşlarımı çattım, hain!

''Demek ki şerefsiz insan... Şerefsiz insan her şeyi yapabilirmiş.'' Taner:

''Babaya öyle denmez!'' gülümsemem yüzümde dondu.

Taner, dememesi gereken bir şeyi demiş gibi duraksadı.

''Çilek boşluğuma geldi öyle de-'' cümlesini tamamlayamadan annemin bizi çağırdığını duydum.

''Çilek, Taner!'' derin bir nefes verdim, Taner'e cevap vermeden içeri geçtim.

Tuhaf olmuştum.

Annem ve Kaan içeride ayakta beklerken annemin yanına gittim. Annem yüzümdeki ifadeyle kaşlarını çatıp, direkt yanıma geldi.

''Ne oldu iyi misin?'' yüzümü kavrayarak konuşmasıyla yutkundum.

Bir sorun yoktu, Taner'in dediği şeyle tuhaf olmuştum ama fırsat bulunca tepemeyen bir insan olarak annemin bana kızmaması için:

''Sedef geldi.'' annem kaşlarını çatarak ben de herhangi bir zarar var mı diye süzdü.

''Merak etme anne hallettim, bir daha gelmeyecek.'' annem derin bir nefes verdiğinde moralim bozukmuş gibi davrandım.

Eğer öyle yapmazsam kızacaktı biliyordum.

Kaan acaba her şeyi anlatmış mıydı?

''Senin moralini daha fazla bozmak istemiyorum.'' annemin dediği şeyle kafamı eğdim.

ehehehe.

''Kaan'la konuştum.'' alttan alttan Kaan'a baktığımda kaşlarını çatmıştı.

Sedef meselesi olmadığını, farklı bir şey olduğunu anlamıştı.

''Yaş farkı benim için sorun değil güzel kızım, benden saklamana kırıldım.'' annem beklentimin altında karşılamıştı.

Ben terlikle döver sanmıştım.

''Bir daha lütfen benden bir şey saklama.'' üstüme eğilerek dudaklarını yanağıma bastırdı, kulağıma yaklaşarak:

''Sonuçta ben de Taner'le birlikteyim.'' 

BÖLÜM SONU

Turşu Kavanozu - Texting✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin