Gerçeklerin ortaya çıkışı

369 24 11
                                    

𝑮𝒐̈𝒛𝒍𝒆𝒓𝒊𝒏𝒅𝒆 𝒉𝒂𝒚𝒂𝒕𝒊 𝒃𝒖𝒍𝒅𝒖𝒈̆𝒖𝒎 𝒄̧𝒐𝒄𝒖𝒌.. 𝒏𝒊𝒚𝒆 𝒉𝒂𝒚𝒂𝒕𝒊𝒎𝒊 𝒚𝒊𝒌𝒕𝒊𝒏?

Yanımıza geldiklerinde gözlerimi Hilal'den alıp yağız ve Çağana çevirdim. Yağız'ın her zaman ki gibi yüzünde pişkin sırıtışı vardı. Çağanın.. çağanın yüzünde anlayamayacağım kadar derin, karışık bir ifade vardı. Üzüntü? Üzülse hangi sebepten dolayı üzülücek ki? Pişmanlık? Pişman olsa hangi sebepten pişman olacak? Aman banane umurumda değildi. Aradan geçen sessiz bi kaç dakikaya dayanamayıp söze ben girdim. "Noldu, bi şey mi demeye geldiniz?"
"Hayır, sadece yanınıza gelmek istedik, bu kadar."

Kaşlarım havaya kalktı "bu kadar olduğundan emin misin?" Dedim şüpheyle. Kesin yine Hilal'e bir şey yapmak için gelmişti.
Yağız başını evet anlamında sallayıp "başka ne bekliyordun ki?"

Daha fazla uzatmak istemediğimden konuyu örtmek isteyip "tamam, hadi şimdi gidin. Özel konuşuyoruz yalnız bırakın bizi." Dedim.

Yağız'ın kaşlarını kaldırıp "vayy kovuluyoruz demek ki. Peki gitme fikrini bi de Hilal'e soralım mı? Bakalım o ne diyor?" Demesi göz devirmeme sebep oldu.

Sinirlenerek "boş yapma yağız. Konuyu bi şekilde döndürüp dolaştırıp Hilal'e getirme benim sinirimi bozma." Dedim.

Yağız'ın yüzündeki sırıtma daha da büyüdü. "Tamam, tamam gidiyoruz. Başıma bela almak istemiyorum."

Sonra çağana dönüp "bi şey diyecek misin yoksa gelecek misin?" Dedi.
Çağan yağıza sinirle bakarak "hayır, gidelim." Dedi sertçe. Çağanı ilk defa yağıza karşı sinirli olduğunu görüyordum. Bi şeyler dönüyordu, hem de Benim bilmediğim bi şeyler. Ama bunu öğrenicektim. Sonucunda ne olursa olsun benden saklanılan her şeyi öğrenicektim.

Yağızla çağan yanımızdan gittiği an Hilal'e döndüm. Sorgulayan bakışlarla bakıyordum. O da bunu farkedince derin bir nefes alıp elimi tuttu. "Anlatıcam." Dedi.
"Dinliyorum." Dedim.
"Naz.. hani daha 15 yaşındaydık. 2 yıl önce Yani. Madde kullanıyordum." Bunu demesiyle birlikte yüzümü buruşturdum. Bunu zaten biliyordum ve Hilal'in ağzından duyunca kötü oluyordum.
"O zamanlar yalnız değildim Naz."
Kaşlarımı çattım. Nasıl yani? Bana sadece kendisinin kullandığını söylemişti.

Bozmadan dinledim. "Yağız da vardı.." dediği an şoka girdim. Bi kaç saniye kadar gözlerim faltaşı gibi açılmış Hilal'e bakıyordum. Ağzımdan çıkan tek şey "Ne?" Olmuştu.
Bi kaç dakika sonra kendime geldiğimde ne diyeceğimi bilmiyordum.. Hilal devam edip "hatta.." diyip sustu.
"Hatta ne?"
Biraz tereddüt etmişti. Sonrasında benim bu işten vazgeçmiceğimi bildiği için anlatmaya devam etti.
"Hatta bir ara çok kısa bir süreliğine Çağan da kullanmıştı."
Bi başka şokun gelmesi ile bu sefer baya bi kendimden gitmiştim. Bunlar hangi ara yaşandı? Hangi ara benim haberim olmadan birlikte madde kullandılar? Aklım almıyordu. Hele ki Hilal'in benden habersiz iş yapması daha çok sinir etmişti.
Sinirle sert bi şekilde hızlıca ayağa kalktım. Adımlarımı geriye atarak başparmağımı Hilal'e doğru tuttum.
"Siz.. madde kullanmıştınız ve bunu bana daha yeni mi söylüyordun Hilal?! Niye ya niye? Arkamdan niye iş çevirip yıllar sonra söylüyorsun bunu bana?"
Hilalde hemen kalkıp elimi tuttu. Elektrik çarpmış gibi elimi çektim. Bahçede, insanların arasında olmamız benim gram umrumda değildi.
Hilal yine de dayanamayıp daha büyük bir şok yaşayacağım o cümleyi kurdu..
"Ayrıca.. maddeyi kullanmalarını ben sağladım.."
Bu sefer gerçekten bağırarak "Ne?!" Dedim bahçedeki öğrencilerin bi çoğu bizi izliyordu. Dediğim gibi umurumda değildi.

"Hilal şaka yapıyorsun. Kes şunu hiç komik değil."
Hilal'in gözünden yaşlar akıyordu başını hayır anlamında sallayıp "keşke Naz.. keşke her şey şaka ya da rüya olsaydı.. ama değil.. özür dilerim.. çok özür dilerim Naz.."

"Sakın! Bana bi daha Naz deme!"
"Hayır hayır hayır bunu yapma lütfen yapma."
Çaresiz bir kuş gibiydi o an Hilal dayanamıyordum bu hallerine ama son anlattığı şeyler.. beynimin, kalbimin, bedenimin kaldıramayacağı kadar ağırdı..

Kafamı salladım.

Daha fazla geriye gidip hızlıca arkamı döndüm ve hiç kimseye bakmadan kime çarptığımı bilmeden okulun içine girip Sınıfa girdim. Sıramın olduğu tarafa doğru gidip eşyalarımı toplayıp çantamı sırtıma taktım. Kapıdan çıkınca birine çok sert çarpmıştım ama bu da umurumda değildi.
Tek yapmak istediğim şey nefessiz kalıncaya kadar ağlamak, bağırmak, koşmaktı..

________________________________

Selaaaam:)

Direk konuya girmek istiyorum. Sanırım hikayeyi bırakıcam:)
Çünkü yazdığım satırları sanki boşa yazıyormuşum gibi hissediyorum. Hiç biriniz oy vermiyorsunuz.
Evet, içimdekileri satırlara akıtmak güzel ama onun karşılığını almayınca da kötü oluyor insan:)
Belli değil ama sanırım hikayeyi bırakıcam:)

Neyse umarım bölümü beğenmişsinizdir. Sizi çok seven yazarınıza güvenmeyin:)
Bi bakmışsınız tekrar gelirim bi bakmışsınız gitmişim:)
İyi geceler çöküşte olan, her geçen gün daha da dibe batan özel insanlar.. ❤️✨

KADERİN OYUNUWhere stories live. Discover now